Söze nereden ve nasıl başlamalı bilmiyoruz ama Özkan Uğur’u kaybetmenin hüznü hep kalbimizde kalacak. Bu toprakların popüler müziğine sunduğu hayranlık uyandıran katkılarıyla efsane müzisyeni bir kez daha saygıyla ve çok büyük sevgiyle anıyoruz. Yeri kuşkusuz asla dolmayacak. Pandemi döneminde GAIN platformunda yayınlanan MFÖ belgeselinde de gördüğümüz üzere grubu ayakta tutan temel unsurlardan biri olan Uğur, çok yönlü kişiliğiyle de hatırlanacak.
Özkan Uğur ilk gençlik yıllarından itibaren müziğin içindeydi
Özkan Uğur, 70 yıllık hayatında elbette MFÖ ile müzikal açıdan en zirve dönemini yaşadı. Efsane müzisyenin, MFÖ çatısı altında 1984 yılında yayınlanan ‘Ele Güne Karşı Yapayalnız’ ile başlayan o görkemli yılları zaten malumunuz. Müzik otoriteleri tarafından Türk popüler müzik tarihinin en iyi albümü olarak da nitelendirilen bu başyağıp öncesinde de Uğur, müziğin tam kalbindeydi. Şimdi biraz o döneme bakalım.
17 Ekim 1953 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Özkan Uğur, 1970 yılında Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası ile müzikal yolculuğuna ilk adımını atmıştı. 1971’de Mazhar Alanson ve Fuat Güner ile tanışan müzisyen, böylece Türk müzik tarihine damga vuracak birlikteliğin de ilk adımını atmış oldu. Kaygısızlar adını taşıyan bu grupta bas gitar çalan sanatçı, sonrasında Barış Manço’nun yeni kurduğu Kurtalan Ekspres’e dahil oldu. 1972 ilâ 1973 yıllarında farklı müzisyenlerle çalışan Uğur, ‘Zeynebim’ şarkısında Kurtalan Ekspres ile birlikte kayıt yapmıştı.
Barış Manço’nun askere gitmesi sonrası Özkan Uğur, bu kez Aydın Çakuş ve Nur Yenal ile birlikte 1972 yılında Ter grubunu kurdu. Kısa bir sürenin ardından Ter’e, Erkin Koray da dahil oldu. Topluluk aynı yıl, içinde ‘Hor Görme Garibi’ ve ‘Züleyha’ şarkılarının yer aldığı 45’liği yayınladı. Barış Manço’nun askerden dönmesiyle birlikte Kurtalan Ekspres üyeleri bir araya gelince Uğur da bu sürece dahil oldu. Grup bu dönemde iki plak yayınladı.
Özkan Uğur, ilerleyen dönemde Taner Öngür’ün gruptan ayrılması üzerine Ersen ve Dadaşlar’a dahil oldu. Bu süreçte Edip Akbayram ile de çalışan Uğur, müzikal anlaşmazlıklar sonucu farklı bir yol izlemeye karar verdi. 1976 yılına gelindiğinde Uğur bir başka topluluğun kaydında karşımıza çıktı. Ki o yolun müziğimizdeki karşılığı MFÖ olacaktı. Ancak o zamanlar için topluluğun ismi İpucu Beşlisi idi. Kadroda kimler mi var? Kimler yok ki? Mazhar Alanson, Fuat Güner, Özkan Uğur, Ayhan Sicimoğlu ve Galip Boransu’dan oluşan grup ‘Heyecanlı’ adını taşıyan şarkılarını yayınlamıştı.
MFÖ efsanesinin doğuşuna giden bu sürecin öncesinde Mazhar Alanson ve Fuat Güner ikili olarak çıktıkları müzikal yolculuklarında isimlerini duyuracak işlere imza atıyordu. İkili 1973 yılında ‘Sür Efem Atını’ adlı saykedelik seslerin barındıran şarkılarını yayınlamıştı. Ancak bu zaman diliminde sanki hep eksik bir taş vardı. Ve işte o taş da Özkan Uğur ile yerine oturacaktı.
Bu müthiş kariyeri ve Türk müziğine katkısını zaten bundan sonraki zamanlarda da sık sık anıp hatırlatacağız; o yüzden şimdi rotamızı müsaadenizle İtalya’ya doğru çevirmek istiyorum. Bir ay önce Zorlu PSM’de konser veren Ludovico Einaudi’nin baskısı yenilen bir plağından söz etmek istiyorum.
Ludovico Einaudi’nin ‘Cinema’ isimli çift plaklı bu albümünde sanatçının ağırlıklı olarak filmlerde kullanılmış besteleri yer alıyor. Aralarında ‘Experience’, ‘Asclota’, ‘Fly’, ‘Petricor’ ve ‘Berlin Song’ gibi bestelerin bulunduğu albmünn kapağı da oldukça dikkat çekici. 16:9 kadrajlı bir görselde seyir halinde bir otomobil görüyoruz. Şarkılar itibarıyla insanda yola çıkma isteği uyandıran albümün bu kapak seçimi de bütünüyle oldukça uyumlu olmuş. İlginçtir, albümün plak formatıyla Spotify’da yayınlanan versiyonu arasında bir farklılık söz konusu. Dijital platformdaki albümde aralarında ‘Nuvole Bianche’ gibi gibi şarkılar ek olarak yer alıyor.