Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden Ferit Edgü hayatını kaybetti. Birçok farklı türde eserler kaleme alan 88 yaşındaki yazar aynı zamanda kurucusu olduğu Ada Yayınları'yla bir dönemin en seçkin kitaplarını yayımlamıştı.

Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Ferit Edgü hayatını kaybetti. ‘Hakkâri’de Bir Mevsim’, ‘Eylül’ün Gölgesinde Bir Yazdı’, ‘Doğu Öyküleri’, ‘Bir Gemide’, ‘Kaçkınlar’ gibi kitaplara imza atan Edgü 88 yaşındaydı.

1950 kuşağının en önemli yazarlarından Edgü şiir, öykü, roman, oyun, deneme, biyografi, eleştiri ve aforizma gibi türlerde eserler kaleme aldı. Yazar  farklı türlerde eserler üretmesini sanata duyduğu tutkuyla açıklıyordu. Kendisi de bu tutkunun kökenini bilmiyordu ancak yaşamının son gününe kadar devam eden sanat tutkusunun henüz çok küçük yaşlarda başladığını hatırlıyordu: “Ne öğrendimse kitaplardan, Paris sokaklarından, kafelerinden, müzelerinden öğrendim. Bu açıdan kendimi talihli sayarım.”

Zaten Paris’e yolu da eğitim için düşmüştü. Edgü İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü son sınıf öğrencisiyken gittiği Paris’te Academie Feu’da altı yıl seramik öğrenimi gördü. Sorbonne’da felsefe, Louvre’da sanat tarihi kurslarına devam etti. Askerliğini kendisine ‘O/Hakkari’de Bir Mevsim’i yazdıracak Hakkari’nin Pirkanis köyü ve Beypazarı’nda yaptıktan sonra bir yıl daha Paris’te kaldı.

Edgü’nün kurucusu olduğu Ada Yayınları debiyat, resim dünyasından önemli eserleri okurla buluşturdu.

Ada Yayınları: İlhan Berk vesile oldu, birbirinden değerli kitaplarla devam etti

Man Ajans’ta reklam yazarlığı yaptı. Buradan ayrılıp kendi reklam şirketini, takvimler 1976’yı gösterirken de Ada Yayınları’ını kurdu. Burada çağdaş Türk ve dünya yazarlarının, şairlerinin yapıtlarını ve Türk resminin önemli ressamlarının kitaplarını yayınladı. Doğan Hızlan, Edgü için “Önemli bir yazar olmasının yanı sıra iyi bir yayıncıydı” diyordu. Ada Yayınları’nın kurulmasına vesile olan isim ise İlhan Berk’ti.

Bir gün Berk, Edgü’yü ziyarete gelir, önüne ‘Atlas’ adlı bir şiir dosyası bırakır, “Oku” der. İlhan Berk’in “Kim yayımlayacak” sorusuna Edgü’nün “Kimse yayımlamazsa ben yayımlarım” cevabıyla yayınevinin ilk adımları atılmış olur. Devamını şöyle anlatmıştı Edgü: “İstanbul’a döndüğümde gelip ‘Atlas’ dosyasını masama bıraktı. Söz vermiştim bir kere. ‘Atlas’ı ve uzun süre çekmecede duran ‘Kimse’yi yayımladım. Yıl 1976.”

Aynı zamanda seçkin kitapların yayıncısıydı Edgü. O dönemin yaygın yayıncılık anlayışından uzaktı. Elbette bu yayın politikasında Edgü’nün hayata bakışı ve özellikle resim sanatına düşkünlüğünün etkisi vardı. Edgü ressam olmak isteyecek kadar çok seviyordu resmi. Hatta Paris’te sergiler açtı ama “Beni sözcükler çekiyordu” diyordu. Ressam olamadı belki ama çok önemli bir sanat yazarı ve sanat kitapları yayıncısı oldu. Edebiyat ve görsel sanatı birleştiren bir çatı oldu Ada Yayınları.

Orhan Duru, Demir Özlü, Tezer Özlü ve Güner Sümer gibi yakın dostlarının kitaplarına her zaman öncelik verdi Edgü. Ayrıca Enis Batur, Edip Cansever, Metin Eloğlu, İlhan Berk, Tahsin Yücel, Oktay Rifat, Faruk Ulay, Nazlı Eray, Tomris Uyar, Cemal Süreya, Salah Birsel, Cihat Burak gibi yazar ve şairlerin birçoğunun ilk kitaplarını Ada Yayınları bastı.

Rahmi Eyüboğlu, Abidin Dino yolu Ada Yayınları’ndan geçen isimlerden bazılarıydı. Neredeyse tüm dostlarının yayıncısı olmuştu Ferit Edgü. Bugün hâlâ klasikler arasında yer alan kitapları yayınlayan yayınevinin kapanmasını ise şu sözlerle anlatmıştı: “Türk şiirinden 1950 Kuşağı’nın yazarlarının öyküleri, romanları, daha sonra da sanat kitaplarını çıkardım. Bakkal anlayışıyla iş yapan dağıtımcılar yüzünden 1990’larda yayına son verdim. Yayımladıklarımın hemen hemen tümü dostlarımdı.”

Bir başka söyleşide ise bugüne sesleniyor, “Başka bir yayıncılık mümkün” diyordu yazar: “Güzel ve anlamlı, hiçbir pişmanlık duygusu yaşamadığım çok özel bir serüvendi. Bugün de böyle bir yayıncılık yapılabilir. Yeter ki öyle yazarlarımız olsun ve kitaba karşı sevgimiz, saygımız, tutkumuz olsun. Tabii bir de dürüstlük.”

Edgü’nün kitapları Kitapları Everest Yayınları, Alfa Yayınları, Raskol’un Baltası, Sel Yayıncılık ve Kırmızı Kedi Yayınevi gibi farklı yayınevleri tarafından yayımlanmıştı.

‘Biz politik bir kuşaktık’

Edgü 50 Kuşağı’nın, özellikle öykücülerin Sait Faik’in paltosundan çıktığına inanıyordu. Okuma aşkı da Sait Faik’le başlamıştı: “Biz 1950 kuşağının, özellikle öykücülerinin, Sait Faik’ten geldiğimize inanırım. Dostoyevski’nin o ünlü sözü: ‘Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan geliyoruz.’ Biz de kanımca, Sait Faik’den geliyoruz. Neden? Çünkü biz genç yazarlar yazmaya başlarken gereksinimini duyduğumuz yenilik tohumlarını Sait Faik’te bulduk.”

1950 Kuşağı’nın en önemli öykücülerinden Edgü o dönemki edebiyat anlayışını anlatırken bir şeyler değiştirmeye niyetli, politik yazarlar olduğunu vurguluyordu: “Bizler demokrasi yutturmacasının oynandığı bir ülkede, toplumu ve bireyi değiştirmek isteğiyle yanıp tutuşan gençlerdik. Son derece politik bir kuşaktık. Ama politika ile sanata bizden öncekiler gibi bakmıyorduk. Sanatın, yazının o güne değin Türkiye’de hiç üzerinde durulmamış, tartışılmamış konularını gündeme getiriyorduk. Dile birinci derecede önem veriyorduk.Bunu abartısızca söyleyebilirim: Türkçe bir düşünce dili niteliklerine bizim kuşakla ulaşmıştır.”

Gerçekten de dediği gibi oldu. Politik olmaktan hiçbir zaman geri durmadı. 2013’te Gezi Direnişi hakkındaki yorumları sorulduğunda ‘Gezi-Yorum’ adlı bir şiir yazarak fikrini söylemişti. “Her gecenin bir sabahı vardır /Bu ülkede bile/ Oturmayın. Geleceğiniz için gezinin.”

Edgü’nün eserleri Japonca ve Çince gibi birçok dile çevrildi.

Birkaç yıl sonra da  2017’deki anayasaya değişikliği ile ilgili referanduma “Hayır” çağrısını da yine edebiyatla duyurmuştu: “Abidin Dino’nun, Orhan Veli’nin, Melih Cevdet’in, Oktay Rıfat’ın, Orhan Kemal’in, Sencer Divitçioğlu’nun, Vedat Günyol’un, Turgut Uyar’ın, Tomris Uyar’ın, Orhan Duru’nun, Onat Kutlar’ın adına da HAYIR! Milyon kere HAYIR!”

Edgü büyük bir sadelik ve titizlikle yazdığı satırlarında gerçeğin peşinden gitti ama tek bir gerçek olmadığını da biliyordu. Yalnızlaşan ya da yalnızlaştırılan insanları anlattı, kimi zaman fantastik ögelerle kendi gözünden gerçeğin peşinden gitti. Edgü yazma hevesini gerçeğe ulaşma sevdası olarak tanımlıyordu: “… Yazmak gerçeğe ulaşma sevdası. Hiçbir zaman ulaşamayacağını bile bile… Ama yazmak hatta yaşamak bu tutku olmadan anlamsız, boş…” Alametifarikası haline gelen sade dil ve üslubunu ise “Yazdıklarımda hiçbir fazlalık olmasın istiyorum” sözleriyle anlatmıştı Ayfer Tunç’la Cumhuriyet Kitap için yaptığı söyleşide.

Edgü ‘Bir Gemide’ adlı kitabıyla 1979 Sait Faik, ‘Ders Notları’ ile 1979 Türk Dil Kurumu, ‘Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı’ ile 1988 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü aldı. ‘Hakkâri’de Bir Mevsim’ romanından uyarlanan ve Erden Kıral’ın yönettiği film Berlin 33. Film Festivali’nde, aralarında Gümüş Ayı’nın da olduğu beş ödül kazandı. Edgü’nün kitapları Everest Yayınları, Alfa Yayınları, Raskol’un Baltası, Sel Yayıncılık ve Kırmızı Kedi Yayınevi gibi farklı yayınevleri tarafından yayımlandı. Romanları, öyküleri, denemeleri Japonca ve Çince dahil birçok dile çevrildi.

Edgü’ye tam 11 yıl “Ferit Edgü gelecekte nerede olacak” diye sorulduğunda “Hayata bir rastlantı sonucu yurtdışında eyvallah dediyse külleriyle bir kavanozun içinde. Ya da kendi yurdunda, kara toprakta, yılanlarla, çıyanlarla bir dönüşüm içinde.”

Ferit Edgü için 24 Temmuz Çarşamba günü Beyoğlu Casa Botter Apartmanı’nda saat 15’te anma toplantısı yapılacak. Edgü aynı gün Teşvikiye Camiinden ikindi namazından sonra Aşiyan Mezarlığında son yolculuğuna uğurlanacak.

Ferit Edgü’ye veda

Edebiyat dünyasından da Ferdi Edgü’nün ölüm haberinin ardından birçok veda mesajı yayınlandı. Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı, yazar Adnan Özyalçıner “Kuşakdaşım, sevgili öykücü arkadaşım, dostum Ferit Edgü’yü yitirmenin derin üzüntüsü içindeyim. Edebiyatımızda Ferit’in ölümüyle öykünün bir ayağı kırılmıştır. Yaşamla birlikte süren, devinen, sürekli bir öykünün yazarıydı Ferit. Bitmeyen, bitmeyecek olan bir öykünün yazarı… Öykümüzün, öykücülüğümüzün kaybı çok büyük, çok acı” diyerek arkadaşına veda etti.

 

Hayatını tiyatroya adamıştı: Şener Kökkaya veda etti