‘Oppenheimer’ önümüzdeki cuma gösterime giriyor. Daha proje olarak açıklandığı günden bu yana büyük bir merakla beklenen film, dünya tarihini değiştiren Amerikalı fizikçinin hayatının bir bölümüne odaklanıyor. Christopher Nolan’ın bu çok konuşulan filmi öncesi de tartışmalı bir figür haline gelen bilim insanının hayat hikâyesi özellikle gençler arasında merak uyandırıyor. Bilim insanı hakkında ne yazık ki Türkçede fazla bir kaynak eser bulunmuyor. Konuyla ilgilenenlerin faydalanabileceği tek eser Mesud Topal’ın yazdığı biyografi kitabı.
Robert Oppenheimer, 1904 yılında New York’ta dünyaya gelmiş ve 18 Şubat 1967’de Princeton’da hayatını kaybetmişti. Mesud Topal’ın kaleme aldığı biyografi kitabı ‘Vicdan Bir Kara Kutudur-Robert Oppenheimer’ atom bombasının mucidi olarak bilinen bilim insanının hayatına odaklanıyor. Karakarga Yayınları’ndan çıkan bu biyografi çalışmasında Amerikalı bilim insanın gençlik yıllarından itibaren ölümüne değin tüm hayat hikâyesi anlatılıyor.
Oppenheimer sorulara ne yanıt verirdi?
‘Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombalarından sonra neler yaşadı? Ailesinin başına neler geldi? Bir bilim insanı olarak bir daha dünyaya gelse, yine aynı tutkuyla kendini gözü kara icatlara adar mıydı yoksa bir daha dünyaya bile gelmek istemez miydi?’ Bu soruları muhtemelen yıllardır herkesin aklında. Robert Oppenheimer acaba bu sorulara ne yanıt verirdi? Özellikle Japonya’ya atılan atom bombaları sonrası neler hissettiği ve düşündüğü de büyük bir merak konusu. Topal’ın kaleme aldığı biyografi kitabı bu ve akla gelen daha nice sorunun izinden gidip atom bombasının mucidin karanlık yanlarını da okura aktarıyor.