Sonbaharın gelişi gecelerin uzaması kadar açılan yeni sergilerle de hissediliyor İstanbul’da. Dün sıra Pera Müzesi’ndeydi. Meşrutiyet Caddesi’ndeki tarihi bina sezonu iki yeni sergiyle karşılıyor. Dijital sanatın öncülerinden Vera Molnár ve çağdaşları Dóra Maurer ile Gizella Rákóczy’nin eserlerinin yer aldığı Hesaplar ve Tesadüfler Pera Müzesi’nde açılan sergilerden biri; diğeriyse sadece Vera Molnár’ın sanatına saygı duruşu niteliğindeki Vera Molnár’ın İzinde.
İstanbul Caz Festivali sonrası bir nebze durulan Türk-Macar Kültür Yılı etkinlikleri bu iki sergiyle yeniden ivme kazanıyor. 26 Ocak 2025’e kadar ziyaret edilebilecek sergiler sanatla bilimin buluşması olma özelliği de taşıyor. Üstelik seçilen isimler İstanbullu sanatseverlerin ufkunu açacak kimliğe sahip; tabii yabancı ziyaretçilerin de…
Bir öncünün izinde
7 Aralık 2023’te hayatını kaybeden Macar sanatçı Vera Molnár 99 yıllık ömründe ürettiği eserlerle çağın öncü isimlerinden. Budapeşte’deki sanat eğitiminin ardından önce Roma, sonra da Paris’e taşınan sanatçı ömrünün sonuna kadar bu şehirde yaşadı. 1950’lerden itibaren sanatın alışılmış formlarını terk eden Molnár 1960’ların sonunda algoritmik çizimler yapmak için bilgisayar kullanmaya başladı. Böylece ijital sanat ya da bilgisayar sanatı olarak da adlandırılabilecek yeniliğin öncülerinden olan sanatçı sonraki yıllarda da üretimlerine bu düzlemde sürdürdü. Öncü kimliğiyle kendisinden sonra gelen sanatçılara ilham olan Molnár’ın etkilediği isimlerden biri Refik Anadol.
Pera Müzesi’nde açılan Vera Molnár’ın İzinde sergisinde Vera Molnár’ın eserlerine 16 güncel sanatçının bu çalışmalardan ilhamla ürettiği yapıtlar eşlik ediyor. Molnár’ın çalışma yöntemlerini kullanarak veya onun görsel dünyasına atıfta bulunarak video ve artırılmış gerçeklik gibi güncel medya araçlarıyla eserler üreten sanatçılar arasında Refik Anadol, Arno Beck, Peter Beyls, Snow Yunxue Fu, Mario Klingemann, Patrick Lichty, Frieder Nake, Casey Reas, Antoine Schmitt, Erwin Steller, Tamiko Thiel and /p, u2p050, Iskra Velitchkova, aurèce vettier, Mark Wilson ve Samuel Yan yer alıyor.
Serginin ilhamı ressam Paul Klee’den
Adını ressam Paul Klee’ye ithafen ‘Paul Klee’nin İzinde’ (À la recherche de Paul Klee) eserinden alan Vera Molnár’ın İzinde (À la recherche de Vera Molnar) sergisi ustalara saygı geleneğini sürdürüyor. Doğumunun 100. yılında Molnár’ın onuruna düzenlenen ve Stiftung für Kunst und Kultur e.V. ile Broich Digital Art Foundation iş birliğiyle hayata geçirilen sergi 2024 başında köklü sanat kurumlarından Ludwig Müzesi’nde (Köln) sanatseverlerle buluşmuştu.
Algoritma sanatının üç öncüsünü buluşturan sergi
Gelelim bir diğer sergiye. Pera Müzesi’nin klasik gezi rotasını takip edip beşinci ve dördüncü katlardan sonra üçüncü kattaki bir süreli sergiye ulaşıyoruz. Karşımızda yine sayısal ve doğal olarak bilimsel bir sanat var. Bugüne kadar dijital sanatla ilgili çokça sergiyi ziyaret etmiş sanatseverler açısından meseleye “Bilgisayar Sanatı’na Giriş” düzleminde yaklaşan sergi bu yönüyle de büyük önem arz ediyor. Zira bu sanatın doğuşuna tanıklık eden çalışmaları görmek sanatın geldiği noktayı kavramak ve konuya tarihsel düzlem açısından bakmak için de gerekli.
Tam adıyla Hesaplar ve Tesadüfler: Macaristan Ulusal Bankası Koleksiyonu’ndan Algoritma Sanatı sergisi bu sanatın üç Macar öncüsü Dóra Maurer, Vera Molnár ve Gizella Rákóczy’nin eserlerine odaklanıyor. Serginin küratörlüğünü üstlene Kinga Rózsa Hamvai Pera Müzesi’ndeki açılışta ürettikleri çalışmaların üç sanatçıyı da “zamansız” kıldığını vurguladı.
Tate Modern’de eserleri sergileniyor
Vera Molnár’ın yanı sıra eserleri Tate Modern ve Ludwig Müzesi gibi öncü sanat kurumlarında sergilenen Dóra Maurer’ın de eserlerini görebileceğimiz sergide sanatçının 1979 tarihli ‘Zamanlama’ adlı filmi de gösteriliyor. 1990’ların sonunda başlayan ve sergide de temsil edilen Overlappings dizisinde Macar sanatçı Maurer önceki çalışmalarından aşina olduğumuz ızgara alanlarını eğip bükerek renklerle dolduruyor ve üst üste kayan sözde saydam renk alanlarını resimlerinin ana motifi hâline getiriyor.
87 yaşındaki Dóra Maurer’in yanı sıra Hesaplar ve Tesadüfler sergisinde çalışmaları yer alan bir diğer isim Gizella Rákóczy. Çalışmaları daha önce de Türkiye’de sergilenen 1947 Budapeşte doğumlu Rákóczy üç sanatçı içinde yaşça en genç olanı.
2000 yılından itibaren Girit çizgilerinin labirentiyle ilgilenen Dóra Rákóczy’nin bu dönemki eserleri Antik Çağ’dan bu yana önemli bir sembol olan labirentlerin geometrik formlar ve matematiksel yapılarla ilişkisini inceliyor. 4 Renkli Labirent (2005) adlı eser sanatçının bu sembolik yapıyı nasıl bir sanatsal araştırmaya dönüştürdüğünü gösteren önemli bir çalışma olarak sergide yer alıyor.