Yeni başlayan 'Wilderness' bizleri yollara düşürüyor ve genç bir çiftin yaşadıkları üzerinden tanıdık bir soruyu soruyor: “Aşk her şeyi affeder mi?” Kulüp'ün ikinci sezonunda işler çetrefilleşiyor. Klasik isteyenlere tavsiyemiz 'The Sopraona'.

MENDİLLERİ HAZIRLAYIN!

Kulüp  / 2. Sezon

İlk sezonu 2021 yılında Netflix’te yayınlanan ‘Kulüp’ dizisi ekranlara adeta bomba gibi düştü ve sezonun en çok konuşulan işlerinden biri oldu. Diziyi, çocuklarım ve annem babam beraber izledik ki bizim evde  üç jenerasyonu bir araya getirebilen dizi çok zor bulunur.(Bir tane daha var o da ‘Stranger Things’) Dizi yayınlandığında sanki ‘Dallas’ın yayınlandığı tek kanallı günlere dönmüş gibi olduk. Bunca farklı ulusal kanal ve sayısız dijital platform olmasına rağmen çok uzun zaman sonra herkes aynı diziden bahsetmeye başlamıştı. Peki bunun sebebi neydi?

Naçizane ilk sebebi dizinin gerçek bir hikayeden uyarlanmış olmasıydı. Dizinin senaryosu kendisi de senaryo ekibinin içinde olan Rana Denizer’in ailesinin hayatından esinlenerek yazılmıştı. Dolayısıyla özellikle Rana Denizer’in annesi Raşel (Asude Kelebek) ve anneannesi Matilda (Gökçe Bahadır) gerçek karakterlerdi. 1950’lerde başlayan dizinin senaryosu sadece bir anne kızın hikayesini değil, onlar aracılığı ile Türkiye Yahudi cemaatini ve tarihin önemli bir dönemi anlatıyordu. Nitekim dizi tarihimizin en karanlık günlerinden olan ve yeterince yüzleşilmemiş  6-7 Eylül olaylarına cesur bir bakış getiriyordu. Türkiye Yahudileri de nadir olarak gördüğümüz üzere kendilerinin karikatürize edilmemiş, realist bir temsili ile karşılaştılar.

Aslına bakarsanız bütün oyuncu seçimi roller için biçilmiş kaftandı. Bitirim taksici Fıstık İsmet (Barış Arduç), dizinin (en azından ilk sezondaki) kötü adamı Çelebi  (Fırat Tanış) ve egzantrik eşcinsel şarkıcı Selim rolünde Salih Bademci harikalar yarattılar. Ayrıca dizinin dönemin meşhur bir kulübünde geçiyor olması, oldukça melodramik olan öyküyü ara ara varyete şovları ve sahnede söylenen şarkılarla kesip seyirciye biraz soluk aldırtıyordu. ‘Kulüp’ün bu kadar beğeniyle karşılanmasının bir başka büyük etkeni de tabii ki kostüm ve dekorların son derece profesyonelce hazırlanmış olması ve dönemi çok büyük bir başarıyla yansıtmasıydı.

Değişimin eşiğinde bir Türkiye

İlk sezonda 1950’li yılların İstanbul’unda, 17 yıldır bulunduğu hapisten genel afla çıkan Matilda’nın (Gökçe Bahadır), kendisini hiç tanımayan kızı Raşel’le (Asude Kalebek) ilişki kurmaya çalışmasını izledik. Bir kulüpte çamaşırcı olarak çalışmaya başlayan Matilda bir yandan kızı Raşel’in, Pera’nın belalısı Fıstık İsmet ile Yahudi olduğunu gizleyerek sürdürdüğü ilişkiden tedirgin olup onu İsmet’ten uzak tutmak için çabalamakta; diğer yandan da patronu Orhan, gece kulübü yöneticisi Çelebi ve sanatçı Selim’in sorunları ile uğraşmaktaydı.

Çok sevilen ilk sezonun ardından ‘Kulüp’ün ikinci sezonu da nihayet Netflix’te gösterime girdi. Seyirci tarafından yine ilgi ile karşılanan bu sezonda artık 1960’lara gelinmiştir.  Türkiye ve İstanbul köklü bir değişimin eşiğindedir. Yaşanan baskılara karşı duran Çelebi ve Matilda, Kulüp İstanbul Ailesi’ni ayakta tutmak için birlikte mücadele vermektedir. Zamansız büyümek zorunda kalan Raşel ise artık beş yaşında olan kızı Rana ile birlikte kendi ailesini kurmayı öğrenme mücadelesi vermektedir.

Mendillerinizi hazırlayıp ‘Kulüp’ün başına oturun, ilk sezonu beğenerek izleyenlerin ikinci sezonu kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum.

TEHLİKELİ YOLCULUKLAR

Wilderness

Amazon Prime’ın yeni dizisi ‘Wilderness’ bizlere adeta “Aşk her şeyi affeder mi?” diye soruyor. Başrollerinde Jene Coleman ve Oliver Jackson Cohen’in  oynadığı dizi, B.E Jones’un aynı isimli romanından uyarlanmış.

Liv ve Will birbirlerine çok aşık yeni evli İngiliz bir karı kocadır. Will’in işi sebebiyle dünyanın bir ucuna, New York’a taşınmaları gerektiğini öğrenince Liv, annesini ve işini arkasında bırakmayı da göze alarak kocasına destek olur ve onunla birlikte ABD’ye gider. New York’taki harika dairelerine taşındıklarında Liv de uzun süredir yazmayı planladığı romanına başlar. Görünüşte Liv ve Will’in hayatında her şey mükemmel gitmektedir.

Çiftin masalsı evliliği Liv’in kocasının cep telefonunda bir kadın tarafından gönderilmiş bir mesaj bulması ve  uzun süredir aldatıldığını anlaması ile yerle bir olur. Liv kocası ile yüzleşir, Will özür diler, bunun asla tekrar etmeyeceğini söyleyip karısına arabayla uzun bir ABD turuna çıkmayı teklif eder. Liv bu teklifi kabul eder, sanki kocasını affetmiş gibi görünmektedir ama aslında genç kadının başka bir planı vardır; seyahat sırasında kocasını öldürmek.

Seyirciye sürükleyici bir ihanet ve intikam hikayesi vadeden ‘Wilderness’, fazla derinlere dalmadan iyi vakit geçirmek isteyenler için iyi bir alternatif.

* ‘Gone Girl’ filmini, ‘Anatomy of a Scandal’ ve ‘Obsession’ gibi diziler sevdiyseniz ‘Wilderness’ı beğenebilirsiniz.

KLASİK İZLEMEK İSTEYENLERE

The Sopranos

‘Bol sezonlu çok iyi bir diziye vakit ayırıp, uzun süreli bir izleme planı yapmak istiyorum’ diyenler için bu haftaki tavsiyem bütün sezonlarını BluTV’de bulabileceğiniz efsaneleşmiş mafya dizisi ‘The Sopranos’.

1999-2007 yılları arasında yayımlanan dizinin konusu New Jersey’de Amerikan-İtalyan mafya babası Tony Soprano’nun (James Gandolfini)  meslek, suç, şiddet, aile, adalet ve dostluk kavramları arasındaki denge kurma mücadelesi üzerine kurulu. Dizi aynı zamanda Soprano ailesinin bireyleri ve Tony’nin yakınında bulunan insanların hayatından da kesitler sunuyor.

* ‘Narcos’, ‘Peaky Blinders’, ‘Breaking Bad’ gibi dizileri sevdiyseniz ‘Sopranos’u beğenebilirsiniz.

Platformlarda bu hafta: Manga uyarlamasından çiçeklerin diline