Dört gözle yolunu gözlediğimiz kitaplar, Türkçeye yeni çevrilenler, ‘Okuma listeme aldım ama hala başlamadım’ dediğimiz uzun listelerin değişmezleri… Raf Gezgini bu kitapların izini sürüp raflarda geziyor. Kimi zaman yeni çıkanların peşine düşüyor, kimi zaman uzun zamandır raflarda demlenen kitapları keşfediyor. Ama en çok da ‘Bu aralar ne okusam?’ sorusuna yanıt arıyor.
Bu haftanın listesinde tutku sosuna bulanmış aşk nedeniyle kendi benliğini kaybedenler, aile bağlarının etkisinden çıkamayanlar, patriyarkanın heteroseksüel ilişkileri nasıl manipüle ettiğini fark edenler ya da doğru yanıtları vereceği garanti olmasa da en azından soruları hatırlatarak yolu kısaltan kitaplar var.
Batan Güneş
İthaki Yayınları’ndan erken müjde. Japonya’nın en önemli yazarlarından Osamu Dazai’nin yeni romanı ‘Batan Güneş’ önümüzdeki hafta raflarda olacak. Üstelik yazarın iki kitabı daha Türkçeleştirildi. Nereden başlayacağını kestiremeyenler için ‘Batan Güneş’ iyi bir başlangıç olabilir. Kitabın alametifarikasını da söyleyelim, yazar şair sevgilisi Şizuko Ota’yla yaşadıklarından ve onun günlüklerinden faydalanarak yazmış ‘Batan Güneş’i. Hayatı daima sansayon yaratan Dazai’nin kendini öldürmek isteyip başaramadığı bir dönemde yazdığı ve büyük bir başarı elde ettiği bir roman bu. Romanın arka planında savaş sonrası manevi bağları kopmuş bir Japonya var. Bu dönemde bir aile bağlarının nasıl koptuğunu hatta o ailenin yıkıma gittiğini öğreneceğiz.
Aşk Dediğin Nedir, Charlie Brown?
Kafanızda deli sorular varsa, doğruyu değil sadece olası yanıtları arıyorsanız Charlie Brown size yardımcı olabilir. Üç ayrı kitapla hayat, arkadaşlık ve aşk nedir sorusunun peşinden giden Charlie Brown’un çizimleri ve yaratıcı yanıtları sorulara doğru yanıtları veriyor demiyoruz ancak en azından doğru bir yöntemin peşinden koştuğunuzu hissettiriyor.
Şirin- Bu Kaçıncı Kleopatra
Birsen Ekim Özen imzalı ‘Şirin’ serisinin editörü Gülfem Özer’in “şirin mi şirin” hikayesini dinledik bu hafta. Timaş Yayınları’nın 23 yaşındaki editörü Özer, meğer ‘Şirin’ serisinin kitaplarını okuyarak büyümüş, yıllar sonra çocukluk arkadaşı kahramanın editörü bile oldu. Yazar Özen ve editör Özer’in birlikte çalıştıkları ilk kitap ise ‘Şirin Bu Kaçıncı Kleopatra.’ Bu hafta öğrendiğimiz yüz güldüren bu hikaye vesilesiyle Şirin’in macerasına da konuk olalım: Şirin ve arkadaşları, sanal gerçeklikte bir yolculuğa çıkıyorlar. Bu yolculukta korkularıyla yüzleşmek, ıssız bir çölden kurtulmak zorundalar.
Güneş Çarpması
Rusya’nın en önemli yazarlarından İvan Bunin’in melankoli sosuna bulanmış 10 öyküsü bir arada. Aşk, ölüm ve kaybetme korkusu, insanoğlunun geçiciliği gibi temaları kimi zaman mistik öğelerle harmanlayan yazar, kendi öykülerini “Eski Dünya’ya, Gonçarov ve Tolstoy’un, eski Moskova ve St. Petersburg’un Rusya’sına ait” şeklinde tanımlıyor. Eyüp Karakuş’un Türkçeleştirdiği kitap, kapak tasarımıyla da elinize alma isteği uyandırıyor.
Kara Geçmişim: Acı Çikolata 3
Maria’nın ilk bebeği Horacio çok güzel ve sağlıklı bir bebekti ama inanılmaz derecede karaydı. Kömür gibi kapkara. Bu bir şeylerin işaretiydi belli ki, bebek doğduktan sonra Maria’nın hayatı da altüst oldu. Annesi sinir krizleri geçirmiş, kocası onu kendisine ihanet etmekle suçlamıştı. Neyse ki Maria’nın anneannesi ona hayata tutanacak bir şey verdi. Teyzesi Tita’nın günlüğünü… Aile sırları, Maria’yı rahatlatacak anılar ve daha fazlası….
Quuer Yazıları
Türkiye’deki queer tartışmalarına katkı sunmak amacıyla yayınlanan ‘Quuer Yazıları’nda felsefe, antropoloji, Osmanlı tarih araştırmaları, psikanaliz ve edebiyat gibi birçok disipline dair Türkiye’den ve dünyadan incelemeler yer alıyor. Pinhan Yayıncılık imzalı kitap Ulaş Bager Aldemir tarafından hazırlandı. Kitapta katkıları olan yazarlardan bazılarını da hatırlatalım: Judith Butler, Alev Özkazanç, Greta Gaard, Zeynep Talay Turner, Ellen Lewin, Natasha Hurley, Sevcan Tiftik, İlker Hepkenar, Gregory Woods ve Ezgi Sarıtaş.
Yalın Tutku
Annie Earnaux’a birçok nedenden hayran olabilirsiniz. Ancak ilk sıraya okurlara duyduğu güvene bağlı olarak her daim dürüst olması ve anlattıklarını bir süzgeçten geçirmiyormuş enerjisi gelebilir. Çok samimi, dürüst ve cesur bir anlatı var karşımıda. Earnaux, kendisi için önemli aşkını anlatıyor okurlarına. İsimsiz bir anlatıcı, evli ve yabancı bir adam, her şeyi tüketen bir tutku, saplantıya dönüşen bir aşk… Tutku kelimesine biraz takılı kalacaksınız bu kitap bittikten sonra; zira Earnaux okuru tüm çıplaklığıyla düşünmeye zorluyor.
Númenor’un Düşüşü
J. R. R. Tolkien ve Orta Dünya hayranlarına müjdeler olsun. ‘Númenor’un Düşüşü’ Orta Dünya’nın tarihini Yüzüklerin Efendisi’nin eklerinde yer alan ‘Yılların Öyküsü’ bölümünün zaman çizelgesine bağlı kalıp Tolkien’in yayımlanmış tüm metinlerinden faydalanarak bir araya geldiği bir metin. Orta Dünya için de birtakım ilklerin habercisi. Alan Lee imzalı illüstrasyonların olduğu kitapta, okurlara Númenor özelinde yeni bir tarihçe sunuluyor.
Bunu Sen Oku
İclal Aydın bir kere daha geçmişin izlerini sürüyor. Yazarın hayatında iz bırakan anılarını ve anlarını kaleme aldığı kitap, kişisel anların sınırlarında gidip gelse de “aslında çocukluk hüzünlerine, ısrar ettiği hatalarına, hevesine ve hayallerine şefkat gösterebilen herkesin hikayesi” şeklinde tanımlanıyor. Onlardan biri misiniz, kendi hikayesinizi bulabilir misiniz, top sizde. Bu arada Aydın’ın umut dolu satılarına, heykeltıraş Ozan Ünal’ın çizimleri eşlik ediyor.
Neden Tüketiyoruz?
Cenk Koçaş imzalı kitap, “neyi, neden tükettiğimiz konusunda genetiğimizin, kültürümüzün ve bilinçaltımızın bizi nasıl yönlendirdiğini öğrenmek ister misiniz?” sorusuna yanıt arayanları davet ediyor.
Bir Budalanın Yaşamı
Ryūnosuke Akutagawa’nın Japon ve Çin kültür sembollerinin yanı sıra Avrupa sanatından, Rus edebiyatından, antik Yunan mitolojisinden beslendiği bir kitap var karşımızda. Otobiyografik öykülerden oluşan ‘Bir Budalanın Yaşamı’ dönemin sosyal ve siyasi yapısına yönelik çok sayıda göndermeyle I. Dünya Savaşı ve sonrasını kapsayan Taişo Dönemi Japonya’sının tam teşekküllü bir panoramasını çiziyor.
Bunlar da var
100. Yılında Cumhuriyet’in Popüler Kültür Haritası 2 (1950-1980) “Belki Duyulur Sesim”
YKY Yayınları etiketli kitap, 1950-1980 arasının izlerini sürüyor. Derya Bengi ile Erdir Zat’ın birlikte kaleme aldığı kitap, Türkiye’de çok partili demokrasi deneyiminin ilk 30 yılından, bir yapboz tarihinin kıyılarından sesleniyor.
Aşkı Yeniden İcat Etmek
Kimsenin öyle bir niyeti tok tabii -en azından bizim- ancak yazar Mona Chollet, ‘Aşkı Yeniden İcat Etmek’te patriyarkanın heteroseksüel ilişkileri nasıl manipüle ettiğini, hem kadınları hem de erkekleri koşullandırdığını, aşkı ve arzuyu yaşamamıza engel olduğunu anlatıyor. Yazarın bir de savunucu var, kadın-erkek ilişkisinin hakiki ve eşit bir ilişkiye dönüşebilmesi için öncelikle kadınların kendi seslerini bulması gerekiyor.