Bu hafta Disney+’in Atatürk dizisinin yarattığı kaosla nedeniyle olayı tam olarak anlamadan Instagram’dan Atatürk fotoğrafı paylaşarak kendini taraf ilan edenlere dönüşmekten korkanlara...Raf Gezgini bu hafta Atatürk biyografilerini hatırlıyor, daha fazlası için de yeni çıkanlara göz atıyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı pek çok yerli ve yabancı yazar tarafından ele alındı. Söz konusu bir devletin kurucu ismi olduğunda önü arkası kesilmeyen bir övücülük ya da tersi bir hamaset söz konusu olabiliyor. Siyasi liderleri tanımak için en iyi yöntem aldıkları kararları ve yaptıklarını üzerinden konuşmak olacaktır. Bunun için de olabildiğince farklı kaynaktan yararlanmak da fayda var.

Yoksa bu hafta Disney’in Atatürk dizisinin yarattığı kaosla nedeniyle, olayı tam olarak anlamadan Instagram’dan Atatürk fotoğrafı paylaşarak kendini taraf ilan edenlere dönüşebilirsiniz. Görünen o ki Atatürk dizisini izlemek için bir süre daha beklenecek. Disney+’in kararları ve süreci yönetememesi de tartışamların devam edeceğinin ipuçlarını veriyor. O halde kendimizi en güvenli kollara atmanın vakti: Kitaplar ise sizi bekliyor.

Raf Gezgini bu hafta Atatürk biyografilerini hatırlıyor, daha fazlası için de yeni çıkanlara göz atıyor.

Klaus Kreiser /Atatürk

Modern Türkiye tarihini ve Atatürk’ü ele alan kapsamlı çalışmalardan biri Klaus Kreiser imzalı ‘Atatürk’. Dilek Zaptçıoğlu çevirisiyle yayınlanan kitap, “hamasi övgücülükten de, muhalif anlatıların keskinliğinden de uzak bir biyografi” iddiasıyla uzun yıllardır büyük ilgi görüyor. Kreiser’ın kendi ifadesiyle asıl amacı, Mustafa Kemal’i tarihsel bağlamı içinde anlatmak. Bu iddiasını neticelendirmek için Mustafa Kemal’i asker, siyasetçi, kültür devrimcisi gibi farklı yönleriyle ele alıyor. “Atatürk’ün rejimi”ni, ağır bir “talim-terbiye diktatörlüğü” olarak tanımlıyor ancak akla gelen diktatör tanımından farklı bir yere konumlandırıyor.

Lord Kinross – Atatürk / Bir Milletin Yeniden Doğuşu

İngiliz Yazar ve Gazeteci Lord Kinross’un biyografik çalışması, Atatürk’ün siyasi ve askeri kimlikliklerine odaklansa da hayatını her yönüyle ele almayı başaran derli toplu bir anlatı sunuyor. Kinross giriş yazısında Kemal Atatürk’ü yirminci yüzyılın ilk yarısını ‘olağanüstü’ kişiliğiyle etkilemiş büyük bir asker ve devlet insanı olarak tanımlıyor. Çağdaşı diktatörlerden ayıran iki özelliği olduğunu söylüyor: Dış politikada sınırları genişletmek yerine daraltma esasına alması; iç politikada ise kendi ölümünden sonra bile ayakta kalabilecek siyasi bir sisteme oturtabilmek.

Andrew Mango / Modern Türkiye’nin Kurucusu

Birçok okur için Atatürk hakkında yazılmış en objektif kitap olarak değerlendiriliyor. Andrew Mango Mustafa Kemal’i sadece siyasi yönünü ya da liderlik özelliğini değil insan ilişkilerini de ele alıyor. Atatürk’ün zaafları, kadınlarla olan ilişkileri, dostlukları, nefretleri, iyilikleri ve hatta kıskançlıklarıyla anlatan kitap, bir siyasi lideri her yönüyle ele alan bir portre.

Şevket Süreyya Aydemir/ Tek Adam

Söz konusu Atatürk hakkında yazılmış kitaplar olduğunda akla gelen yerli ilk çalışmalardan biri. Osmanlı Devleti’nin yıkılış döneminden, Musta Kemal Atatürk’ün hayatını geniş bir perspektifle ele alan bir çalışma.

Mustafa Kemal Atatürk-Mücadelesi ve Özel Hayatı/ İpek Çalışlar

Aynı zamanda ‘Latife Hanım’ ve ‘Halide Edib’ kitaplarının yazarı İpek Çalışlar’dan bir Mustafa Kemal Atatürk portresi. Çalışlar da Atatürk biyografisi kaleme alan her yazar gibi gözden kaçmış iç dünyası, mücadelesi ve özel hayatına odaklanmayı tercih ediyor. Atatürk’ün yolculuklarına, tanıklıklara ve belgelere dayanan çalışmaya, fotoğraflar ve zengin bir kaynakça eşlik ediyor.

Bunlar da var

Erken Modern Osmanlı’da Deliler ve Delilik/ Rüya Kılıç

Deli olmak, delirmek, delir me hali… Belki korku ama en çok da merak uyandıran bir hal delilik. Rüya Kılıç rotasını erken modern dönem Osmanlı’ya çeviriyor, psikiyatriden çeşitli sanat dallarına neredeyse yaşamın her yerinde karşılık bulan delilik ve delileri inceliyor. Yazar Kılıç’a göre bu kitap bir sessizliği deliyor. Zira insan doğası gereği daima merak ve ilgi gören bu konu üzerine çok da söz söylenmemiş.

Çok Yalan Söyledik/ Zeynep Göğüş

İlk çalışması ‘Işık Ülkesinden’ ile Yunus Nadi Roman Ödülü’nü, ‘Yok Çünkü Telafisi’ romanıyla da Oktay Akbal Edebiyat Ödülü’nü kazanan Zeynep Göğüş, yeni romanında yeni bir dönemin kapısını aralıyor. İştah açması için kısa bir kesit:

“Neden bu hallere düştük biz Fatma?” Düşünme molası almadan yanıt verdi, “Çünkü çok yalan söyledik.” Kutsal yalanlar, kuyruklu yalanlar, bazen bilinçli, bazen de masum yalanlar, farkına vardıklarımız, varmadıklarımız, toplumsal sonucu olanlar, olmayanlar, her durumda çok yalan. Başımla onayladım, fakat kötümser olma lüksüne sahip değiliz. Ankara belgeseli hazırlamak için büyüdüğü şehre dönen Işıl, yerleştiği Kale civarında ve başkent sokaklarında gezdikçe hem kendi geçmişine hem de ülke tarihine doğru bir yolculuğa çıkar. Tesadüfler onu öğrencilik yıllarından kalma derin bir sırrın çözülmesini sağlayacak ipuçlarıyla karşılaştırır. Vaktiyle gizlenmiş pek çok olay peş peşe açığa çıkar. Belgesel için alınan “hafıza notları” Türkiye tarihine olduğu kadar ülkede yaşanan darbelerin kişiler üzerindeki etkilerine de ışık tutacak niteliktedir. Işıl, sürekli tekrarladığı sorunun yanıtında arar çıkış yönünü: “Biz bu hale nasıl geldik?”

Abim Benjamin/ Peter Carvanas

Yaz tatilinin bitmesine sayılı günler kalmış ve hatta bunun hüznü kalbinize yerleşmiş olabilir(yaz akşamı aniden gelen hüzün de bu nedenle, merak etmeyin) lakin Luke ve abisi Benjamin ile  Lahana Ağacı Körfezi kıyılarına gidebilir, yaz tatilinizi biraz daha uzatabilirsiniz. İki kardeş birbirinden çok farklıdır. Daha sessiz sakin olan Luke kuşları gözlemleyip resimlerini çizer. Maceraperest ve cesur Benjamin ise Atlama Ağacından suya dalış yapar. Ama özel bir bağ vardır aralarında. Yerel bir yarışma duyurusu da bu özel bağı daha da önemli hale getirir. Peter Carnavas’tan kuşlar, kayıklar ve kardeşlik üzerine yaz tatili bitiyor hüznünü hem artırabilecek hem de deva olabilecek zamansız bir hikaye.

Herkes rahat olsun: Çocuklar kitap okuyor