Christopher Nolan’ın ‘Oppenheimer’ filmiyle seyircilerle buluşmaya hazırlanan Robert Downey Jr. kariyerine geri dönüp baktı ve içinde bulunduğu önemli yapımları sıraladı. Oyuncu ‘Iron Man’ filmleriyle şu sıralan tanınırlığının zirvesinde olsa da onun için önde gelen başka filmler de var.
The New York Times‘a konuşan oyuncu, 2006 yapımı ‘Bak Şu Köpeğe/The Shaggy Dog’ ve 2020 tarihli ‘Dolittle’ yapımları, kariyerinin en önemli filmleri olarak sıraladı. ‘Bak Şu Köpeğe’ filmi, olumsuz eleştiriler alsa da Downey Jr. için kritik bir öneme sahipti. Zira oyuncu bu filmle uzun süre ara verdiği oyunculuk kariyerine dönmüştü.
2020 yapımı filmde Robert Downey Jr. ‘Dollitte’ rolündeydi.
‘Dolittle’ da benzer şekilde gişede başarılı olamadı lakin Downey Jr’ın Marvel kontratı bittiği zaman oyuncuya teklif edildiği için filmin önemli bir yeri var. Oyuncu, Marvel sözleşmesinin bitmesinin hemen ardından başka büyük, eğlenceli, iyi yapılmış potansiyel bir seriye dönüşme vaadi olan projeye bazı endişeleri olsa da “evet” dediğini söyledi: “Bazı endişelerim vardı. Ben ve ekibim anlaşmaya biraz fazla hevesli görünüyorduk ve uygulamanın değerlerine yeterince hevesli değildik. Ama o noktada ben kurşun geçirmezdim. Tür filmlerinin gurusuydum.”
‘Dolittle son 20 yılda yaptığım en önemli filmlerden’
Stephen Gaghan imzalı ‘Dolittle’ İngiltere’nin en ünlü veterineri Dr. John Dolittle’ın genç kraliçenin hastasına çare bulmak için bir goril, kuş beyinli bir ördek, alaycı devekuşu, kutup ayısı ve akıl hocası papağanla çıktığı macerayı anlatıyor. Hugh Lofting’in ‘Doctor Dolittle’ kitabına dayanan bu filmi oyuncu son 20 yılda yaptığı en önemli filmlerden biri olarak nitelendiriyor.
Sabah başka akşam başka: ‘Oppenheimer’ en iyi film oldu
Ve bu listeye yeni bir film daha eklendi. Robert Downey Jr.’ın kadrosunda yer aldığı ‘Oppenheimer’ın Londra’da gerçekleşen galasının heyecanıyla içinde bulunduğu en iyi film olduğunu söyledi.
Daha küçük yaşta olunculuğa başlayan özellikle 80’li ve 90’lı yıllarda önemli aktörlerden biri haline gelen Robert Downey Jr. ‘Sıfırın Altı’ filmiyle artık oyuncu babasının gölgesinden çıktığını ispatlamış sonra da ‘Chaplin’ filmindeki rölüyle Oscar’a aday olmuştu. Sonrasında bir süre uyuşturucu bağımlısı olup tedavi gören, hapis yatan oyuncu tekrar kariyerini düzeltmeyi bildi.
