Dokuz senfoni, 35 piyano sonatı ve toplamda 722 eserle Ludwig van Beethoven, dünya müzik tarihinin kuşkusuz en büyük birkaç isminden biri. Besteleri kadar yaşantısı da kuşaklardır gündem olmayı başarabilen bir isim. Müzikal dehasının yanında geçimsiz ve aksi yönleriyle de tanınan Beethoven hayatı kariyerini de etkileyecek hastalıklarla boğuşarak geçmişti. Kendi yaşantısını da etkileyen genetik hastalıklar neredeyse tüm kardeşleri ve annesinin ölümüne neden olmuş üzerinde duygusal açıdan da derin tesirler bırakmıştı.
Hastalıklarla geçen çocukluk yılları babasının baskıcı tutumlarıyla daha da zorlu bir hâl alan Beethoven’ın müzik en büyük sığınağıydı. 26 Mart 1827’de hayatını kaybeden Beethoven’ın cenazesine o dönem eşi benzeri görülmemiş bir kalabalık katılmıştı. Orada olan veya olmayan herkes dahi bestecinin sağırlığına rağmen nasıl olur da bu denli iyi eserler üretebildiğini anlamaya çabasındaydı.
Saç telleri efsaneleri yıktı
Tüm saçları kesilen, kafatası açılıp beyni araştırılan Beethoven’ın dehasına yönelik o dönemin imkânlarının da kısıtlılığı göz önünde bulundurulduğunda doğal olarak pek de tatmin edici bir sonuç ortaya çıkmamıştı. Ancak günümüzde tıbbın geldiği seviye itibarıyla Beethoven’a dair pek çok sorunun cevabını almak mümkün.
Bestecinin saç tellerinin analizi, sağlığıyla ilgili uzun süredir sahip olunan inançları alt üst etmişe benziyor. Rapor, onun zayıflatıcı rahatsızlıklarına ve hatta ölümüne de bir açıklama getirirken aynı zamanda soy kökenleri hakkında da yeni soruları ortaya çıkarıyor.
Araştırmalar 1994’ten beri devam ediyor
Uluslararası bir araştırmacı grubu tarafından hazırlanan makale, çarşamba günü Current Biology dergisinde yayınlandı. Araştırma sonuçlarına göre yaygın inanışın aksine Beethoven’ın kurşun zehirlenmesi yaşamadığı ortaya çıktı. Günümüzde Beethoven’ın akrabası olmakla övünen Belçikalı bir ailenin, besteciyle herhangi bir akrabalık bağının olmadığı da öğrendiğimiz yeni bilgiler arasında.
Beethoven’ın hastalığının sırlarını çözmeye yönelik çalışmalar aslında yeni değil. 1 Aralık 1994’te Beethoven’a ait olduğu söylenen bir tutam saçın Sotheby’s tarafından müzayedeye çıkarılmasıyla tüm bu meşakkatli süreç başlamıştı. Besteciyle ilgili materyalleri toplayan ve koruyan American Beethoven Society üyeleri bestecinin saçlarını 7.300 dolara satın almıştı.
Saç telinde Hepatit B izleri
Bilim insanları saç teli incelemesinden Beethoven’ın sağlığıyla ilgili uzun süredir devam eden soruları yanıtlamaya da çalıştı. Sirozdan ölmüş olabileceği düşünülüyor. Ki Liverpool Üniversitesi’nden karaciğer uzmanı Prof. Ian Gilmore da Beethoven’ın ölümünün muhtemel nedeninin siroz olduğunu söylüyor. Ohio’daki Kent State Üniversitesi’nde fahri müzikoloji profesörü olan Theodore Albrecht ise Beethoven’in alkol kullandığını ama aşırıya kaçmadığını söylüyor.
Besteci, genetik olarak karaciğer hastalığına yatkın hale getiren DNA varyantlarına sahipti. Ayrıca saçında hepatit B DNA’sı izleri vardı. Bu da bir kişinin karaciğerini tahrip edebilen bu virüsün bulaştığını gösteriyor. Peki Beethoven nasıl enfekte olmuştu? Bilindiği üzere Hepatit B cinsel ilişki, ortak iğneler ve doğum sırasında bulaşabiliyor. Beethoven’ın acı dolu bir aşk hayatı olduğu biliniyor. Ancak sanatçının cinsel yaşamına dair bir bilgiye sahip değiliz. Az önceki soruya bilim insanların bir cevabı var elbette. Araştırma sonuçlarına göre Beethoven’a, doğum sırasında hepatit B bulaşmış olabilir. Bu da ilerleyen yaşlarda karaciğer yetmezliği anlamına gelmekte.
Bestecinin aile geçmişi karanlık
Belçika’daki Leuven Üniversitesi’nde genetik şecere profesörü Maarten Larmuseau’nun, Ludwig van Beethoven’ın dedesinin farklı biri olduğuna dair şüpheleri var. Çünkü araştırmacılar Belçika’daki Beethoven’ın akrabası olan beş erkeğin izini sürdü. Bu kişilerin, besteci ile ortak bir ataya sahip olduklarını gösteren soy kayıtları vardı. Onlardan genetik test için tükürük örnekleri alındı. Sonuçlar şaşırtıcıydı. Bu insanların Ludwig van Beethoven ile akraba olmadıkları ortaya çıktı. Araştırmacılar Beethoven’ın vaftiz kaydı hiç bulunamayan babasının babalığını sorguladıklarını söylüyor.
Çalışmanın ortaya çıkardığı bir diğer bulgu da yıllardır Beethoven’a ait olduğu sanılan bir saç telinin gerçek sahibinin Yahudi bir kadına ait çıkması. Tarihin önemli figürlerine dair bu tip araştırmalar yakın gelecekte kesin kabul gören pek çok tarihi verinin güncellenmesine ya da tamamen değişmesine neden olacağa benziyor.