Queen denince akla gelecek onlarca şarkı var ama birisinin yeri apayrı. 1991 yılında çıkan 'Innuendo' albümünde yer alan 'The Show Must Go On' aslında her şeyin biteceğini bilen Freddie Mercury'nin bir vedasıydı.

“Hepimiz en az bir kez gruptan ayrılmayı düşünmüşüzdür. Fakat sonrasında bu fikirden vazgeçtik. Zira bu grup herhangi birimizden daha büyüktü” Bu sözler Queen grubunun gitaristi Brian May’e ait. 4 Şubat 1991’de yayınladıkları ‘Innuendo’ albümü grubun dört üyesinin sağ ve bir arada olduğu son çalışma olarak tarihe geçti. Grubun diskografisinde sembolik anlama sahip albümün son şarkısı ‘The Show Must Go On’ Freddie Mercury için belki de gerçekleşmesi imkânsız bir sözdü.

Had safhada melankolik Queen

1989 yılında dünya yaşayacağı büyük değişimlerden henüz habersizken Freddie Mercury de pek çok insanın bildiği sırrının acısını yaşıyordu. 13. stüdyo albümleri ‘The Miracle’ henüz yayınlanmamışken bile yeni kayıtlar için ısrarcı davranıyordu. Muhtemelen de kendisini bir geri sayım içerisinde hissetmekteydi. Zira o dönemler için çaresi olmayan AIDS, onun her gün biraz daha güçten düşmesine neden oluyordu. Ancak söyleyeceği sözler daha bitmemişti. Bizim de Boğazlar Anlaşması nedeniyle pek yakından bildiğimiz İsviçre’nin Montreaux kasabasına grup arkadaşlarını apar topar çağırır. Queen, zamanla yarışan bu efsane için bir kez daha stüdyodaydı. Resmi olarak sadece grup üyeleri Roger Taylor, Brian May ve John Deacon’ın bildiği hastalığı süresince kayıtlar devam etti. Kasım 1990’a kadar Montreaux ve Londra’da kayıtlar gerçekleştiren grup en melankolik albümünü tamamladı.

Hiçbir şeyin peşini bırakmayan İngiliz basını sık sık Freddie Mercury ve hastalığına dair söylentileri manşetlere taşıdığı bir ortamda grup 14. albümleri ‘Innuendo’yu Şubat 1991’de yayınladı. Albümle aynı ismi taşıyan ilk klip de ‘Innuendo’ şarkısına geldi. Şarkının klibi, karikatür çizimleriy ve karanlık ambiyansıyla dikkat çekmişti. Üstelik grup üyeleri de klipte görünmüyordu. Bu da zaten tükenmek bilmeyen hastalık dedikodularını daha da artırmıştı. Albümün yayınlanması sonrası Queen grubunun tüm üyeleri bir ödül törenine katılacaktı.

Freddie Mercury son kez sahnede

İngiliz müziğine yaptıkları katkı nedeniyle Queen grubu, Britanya Fonografi Endüstrisi Ödülü’ne lâyık görülmüştü. 18 Şubat 1991’deki ödül törenine grup tam kadro katıldı. Elbette herkesin odağında Freddie Merury vardı. Kilo kaybı, solgun ve yorgun yüz ifadesiyle bir zamanların aksi ve enerjik müzisyeni ödülünü aldı ve sahneden ayrıldı. Bu, insanların onu topluluk içerisinde gördüğü son an olacaktı.

18 Şubat 1991’deki ödül töreni Freddie Mercury’nin topluluk içerisinde görüldüğü son tarih oldu.

Freddie Mercury artık sağlığıyla gündemde yer edinirken Queen’in 14. albümü ‘Innuendo’ da kısa sürede listelerde zirveye yerleşti. Önce İngiltere’de bir numaraya yükselen albüm, benzeri bir başarıyı diğer Avrupa ülkelerinde de gösterdi. ‘Innuendo’ şarkısının başarısı sonrası grup, albümde yer alan bir diğer iddialı şarkıya daha klip çekti. Üstelik bu kez videoda grubun tüüm üyeleri yer alıyordu. İngiliz basınına verdikleri cevap netti.

Albümün ruhunu yansıtan kasvetteki ‘I’m Going Slightly Mad’ şarkısının siyah beyaz klibi yayınlanır yayınlanmaz büyük ilgi gördü. Alabildiğine sert makyajıyla Freddie Mercury, karizması ve hemen hemen her sanat dalındaki maharetini yansıtıyordu. İsviçre’nin Montreaux kasabasında çekilen klipte grubun tüm üyelerine görmek dinleyicilerde büyük heyecan ve sevinç yaratmıştı. Herkesin bildiği ama resmen açıklanmayan AIDS gerçeği, aslında yokmuş gibi davranmak için ideal bir ortamdı. Grup üyeleri, İsviçre’de bir araya gelmişken daha sonra yayınlanmak üzere bir klip daha çekti. ‘These are the Days of our Lives’ yani bunlar bizim hayatımızın günleri. Ne kadar manidar, değil mi?

Kedileri için ev satın alan onlara şarkılar besteleyen Freddie Mercury, kamera karşısına geçtiği bu son klibinde onunla özdeşleşecek kedili yeleği giyer. Bu şarkı da tıpkı ‘I’m Going Slightly Mad’ gibi baştan sona siyah beyazdı. Üstelik efsane müzisyenin rahatsızlığının yüzündeki yansımalarını azaltmak için yine ağır bir makyaj kullanılmıştı. Müzisyenin İngiliz basınından uzakta daha rahat edebileceği ve kendisini daha iyi hissettiği Montreaux’da bir araya gelen grup üyeleri bu vesileyle 15. stüdyo albümleri ‘Made in Heaven’ın şarkıları üzerine de çalışmaya başladı. Yine ne kadar manidar bir isim seçimi, değil mi?

Kahreden sona doğru

Freddie Mercury’nin Cenevre Gölü manzaralı, insana huzur veren evinde Queen üyeleri 15. albümleri ‘Made in Heaven’da yer alacak ‘You Don’t Fool Me’ ve ‘Mother Love’ gibi şarkıları kaydetmişti. Sağlığı bu tempoda daha da bozulan efsane müzisyenin artık yeni bir klip çekecek ya da kayıt yapacak enerjisi kalmaz. Üstelik Ağustos 1991’de eski menajeri Paul Prenter’in de AIDS kaynaklı komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetmesi onun için büyük bir yıkım olur.

14 Ekim 1991’de ‘Innuendo’ albümünün son şarkısı ‘The Show Must Go On’un klibi yayınlanır. Adeta bir Queen retrospektifi olan klipte grubun eski videolarıyla o güzel günler yâd edilir. Şov devam etmeli diyen Freddie Mercury, sahne dünyasının bu meşhur mottosunu sağlığının en bozuk olduğu dönemde dünyaya haykırdı. Grup üyelerinin aralarında yaptıkları anlaşma gereği istisnasız tüm şarkılarda söz ve müzik kısmında sadece Queen ibaresi yer alsa da bu başyapıtı Brian May kaleme almıştı. Çeyrek asırlık dostunun hislerine yansıtan bu şarkı, onun benzersiz sesiyle adeta bir ağıda dönüştü.

Freddie Mercury’nin Londra’nın batısındaki Kensington bölgesinde yer alan evi 33 yıldır sevenlerinin akınına uğramaya devam ediyor.

20. yüzyılın efsanesine veda

Freddie Mercury, listelerde zirveye yerleşen ‘The Show Must Go On’un verdiği mesaj kamuoyunda tartışılırken iki karar aldı. Birincisi bünyesini yoran ve hasar veren zorlu tedavisini sonlandıracaktı. İkincisi ise sağlık durumu hakkında herkesin bildiği o sırrı tüm dünyaya açıklayacaktı. 22 Kasım 1991’de tüm dünyaya AIDS ‘e yakalandığını yazılı bir açıklamayla duyurdu. Bundan iki gün sonra da 24 Kasım 1991’de sevgilisi Jim Hutton ve Peter Freestone’un da başucunda durduğu yatak odasında hayata veda etti. Kökleri İran’a dayanan ve Zerdüşt olan gerçek adıyla Faroukh Bulsara vasiyeti doğrultusunda Londra’da yakıldı. Cenaze törenine yüzbinler katılırken sanat dünyasının tanınmış isimleri de orada hazır bulundu. Ölümünün üzerinden bir yıl geçtikten sonra hayattayken kurduğu HIV pozitiflilerle dayanışma vakfı yararına Wembley stadında düzenlenen konserde Elton John, Robert Plant, George Michael, Metallica, Guns’n’Roses, David Bowie ve Annie Lennox gibi efsaneler sahne aldı.

Freddie Mercury’nin yarım kalan sözlerini tamamlamak için grubun hayattaki diğer üç üyesi yeniden stüdyoya kapandı ve grubun 15. ve son albümü ‘Made in Heaven’ı yayınladı. 1995 yılında yayınlanan albümün kapağında Montreaux’de sanatçının anısına yapılan heykeli yer aldı. Queen bugünlerde basçıları John Deacon’ın kendi isteğiyle gruptan ayrılması sonrası Adam Lambert ile birlikte ‘The Show Must Go On’a sadık kalmak için konserlerine devam ediyor. Grubun davulcusu Roger Taylor artık sakallı, Brian May ise Liverpool John Moores Üniversitesi Astrofizik bölümü Dekanı. Her şey bir yana ‘Innuendo’ aradan geçen 33 yıla rağmen dünyanın dört bir yanında her an bir yerlerde yankılanmaya devam ediyor.

Müzik Radarı’nda bu hafta: 2024’te 50. yılını kutlayan albümler