10Haber'in basın sponsoru olduğu 14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nde bugün, 25 Kasım'da ertelenen 'Sıfır Noktasından-Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri' gösterilecek. Ayrıca Alain Delon'un 'Şehirde İki Adam' da günün öne çıkan filmlerinden.

14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde 25 Kasım’da İstanbul Valiliği’nin Beyoğlu’nda yapılacak etkinlikleri yasaklaması sonrası ertelenen, festivalin merak edilen filmlerinden ‘Sıfır Noktasından – Gazze’nin  Anlatılmamış Öyküleri’ gösterilecek. 10Haber’in basın sponsoru olduğu festivalde ayrıca Alain Delon’un Fransa’da giyotinle idamın kaldırılmasında etkili olan filmi ‘Şehirdeki İki Adam’ da günün öne çıkan filmlerinden. Michael Krummenacher imzalı ‘Hain / The Traitor’ ile ‘Boşluktaki Bedenler’ ise Türkiye prömiyerini yapacak iki yapım. Saat 14.00 ve 16.30’da İBB Beyoğlu Sineması’nda kısa film yarışmasında yer alan filmlerin gösterileceğini de hatırlatalım.

Gazze’nin  anlatılmamış öyküleri

🔴 Filistinli yönetmen Rashid Masharawi’nin Gazze’deki filmler ve film yapımcıları için kurduğu Masharawi Fonu’nun projesi olan ‘Sıfır Noktasından – Gazze’nin  Anlatılmamış Öyküleri’, süreleri üç ila altı dakika arasında değişen farklı türlerde 22 kısa filmden oluşuyor. Gazze halkının sesini duyurmak ve çoğu zaman duyulmayan deneyimlerini belgelemek için tasarlanan projedeki filmlerin yönetmenleri acımasız bombardımanlar, kayıplar ve yokluk içinde hapsedilmelerine dair tanıklıklarıyla, izleyicileri onurlu bir şekilde hayatta kalmak için verdikleri günlük mücadelelerine ortak ediyorlar. Film bugün saat 21.30’da Kadıköy Sineması’nda gösterilecek. (Bilet almak için tıklayınız.)

Kuzey Gazze’den görsel sanatçı Neda’a Abu Hasna, yıkılmış stüdyosuna geri dönerek sanat eserlerinden geriye kalanları arıyor. Bashar Al Balbisi dans grubundaki arkadaşlarını arayan bir dansçı kızın peşinden gidiyor. Mahdi Karirah 10 yıl önceki patlamada hafızasını kaybeden bir babanın yakın zamandaki patlamada hafızasını geri kazanma hikâyesini anlatıyor. Aws Al-Banna yıkılmış mahallesine geri dönerek gelecek hayalleri kurduğu sevgilisinin enkazında geziyor. Hana Eleiwa ölüm, kayıp ve yıkımların arasında bir anlık sevinç arıyor;  stand-up komedyeni Nidal Damo en sevdiği mekânda gösteri yapmaya hazırlanırken, izleyiciyi yakın zamanda gerçekleşen bir katliamın ardından yaşananlara tanık ediyor.

Etimad Washah, çok sevdiği sahibini patlamada kaybeden bir eşeğin sahibini geride bırakamayışını, Alaa Damo, güvenli olduğu söylenen bölgelerden enkaz altında kalışının hikayesini anlatıyor. Reema Mahmoud savaşın enkazı altında benliğini kaybetmemeye çalışan bir kadını konu ediyor filmine. Muhammad Alshareef, bir adamın ekipman sıkıntılarına rağmen kardeşini enkazdan kurtarma çabasını aktarıyor. Khamis Masharawi, birçoğu yeni yetim kalmış çocuklara sanat terapisi sağlayan bir animasyon atölyesine giriyor ve sürekli yaşadıkları terörle hesaplaşmalarını anlatıyor. Islam Al Zeriei uçak ve top sesleriyle mücadele etmek için kulaklıkla yaşayan ve dansla yıkıma direnen bir kadının hikâyesini aktarıyor seyirciye.

Karim Satoum bir gece önce yaşadıklarından aklında kalanları, Mustafa Al-Nabih bir kadın romancının çevresindeki medeniyetin çöküşüyle yerinden edilmesini; Wissam Moussa en yakın arkadaşının ailesini kaybetmesine tanık olan 10 yaşındaki Farah’ın savaştan sonraki hayatını; Basel El-Maqousi, filmin sonunda tamamlanacak bir resim üzerinde çalışan bir sanatçının yaşadığı süreci anlatırken Ahmed Al-Danaf çadırlar ve yıkıntılar arasından geçerek artık var olmayan okuluna ve öğretmeninin mezarına ulaşan bir çocuğu takip ediyor.

Alaa Islam Ayoub 1948’deki Filistin göçünde evini terk ederken yanına alamadığı kitapları için kendini suçlu hisseden genç bir kızı bir kez daha hatırlatırken Tamer Nijim yerinden edilmiş bir öğretmenin en temel ihtiyaçlarını karşılamak için bir kuyruktan diğerine yaptığı günlük yolculuğu perdeye yansıtıyor. Rabab Khamis mülteci bir ailenin temek ihtiyaç olan ancak kıt bir meta haline gelen sudan en iyi şekilde faydalanmak zorunda kalışını; Mustafa Kolab Gazze’de bomba sesleri, ambulanslar ve yardım çığlıkları ile dolu Gazze Denizi’ndeki uzun ve karanlık bir geceyi gözler önüne seriyor. Sinemacı Ahmad Hassouna ise hem kendi ve hem de ailesinin hayatını kurtarmak için yiyecek ve güvenlik arayışıyla çıktığı yolculukta değişmek zorunda kalan öncelikleriyle sinemadan da özür diliyor.


Fransa’da giyotinle idamın kaldırılmasına neden olan Alain Delon filmi: ‘Şehirdeki İki Adam’

🔴 Ağustos ayında yaşamını yitiren Alain Delon ve Fransız sinemasının usta oyuncusu Jean Gabin’in başrolleri paylaştığı, 1973 yapımı José Giovanni’nin yönettiği ‘Şehirde İki Adam / Deux Hommes Dans La Ville’ gösterime girdikten sonra Fransa’da giyotinle yapılan idamı tartışmaya açan filmlerden biriydi. Victor Hugo’nun ‘Sefiller’ romanına gönderme yapan film, polis soruşturmasından, mahkemelerden, infaz kurumlarına kadar adalet sisteminin içinde geçer ve birçok tartışma açar. Jean Gabin’in karakterinden duyduğumuz “Adalet hakkındaki kişisel fikrim budur: Adil olmalı, ama acımasız olmamalı” misali örnek repliklerle doludur. Bu filmin etkisiyle Fransa’da giyotinde idam 1977’de kaldırılmıştı. ‘Şehirdeki İki Adam’ bugün saat 16.30’da City’s Cinewam Sineması’nda gösterilecek. Bilet almak için tıklayınız.


Avrupa’nın kürtajla sınavı

🔴 Elina Psykou imzasını taşıyan Selanik, Prizren ve Kopenhag film festivallerinde ödüller kazanan ‘Boşluktaki Bedenler / Stray Bodies’ belgeseli AB üyesi devletlerin kürtaj, tüp bebek ve ötanazi yasalarındaki tutarsızlıklar nedeniyle bir ülkeden diğerine giden kadınları takip ediyor. ‘Boşluktaki Bedenler’ bugün saat 19.00’da City’s Cinewam Sineması’nda gösterilecek. Bilet almak için tıklayabilirsiniz.


Kim hain hem vatansever!

🔴 Türkiye prömiyerini festivalde yapacak Michael Krummenacher imzalı ‘Hain / The Traitor’ 2. Dünya Savaşı sırasında prensipte tarafsız olan İsviçre’nin tarihinden az bilinen bir kesiti, idam edilen ilk İsviçre vatandaşı Ernst Schrämli’nin gerçek yaşam öyküsünü anlatıyor. Hiç istemediği halde silah altına alınan Ernst, bir Alman manipülatörün eline düşüp onun sayesinde Berlin’de caz solisti olma hayali kurarken askeri sırları sızdırmaya başlar. Suçu keşfedildiğinde Ernst casusluk ve vatana ihanetten ölüm cezasına çarptırılır. Ernst’in hayatının son yıllarını anlatırken geçmişle de hesaplaşan film, İsviçre’nin tarafsızlığını Mihver Devletleri’ne silah ihracatı üzerinden de cesur ve eleştirel bir dille sorguluyor. ‘Hain’, Türkiye prömiyerini festivalde yapacak. ‘Hain’ bugün saat 21.30’da City’s Cinewam Sineması’nda gösterilecek. Bilet almak için tıklayınız.

Suç ve Ceza Film Festivali günlüğü: Diktatör hesap veriyor!

Suç ve Ceza Film Festivali günlüğü: Dünyanın çivisi böyle çıktı!

Suç ve Ceza Film Festivali günlüğü: Gazeteciye hapis, askere kelepçe

Suç ve Ceza Film Festivali günlüğü: Kadınlar hakkını arıyor, trol haberciler ifşa oluyor

Suç ve Ceza Festivali günlüğü: Herkes için adalet diyenler buluştu!

Kaybolan adalet Suç ve Ceza Film Festivali’nde aranacak