Kırklareli Müzesi'nde sergilenen eserlerin yarıdan fazlasını Anadolu'dan Trakya'ya gelen insanların 8 bin 200 yıllık köy yaşamında ve tarımda kullandığı objeler oluşturuyor. Müzenin en çok ön plana çıkan eseri ise yaklaşık 12 bin yıllık ana tanrıça heykeli.

Kırklareli Müzesi, tahnitlerin yer aldığı tabiat köşesi, folklorik unsurların yansıtıldığı bölümleri, buzul çağından Roma’ya, Traklar’dan Geç Osmanlı dönemi eserleriyle ziyaretçi çekiyor. Müzede sergilenen objelerin yarısından fazlasını, kazı çalışması 1993 yılında başlayan ve 18 yıl süren Aşağıpınar höyüğünden çıkan eserler oluşturuyor. 8 bin 200 yıl önceki tarımın nasıl yapıldığına ışık tutan eserler, müzeyi ziyaret edenlerin en çok incelediği bölüm arasında yer alıyor.

Avrupa Arkeologlar Birliği Kongresi’nin logosu olan heykel bu müzde

Koleksiyonun yüzde 60’ının Aşağıpınar’da bulunan eserlerin oluşturduğunu ifade eden Kırklareli Müzesinde görevli müze araştırmacısı İlknur Yaz, kazıda bulunan objelerin yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çektiğini anlattı. Aşağıpınar’ın tarıma dayalı ilk köy hayatının başladığı, hayvanların evcilleştirildiği bir yer olduğunu belirten Yaz, şu bilgileri verdi:

“Burada yapılan kazılar sonucu elde edilen eserler de müzemizde sergilenmektedir. Aslında biz Aşağıpınar’a ‘Doğu Trakya’nın Göbeklitepesi’ de diyebiliriz. O dönemi temsil eden, o dönemde insanların günlük hayatlarında kullandıkları el baltaları, kemik aletler, kil bilezikler, kemik kaşıklar, kap kacak bulunuyor. Bunun haricinde törenlerde kullandıkları törensel kaplar, figürler, ana tanrıça heykelcikleri bulunuyor.”

Yaz, 2011 yılında bulunan ve Avrupa Arkeologlar Birliği Kongresi’nin logosu olarak kullanılan ana tanrıça heykelciğinin sergilenenler arasında en dikkati çeken eser olarak öne çıktığını vurguladı.

Türkiye’ye geri getirilen Kibele heykeline büyük ilgi