Türkiye doğumlu, Türkiye vatandaşı ve Türkçe yazan bir şairin yaptığı ‘Türk şiiri’ midir, yoksa ‘Türkçe şiir’ midir?
Böyle soru mu olur demeyin, şiir tam da böyle inceliklerin sanatı değil mi?
Türkiye’de şiir çok okunan ve sevilen bir edebiyat türü, çok da yazılıyor ama ‘Türk şiiri’ uzun zamandan beri sıkıntılı bir dönemin içinden geçiyor. Şiir kitapları satmıyor, edebiyat dergisi kalmadı gibi bir şey, o yüzden yeni ve genç şair geçmişe göre daha az ortaya çıkıyor.
Şairler Türkiye’de belki hiçbir zaman sadece şiir yazarak geçinemedi hep başka işler de yapmak zorunda kaldı, şiire ayırdıkları zaman azaldı ama bugün internetin varlığı, bu yeni teknoloji üzerinden bazı siteler aracılığıyla arayanın aradığı her şiire zahmetsizce ulaşabilmesi, zaten minicik ve sıkıntılı olan şiir yayıncılığı sektörünü sona gelmenin eşiğine taşıdı.
İşte bu ortamda, tam da böyle zorluklarla boğuşa boğuşa gelmiş, bazen var olmuş bazen olamamış bir şiir yayınevi olan Şiiratı, kurucularından biri olan merhum şair Seyhan Erözçelik adına bir ‘ilk kitap’ ödülü veriyor, amaç genç, ilk kitabını yayınlamak isteyen şairlere destek olmak.
Ödül o kadar teşvik amacı taşıyor ki, ödüle başvurmak için kitabınızın yayımlanmış olması gerekmiyor. Bir ‘şiir defteri’ değil de, ‘şiir kitabı’ özelliğini taşıyan dosyayla bile başvurmak mümkün. Eğer dosyanız ödül alırsa, kitabınızın yayınlanma şansı da olacak. Bu devirde az şey değil.
Ancak bu yılki Şiiratı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü, ödülü kazanan kitap veya dosyayla değil ödül jürisinin kendi içinde yaşadığı bir tartışmayla gündeme geldi. Karar’ın haberine göre ödül metninde ‘Türkçe şiir’ tanımının kullanılmasına itiraz eden seçici kurul üyeleri Ali Günvar ve Osman Hakan A. görevden ayrıldı. Şair Ali Günvar “Fransız Fransızca şiir demiyor, biz niye Türkçe şiir diyelim” dedi.
Şiiratı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü jüri başkanı Hilmi Yavuz ise yaptığı açıklamada “Roman, öykü, şiir hangi dilde yazıldıysa o dilin edebiyatına aittir. Etnisite edebiyatı böler, dil birleştirir” dedi.
Başkanlığını Hilmi Yavuz’un yürüttüğü ödül jürisinde bu sene V. B. Bayrıl, Haydar Ergülen ve Noyan Erözçelik de yer almıştı. Şairler açıklamalarında Hilmi Yavuz, Haydar Ergülen ve Noyan Erözçelik’e birlikte çalışmaktan onur duyduklarını belirterek teşekkür etti.
‘Etnisite edebiyatı böler, dil birleştirir’
Hilmi Yavuz Facebook hesabından yaptığı paylaşımda “Vartan Paşa Ermeni olduğu halde romanını Ermenice değil Osmanlıca, Mihailidis de romanını Rumca değil de Karamanlı Türkçesiyle yazmıştır. Niçin? Edebiyatı etnisite değil dil üstünden inşa etmek istedikleri için. Benim tavrımın ne olduğunu iyi niyetle soran dostlarıma ve kötü niyetle soran düşmanlarıma bildirmek isterim: Ben Vartan Paşa ve Mihailidis gibi, edebiyatın etnisite değil, dil üstünden okunması gerektiğini düşünüyorum. Roman, öykü, şiir vb. hangi dilde yazıldıysa o dilin edebiyatına aittir. Etnisite edebiyatı böler, dil birleştirir… Neredeyse her alanda ötekileşerek bölündük, hiç değilse edebiyatta bu bölünmeyi yaşamayalım diyorum” dedi.
‘Türkçe şiir ifadesini kabul etmiyoruz’
Jüriden ayrılan Ali Günvar ve Osman Hakan A. “V.B. Bayrıl’ın dün gece yayınladığı duyuru metninde geçen ‘Türkçe şiir’ ifadesini kabul etmiyoruz, kendisiyle görüş ayrılığımız bu ifadeden kaynaklanmaktadır. Ödül başlangıçta Türk dili ve kültürü kapsamında Türk şiirine kendini adamış şairlerin ilk kitaplarına veya kitap dosyalarına verilmek üzere tasarlandı. Bu ödül V.B. Bayrıl’ın şahsi malı olmayıp Türk dili ve edebiyatını temsilen, Şiiratı kitaplarına hayat veren tüm Şiiratı şairlerine aittir. Hayatını büyük Türk şiiri, dili ve kültürüne adamış, bunu kendine dert edinmiş ve bu uğurda çileler çekmiş iki Türk şairi olarak V.B. Bayrıl’ın ‘Şiiratı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü’nü kadük hale getirmiş olmasını ve şahsımıza yönelik nezaketsiz davranışlarını kınıyoruz” tutumunu içeren ortak açıklama yayınladı.
Şair Seyhan Erözçelik 2011 yılında 46 yaşında hayatını kaybetti.
Şiiratı: Şiirin son kalesi
Şiiratı, 1980’li yıllarda genç şairler Bahadır Bayrıl, Seyhan Erözçelik, Haydar Ergülen ve Orhan Alkaya tarafından kuruldu. Başlangıçta bir hayli düzensiz yayınlanan bir şiir dergisiydi. Zaman içinde yayınevi haline geldi, bazı kitaplar da bastı ama Seyhan Erözçelik’in 2011 yılında, henüz 46 yaşındayken zamansız ölümü sonrasında uzun süre sessiz kaldı.
Yayınevinin geri kalan kurucuları, Seyhan Erözçelik adına bir ‘İlk kitap’ ödülü vermeye bundan birkaç yıl önce başladılar. Ödül ilgi de gördü, pek çok genç şair bu ödül için yarıştı. Ama anlaşılan bu yıl bir Seyhan Erözçelik ilk Kitap Ödülü olamayacak.
