Harper Lee’nin ‘Tespih Ağacının Gölgesinde’ kitabı 2015’te yayınlandığında okurlar, bu kitabın yazarın en popüler kitabı ‘Bülbülü Öldürmek’in ilk taslağı olduğunu öğrendi. Sonradan ortaya çıktı ki Lee, bu eserin ilk versiyonunu editörü Tay Hohoff’un tavsiyesi üzerine baştan aşağı değiştirmiş. Yani bir editör, yazarın tüm kariyerini etkileyen bir karar almasına vesile olmuş.
Edebiyat tarihi bu gibi kaç örnekle dolu bilinmez ancak bu örnek bize bir şeyi hatırlatıyor: Editörün ne kadar önemli olduğunu. Entelektüel bilgiyi en işlevli kullanan meslek gruplarından biridir editörler. Sadece onlar değil, çevirmenler de öyle. Peki bu mesleği yapan insanlar hak ettiklerini alabiliyorlar mı?
Son yıllarda Türkiye’deki yayıncılık sektörünün en büyük problemlerinden biri bu. Bookinton adlı internet sitesi, ‘Kitap Editörleri için Taban Ücretlendirme Ne Olmalı?’ başlıklı araştırmasında bu konuyu ele aldı. Yayınevi editörleri, çevirmenler ve bağımsız yayıncılık emekçilerinden oluşan görüşmecilere tecrübeleri, görevleri, kazanç ve çalışma şartları, maaş beklentileri ve meslektaşlarına tavsiyeleri hakkında bir dizi soru soruldu.
Bu anket geçen yıl, 58 kişiyle görüşülerek yapılmıştı. Bu sene görüşmeci sayısı arttı, 70 çalışanla görüşüldü. Öne çıkan sonuçlar, yayıncılık sektöründe verilen maaşların İstanbul başta olmak üzere kişilerin hayatlarını sürdürmeye yeterli olmadığını gösteriyor. Bir başka deyişle, okuyup yazan ve entelektüel birikime sahip yayıncılık sektörü çalışanlarının yaptıkları iş para etmiyor, yaşamak için yetmiyor.
Bir editör kirasını nasıl öder?
Sorulardan biri çalışanların Ağustos 2023 itibarıyla aldıkları aylık maaşlarıydı. Yanıtlayanların %26,8’i 13-15 bin TL aralığında maaş alıyor. Anket sonuçlarında en yüksek oran bu aralık iken; %7,3 asgari ücretten az, %24,4 ise 20 bin TL’den fazla maaş alıyor. Verilere göre ortalama editör maaşı 16.000 TL civarında.
Bir editör ya da çevirmen olduğunuzu düşünün. Önünüzde değerli bir metin var. Tüm dikkatinizi metne vermeniz, oradaki bilgiyi olabilecek en doğru şekilde sunmanız beklenir. Bu koşullarda aklınızdan geçmesi gereken son şey “Maaşımla bu ayki kiramı ödeyebilecek miyim; yayınevinden paramı alabilecek miyim?” gibi düşünceler olmalı. Ancak İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin büyük şehirlerinde artan kira fiyatları göz önünde bulundurulduğunda bir editörün aklından bu soruların geçmemesi neredeyse imkansız.
Editörler maaşlardan memnun değil; editörlük yaparak geçinmek de mümkün değil
Ankette sorulan bir diğer soru ise yayınevinde çalışan editörlerin maaşlarından memnun olup olmadığıydı. 41 kişinin yanıtladığı soruya, yüzde 87 oranında “Hayır” yanıtı verildi. Editörlerin maaş beklentisi (katılımcıların yüzde 48.6’sı) ise 25 bin TL’nin üzerinde olması.
Ortalama maaşları 16 bin TL; beklentileri ise 25 bin TL olan yayınevi editörleri doğal olarak “Editörlük yaparak geçinmek mümkün mü?” sorusuna da “Hayır” yanıtını verdi. 70 katılımcının yalnızca dördü bu mesleği yaparak geçinebileceklerini düşünüyor. Yüzde %64,3’ü editörlük yapılarak geçinilemeyeceğini kabul etmişken yüzde %31,4’ü umudunu kaybetmemiş olsa gerek ki “Belki” demeyi tercih etmiş.
Bilgi, günümüzde kolay ulaşılabilir bir şey olarak görülse de aslında doğru ve kıymetli bilgiye ulaşmak her zamankinden daha zor. Tam da bu nedenle bu bilgiye ulaşmayı sağlayacak her türlü elçinin iyi koşullarda, tam olarak buna odaklanarak çalışması gerekiyor. Mesaisi bitse de çalışması hiç bitmeyen bir meslektir editörlük. Ancak bunun için yayıncılık sektörünün, çalışanlarına belirli standartları sağlaması gerekiyor.
Bağımsız çalışanlar, çeviri editörleri: Durum parlak değil
Ankete yayınevi çalışanlarının yanı sıra bağımsız editörler, çevirmenler ve son okumacıların çalışma koşulları ve ekonomik durumları hakkında sorular soruldu. Anket sonuçlarına göre bağımsız editörlerin çoğu çalıştıkları dosyalar için alacakları ücret hesaplamasını dosyanın zorluğuna ve dosyaya ayıracakları zamana göre belirledikleri ortaya çıktı. Ankete katılan bağımsız editörlerin %55,8’inin sabit bir geliri bulunmadığını söylüyor. Bu nedenle aldıkları ücretler ve beklentilerine dair yanıtları da sektörün ücretlendirme konusundaki yetersizliğini bir kere daha gözler önüne seriyor:
Katılımcıların %23’ünün forma başına 250 TL’den fazla kazandığı sonucu çıktı. %10,5’i 50 TL’den az, %15,8’i 50-80 TL aralığında kazanan bağımsız editörler forma başı taban ücretlendirmenin 250 TL’den fazla olması gerektiğini düşünüyor.
Bu mesleğin geleceği var mı?
Peki editör ve çevirmenlerin beklentilerinin altında kazanmaları nelere neden olur? Geçim sıkıntılarıyla uğraşan yayıncılık emekçilerinin günün sonunda düşmüş motivasyonlarla, düşmüş çalışma kaliteleriyle okurun karşısına kötü kitaplar çıkarması pek de şaşırtıcı olmaz. Kötü kitaplar ve yayınlar ise okuma seviyesinin düşmesi ise uzun vadede çok daha büyük bir soruna neden olacak: Toplum entelektüel bilgiden ve kaliteli kitaplardan mahrum kalacak.
Tam da bu nedenle mesleğin geleceğine ilişkin soruların genel olarak umutsuz bir tablo çizmesi şaşırtıcı değil. Görüşmecilerin yüzde 60’ı sadece editörlük mesleğini yaparak geçinmenin mümkün olmadığını, ancak ek iş olarak yapılabileceğini düşünüyor. Yüzde 38.5’i mesleğin yok olmayacağını ancak istihdam alanının daralacağı görüşünde. Öte yandan tüm dünyada yapay zeka ve içerik üretiminin yaratıcı kültür sanat endüstrisinin geleceğini tehdit ettiği görüşü yükselmesine rağmen bu anketin katılımcıları konuyu çok fazla dert etmiyor. Yanıtlardan yalnızca yüzde 1.5’i yapay zeka ve diğer teknolojik gelişmelerin mesleği yok edeceğini düşünüyor.
‘Editör olmayın’
Bookinton Kurucusu ve editör Mürsel Çavuş verilere ek olarak kişisel gözlemlerini de şöyle aktarıyor: “Son dönemlerde talep ettiği ücret artışını alamayan veya aldığı zammı beğenmediği için işten ayrılan ve aylarca işsiz kalan pek çok editör arkadaşımız oldu. Editörlerin ve yayıncıların bir kısmı nakit akışı elde edebilmek için yaratıcı yazarlık, editörlük atölyeleri açmaya başladı. Zaten yayınevinde çalışan pek çok editör dışarıdan kitap dosyası alıyor veya çeviriler yapıyordu. Hatta pek çok deneyimli arkadaşımızın sektör değiştirdiğini de üzülerek görüyoruz.”
Anketin en çarpıcı sonuçlarından biri de yeni başlayanlara ne önerirsiniz sorusuna “başlamayın” yanıtının verilmesi. Çalışmada bu yanıtı verenlerin oranına dair herhangi bir veri paylaşılmamış ancak pek çok kişinin bu yanıtı verdiği notu düşülmüş. Katılımcıların, genç meslektaşlarına verdikleri bazı tavsiyeler ise şöyle:
“Kendinizi geliştirin.”
“Seçici olsunlar, deneyim kazanmak için düşük ücret talep etmesinler. Fiyatlandırırken harcayacakları zamanı göz önünde bulundursunlar. Mutlaka sözleşme hazırlasınlar.”
“Çok düşük ücretlerle çalışmayı kabul etmesinler. Böyle yaptıklarında sektördeki ücretler aşağı çekiliyor ya da sabit kalıyor. Yükselmesi gerekirken yükselmiyor.”
“Alacakları işi incelemeden ücret söylememelerini öneririm.”
“Mutlaka birkaç yayınevi ile birlikte çalışılmalı.”
“Bir alan seçin ve o alanda uzmanlaşın.”