Mısırlı yönetmen Marwan Hamed şarkıcı, söz yazarı ve sinema oyuncusu Ümmü Gülsüm’ün hayatını filme çekiyor. Variety’nin haberine göre ‘El Set’ adlı filmde Ümmü Gülsüm’ü Mona Zaki canlandırıyor. ‘El Set’ filminin 18 dakikalık kısa görüntüleri, Fas’taki Marakeş Film Festivali’nde gösterildi.
Halen çekimleri devam eden filmde Nil deltasındaki Tamay al‐Zahirah köyünde doğan ve 1920’lerin sonlarından itibaren eserlerini dönemin yeni teknolojileri olan radyo, fonograf, sinema ve televizyon aracılığıyla kitlelere ulaştıran ilk Arap kadın şarkıcının hayatı daha çok onun ikonik bir sanatçı olması üzerinden ele alınacak. Ki Ümmü Gülsüm halen 20. yüzyılın en büyük Arap sanatçı olarak kabul ediliyor.
Ümmü Gülsüm müzik alanında aralarında Bob Dylan ve Led Zeppelin’den Robert Plant’ da bulunduğu birçok müzisyen tarafından büyük bir sanatçı olarak anılan, Beyonce ile Shakira tarafından örnek alınan bir kişilik. Ki sadece müzisyen kişiliğiyle değil politik tavırlarıyla da öne çıkan bir isim Ümmü Gülsün. 60 yıllık kariyeri boyunca yaklaşık 300 şarkı kaydeden, milyonlarca hayran kazanan Gülsüm güçlü, çoğunlukla politik içerikli müziğiyle toplumsal cinsiyet normlarını altüst etti.
Bir kadın nasıl ikona dönüştü?
Yönetmen Hamed “Filmdeki en ilginç şey temel olarak şu: Çok fakir bir köyde erkek çocuğu gibi giyinen bu küçük kız nasıl bir ikona dönüştü? Asıl konu bu. Sadece müzikteki başarısıyla ilgili değil film. Asıl konusu onun nasıl kadın ikonu olduğu? Toplumsal mücadelesi, algılanma biçimini değiştirmesi Arap dünyasındaki ona ‘el set’ yani ‘hanımefendi’ denilmesiyle ilgileniyor film” diyor.
Hamed Variety’e verdiği söyleşide Ümmü Gülsüm’ün 1967’deki Paris’teki Olympia Titatrosu’ndaki dillere destan olan konserlerinin de filmde yer alacağı anlaşılıyor: “1967’de Ümmü Gülsüm’ün Avrupa’daki tek performansını Paris’teki Olympia Tiyatrosu’nda sergiledi. Filmde onu 70 yaşında Paris’te büyük bir kalabalığın önünde sahne alırken görüyoruz. 1967’deki Arap-İsrail savaşından sonra çok hararetli bir politik zaman. Ve bu bize onun ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Ben her zaman o anı düşünürüm: Savaş haziranda gerçekleşmişti ve o kasımda oldukça ileri bir yaşta Avrupa’da sahne aldı. Bu bize onun ne kadar etkili ve güçlü olduğunu anlatıyor. Ve bence hala öyle.”