Dön-dün Bak,Trans Onur Haftası Sergi Kolektifi
Merdivenlerden yukarı çıkarken sesler, sloganlar, alkış sesleri karşılıyor sizi. Projeksiyona yansıyan LGBTİ+ Onur Yürüyüşlerinin olduğu bir video-kolaj. Tam karşısında da “Dönmeyiz, buradayız” yazılı 9. Trans Onur Yürüyüşü’nün pankartı…
Hoş geldiniz, Türkiye’de trans hareketinin tarihine mercek tutan Dön-Dün Bak sergisindesiniz. Sergi boyunca gazete kupürlerinden, video kolajlara, eski dergilerden arşiv görüntüleri eşlik edecek size.
Solunuzda Mavi, beyaz ve pembe renklerdeki trans bayrağının üzerine konmuş siyah, topuklu bir ayakkabı. Bir an önce videodan seslerin yükseldiği, duvarların gazete kupürleriyle dolduğu açık alana geçmek isteyeceksiniz ama önce hemen sağdaki odaya dönmenizi öneririz. Burası “Ah Odası.” Öldürülen ve intihara sürüklenen transların isimleri yazıyor bu duvarda. Hemen yanında Türkiye’nin ilk trans erkek inisiyatifi kurucularından Ali Aligül Arıkan’ın anısına da bir saygı duruşu.
Bir de ‘Sen de Yaz’ demiş sergi ekibi. Rengarenk kağıtlar ve kalemler bırakılmış, tüm ziyaretçiler mesajlarını bırakabiliyor. Mücadele ve direnişe selam gönderen de var, “Ben kızken bu ülkede hiç güzel şeyler olmadı” diyerek halimizi özetleyen de ‘Buradayız aşkım!’ diye haykıran da…
Buraya kadar zaten kafanızda bir şeyler canlanmıştır fakat bu sergi, 1980’li yıllardan günümüze kadar uzanan bir zaman dilimini ele alarak Türkiye trans hareketinin dönüm noktalarını arşiv kayıtları aracılığıyla gün yüzüne çıkarıyor. Türkiye’deki ilk Trans Onur Yürüyüşlerinden başlayarak bugünün mücadelesine getiriyor ziyaretçilerini. Sergide “Gacı”, “Dönme” ve “Lubunya” gibi öznelerin çıkarttığı dergi ve fanzinleri de görüyorsunuz.
Çuvaldız medyaya
Dön-dün Bak’ın başrolünde medya var. Görüntüler, video kayıtları olsa da yoğunluk gazete kupürlerinde. Aslında gazete kupürlerine baktıkça en büyük çuvaldızlardan birini Türkiye medyasına batırmamız gerektiğini bir kere daha fark ediyorsunuz. Atılan manşetler, kullanılan ötekileştirici dil, nefret yayan üslup, fail aklayan- mağdur suçlayan dille yazılmış haberleri gördükçe aslında medyayı bugünkü haline getiren yolların taşları nasıl döşendiğini anlıyorsunuz.
Mücadele pek çok yoldan farklı şekillerde veriliyor. Fakat en önemli ayaklarından biri de hafıza. Unutmamak, unutturmamak ve unutturmak için üstü örtülenlerin tozlu örtülerini kaldırmak… Direniş en çok da hafızayla ve arşive sahip çıkmakla güçleniyor. ‘Sen de Yaz’ duvarına bırakılan bir ziyaretçi notu da serginin hakkını veriyor: “Aşkım hareketimizin tarihinde yapılmış en kapsamlı ve emektar arşiv sergisi. Elinize sağlık!
📍Bu serginin konumunu maalesef veremiyoruz. Zira komite güvenlik nedenleriyle serginin açık adresini paylaşmıyor. Bu durum bile ülkeye ve LGBTİ+’ların yaşam ve ve varolma mücadelesine dair çok şey söylüyor. Sergi ekibinden bir arkadaş, “Evet, böyle bir karar aldık çünkü bu serginin bir ay daha ziyarete açık kalmasını istiyoruz” dedi.Ancak üzülmeyin İstanbul Pride ve Trans Pride Instagram hesaplarına mesaj göndererek serginin konum bilgisini alabilirsiniz. Merak etmeyin çok kısa sürede geri dönüş yapıyorlar!
Beden Fragmanları, Pilot Galeri
Ateş Alpar, Demet Yoruç, Ece Ağırtmış, Emir Erkaya, Gözde Mimiko Türkkan, Halil Altındere, Hamra Abbas, İrem Tok, Melih Çebi, Murat Şahinler, Serra Tansel, Tufan Baltalar ve Zeren Göktan’ın eserlerine yer veren sergi insan bedeni üzerinden toplumsal cinsiyet rolleri, hibrit bedenler, doğa-beden ikiliği, kapitalizm tarafından üretilen ideal bedenler ve ona karşı gelme yöntemleri, toplumsal normlar karşısında bedenin direniş alanına dönüşmesi meselelerine odaklanıyor. Sergide yer alan sanatçılar; ‘öteki’, kadın, queer kimliklerini sahiplenirken, benliğin sabit olmadığı aksine sürekli bir akış halinde olan karmaşık bir ilişkiler ağı olduğu ihtimalini izleyiciye sunuyor. Sanatçılar, bedenleri aracığıyla ataerkillik, kadın düşmanlığı, ırkçılık ve muktedirlik koşulları altında yaşamanın ürettiği duygusal çalkantıyı hissettirirken normatifliğin pürüzsüz yüzeyine karşı, sızıntı yapan, parçalanan ve gülen bedenler öneriyor.
📍Pilot Galeri: Katip Mustafa Çelebi, Sıraselviler Cd. No:85/A, 34433 Beyoğlu/İstanbul
📌 Sergi 13 Ağustos’a kadar ziyarete açık.
Filizlendiğimiz Bir Çatlak,SANATORIUM
Baskıcı yapılara ait tahakküm ve ele geçirme mekanizmalarına odaklanarak mücadele pratiklerini tanımlamada kullanılan içi boşaltılmış kavramların ardındaki gerçek niyetleri geri kazanma yöntemleri üzerine düşünmeyi amaçlayan sergide Leman Sevda Darıcıoğlu, Ndayé Kouagon ve Elif Saydam’ın işleri yer alıyor.Küratörlüğünü Melih Aydemir’in üstlendiği sergi, sanatçıların kimlik politikaları, güvenli alanlar, yeniden sahiplenme ve camp gibi kavramlara odaklanan çalışmalarının üzerine düşünen alt başlıklar içeriyor.
📍SANATORIUM:Kemankeş Mah. Mumhane Cad. Laroz Han, No:67/A, 34425 Beyoğlu.
📌Sergi 20 Temmuz’a kadar devam ediyor.
Usta Ellerin Sihri, Depo İstanbul
Bolis Lusadu Kolektifi İstanbullu amatör ve profesyonel Ermeni fotoğrafçıları buluşturmak amacıyla kurulduğunda takvimler Ocak 2023’ü gösteriyordu. Aradan bir yılı aşkın süre geçti, oluşum şimdi ilk sergisinin kalp çarpıntılarını yaşıyor. Kolektifin bir yıldır üzerine çalıştığı bu belgesel fotoğraf projesi yiten mesleklere ve tükenen bir topluma odaklanıyor.
Bu sergiyle kuyumcu, demirci, terzi, tamirci, saatçi, marangoz ustası son İstanbullu Ermeni ustalarıyla tanışacak; şehrin son Ermeni ustalarının fotoğraflarıyla hafızanın bir parçası olacaksınız. Arman Camgözoğlu, Berge Arabian, Dikran Dülgeryan, Edmon Sefer, Garo Miloşyan, Mıgırdiç Arzivyan, Nuran Akkaya ve Sarkis Baharoğlu’nun fotoğraflarını buluşturan sergi Kınalıada Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi Vakfı desteğiyle düzenleniyor.
📍Depo İstanbul: Hacımimi, Tophane DEPO / Tütün Deposu, Lüleci Hendek Cd. No:12, 34425 Beyoğlu/İstanbul
📌Ermeni ustaları konu alan sergide 40’ın üzerinde fotoğraf sanatseverlerle buluşturacak sergi 13 Temmuz’a kadar devam edecek.