2003 yılında hayatını kaybeden müzisyen Nina Simone, Amerika’nın Tryon şehrinde dünyaya geldi. Doğduğu ve ilk gençlik yıllarını geçirdiği ev, piyano çalmayı öğrendiği, müzik tutkunun başladığı yerdi. Simone bir efsaneye dönüştü. Şarkıları ve sahne performanslarıyla, siyahların eşitliği için sesini yükseltti ve mücadelelerinin sesini duyurdu.
2003 yılında hayatını kaybeden Simone, müzik dünyasında büyük etki bırakan ve kendine özgü tarzıyla hala müziğin en önemli isimlerinden biri. Simone’nun yeteneğinin şekillendiği, tüm dünyaya açıldığı ev ise kötü durumdaydı. Tavan dökülüyor, duvarlar kırılıyor, döşeme tahtaları çöküyordu. Bu nedenle yıkılması planlanıyordu.
Ancak 2016 yılında, sanatçılar Adam Pendleton, Rashid Johnson, Julie Mehretu ve Ellen Gallagher, evi 95 bin dolar’a satın aldı. Böylece manşetlere çıktılar, Simone’nun evinin durumunu herkese duyurdular. Çabaları sonuç da verdi. Ulusal Tarihi Koruma Derneği, 2018 yılında evi, Milli Hazine olarak belirledi. Evin restorasyonu için bağışlar toplanmaya başladı.
Geçen hafta da bu bağış etkinliği için büyük bir adım daha atıldı. Dünyanın en önemli tenis oyuncularından Venus Williams, Afrika kökenli Amerikan Kültürel Miras Eylem Fonu ve New York’taki Pace Gallery ile güçlerini birleştirdi. Ekip, bir açık artırma düzenleyerek evin restorasyon çalışmalarına destek olacak.
Bağış etkinliğinde, Cecily Brown, Ellen Gallagher, Johnson, Robert Longo, Mehretu, Pendleton, Martin Puryear, Sarah Sze, Mary Weatherford, Stanley Whitney ve Anicka Yi tarafından bağışlanan sanat eserleri satışa sunuldu. 12-22 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen satış, New York’taki Pace Gallery’de bir gala yemeği ile sonlandı.Açık artırma sonunda 5,38 milyon dolar toplandı. Tüm etkinlikler sonunda toplamda 6 milyon doları buldu ve Simone’un çocukluk evi kurtarıldı.
Sanata ve sivil toplum kuruluşlarına verdiği desteklerle bilinen Williams, Pace Gallery’nin hazırladığı bir tanıtım videosunda Simone’ye duyduğu hayranlığı anlatıyor: “İnsanlar ne kadar büyük işler başardığını yeterince bilmiyor. Nina Simone’un mirası, bugün benim gibi insanları, harekete geçiren şeydir. Onun ve onun gibi birçok insanın yaptığı çalışmalar sayesinde sevdiğim şeyleri yapma, hayalimi takip etme şansı buldum.”