İstanbul'un simgelerinden olan Yedikule Hisarı'nın Giriş Kulesi'nin yıllar öce kaybolmuş olan külahı yapılan restorasyon çalışmaları sonucu yeniden kuleye monte edildi. 24 saatlik bir çalışma ile gerçekleştirilen operasyonda monte edilen külah eski gravürlere bakılarak yapıldı.

İstanbul’un tarihi sembollerinden biri olan Yedikule Hisarı’nda devam eden restorasyon çalışmalarının bir aşaması daha tamamlandı. Fatih Belediyesi’nin bilim kurulu gözetiminde gerçekleştirdiği restorasyon projesi kapsamında, Hisar’ın adını taşıyan kulelerden biri olan Giriş Kulesi’nin kaybolmuş olan külah çatısı aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edilerek yerine takıldı.

Hisarın tarihi ve estetik niteliklerini koruma amacı taşıyan bu restorasyon projesi, sadece bina yapısını onarmakla kalmayıp aynı zamanda mekânı sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerle canlandırmayı hedefliyor.

Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, “Yedikule Hisarı Restorasyonumuz, bütün aşamalarıyla sürdürülebilir kültürel miras yönetimi anlayışının bir örneğidir. Fatih’in yadigârı Hisar’ımızın tarihsel niteliklerini koruma altına alırken mekânı sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerle günlük hayatımıza dâhil ettik. Burayı canlı, hareketli bir yaşam merkezine dönüştürdük. Gelinen nokta bizim için büyük bir mutluluk vesilesidir” dedi.

 

Gravürlerden yararlanarak yapılan külah 24 saatlik bir çalışma sonucunda giriş kulesine takıldı. Proje kapsamında gerçekleştirilen restorasyonun son aşaması olan Giriş Kulesi’nin külahının yerine takılması, proje ekibi tarafından büyük bir başarı olarak değerlendirildi.

Yedikule Hisarı’nda, bugüne kadar çeşitli restorasyon çalışmaları yapıldı. Bilinen en yeni çalışma 1960’lı yıllarda Vakıflar tarafından mimar Cahide Tamer eliyle gerçekleşmişti. Döneminin imkânları ve anlayışı çerçevesinde uygulanan bu restorasyon, günümüz yenileme anlayışı ile kıyaslandığında bazı sorunlar içerse de, hisarın günümüze ulaştırılmasında büyük pay sahibi olduğu uzmanlar tarafından dile getiriliyor.

Hisar günümüze ulaşana dek çeşitli değişimlere uğradı. Son yüzyılda hafızalarda salt bir harabe estetiği ile yer edinen bu yapı, aslında şehrin siluetinde önemli bir yer tutuyor. Bunda kuleler ve bunların üzerindeki sivri külahların katkısı yadsınamaz. Kuleleri örten bu görkemli külahlar zaman içinde kaybolmuş. Benzer külahların, Yedikule’nin kardeş yapıları diyebileceğimiz Rumeli ve Anadolu Hisarı’nın burçlarında da yer aldığı biliniyor.

Bu kurşun kaplı külahlar, aslında kuleleri sudan koruyan çatılardır ve ahşaptan yapılmış oldukları için kaybolması en kolay unsurlardır, uzun vadede bakım ve tamir isterler. Yangınların da etkisiyle hisarda bugün sadece taş kısımlar kalmış, ahşap ara katlar, külahlar tamamen kaybolmuş. Külahların ne zaman kaybolduğu da tespit edilemiyor. Çatısız burçlar yağmur suyu yüzünden zamanla çürümeye başlamış.

Külahlar uzun süredir burçların üzerinde görülmedikleri için yakın dönem kent hafızasından silinmiş durumdadır. Oysa Yedikule ismini külahlı kulelerin kara surlarının burçlarının arasından dikkat çekici bir biçimde yükselmesi sayesinde alır. Bugün Yedikule’yi surlardan ayırt etmek kolay değil, hâlbuki bu kulelerin onlardan ayrıştığını, sivri çatılarıyla Yedikule isminin hakkını verecek biçimde yükseldiğini biliyoruz. Kuleleri külahlı biçimde tasvir eden çok sayıda gravür, minyatür, çizim ve resim mevcut.

 

İBB’nin sergisine soruşturma: Savcı sanatta ‘kin ve düşmanlık’ arıyor