“Hiç çaresi yok, yazmayı öğreneceğim. Yazma benim elimden kurtulamaz. Ben bu fırsatı yakalamışım, bırakır mıyım?” Bu sözler okul sıralarıyla ilk kez 81 yaşında buluşan Resmiye Sağır’a ait.
Samsum’da, Atakum ilçesindeki Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yaşayan Sağır çocukken Türkiye’de yüzbinlerce kız çocuğu gibi okuldan mahrum bırakılmış.
Babasının ‘kız çocukları okumaz’ diye okula göndermediği Resmiye Sağır o günler şöyle anımsıyor: “Okula çok hevesim vardı. Köylüydük, tütün yaptık, çobanlık yaptık. Köyde olup da yapmadığım hiçbir şey yok. Eşekle ormandan odun bile taşıdım. Ama okul benim hep içimdeydi. Yolda yazılı bir kağıt parçası bulsam, ‘acaba burada ne yazıyor’ derdim, alırdım öperdim ve koynuma koyardım ki ta başka bir parça bulana kadar o benim koynumda dururdu. Okuma hevesim çoktu. O zamanlarda köyümüzde okul da yoktu. Yalnız Balaç köyünde okul vardı. Orası da uzaktı. Babam ‘Kızlar okur mu’ derdi. Yollamadılar beni. Yedi-sekiz yaşlarında tarlalara gidiyordum. Bütün işlere ben koşturuyordum. O zaman kardeşlerimin en büyüğü bendim. Ama okul hep benim içimde ukde kaldı.”
Yıllar sonra azmi ve kararlılığı sayesinde okumayı sökebilmiş. Evlenip İstanbul’a yerleştikten sonra yaşadıkları zorluklar onları 69 yılında Almanya’ya taşınmaya yöneltmiş: “Evrakları tamamlamak için Tophane’ye gittim ve bana bir kağıt verdiler. Okumamı söylediler. Okuma yazmamın olmadığını söylediğimde okumayı öğrenmemi söylediler. Eşime söylediğimde bana ‘Öğrenmesen de olur’ dediydi. Artık o kadar bunalmışım ki ben de 15 günde alfabedeki 29 harfi öğrendim. Daha sonra harfleri yan yana getirerek okumayı öğrendim. Verdikleri kağıdı okudum ve Almanya’ya gittim. Okumayı söktüm, ama yazmayı bilmiyorum. 40 yılım İstanbul’da geçti. Sekiz yıl da Almanya’da kaldım.”
11 yıl önce yerleştiği Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı Atakum Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde ‘Hayallerim Gerçek Oluyor’ projesi adının hakkını vermiş: “Buradaki müdür ve çalışanlar bana hep ‘Senin için neler yapabiliriz’ diye soruyordu. Okuma da aklıma üç gün önce geldi. Buradaki müdüre ve çalışanlara okumak istediğimi ve hiç okula gitmediğimi söyledim. Proje kapsamında yapabileceklerini söylediler. Ben de mutluluk duydum, dünyaları bana verdiler.”
Okula ilk gittiği gün eli ayağı titremiş, “Heyecandan düşecektim az daha. O kadar sevindim” diyor. Sağır yine kararlı okula devam edecek ancak haklı olarak sitem etmeden duramıyor: “Okula devam edeceğim. Okumada sonuna kadar gideceğim. Artık ne öğrenebilirsem. Hiç çaresi yok yazmayı öğreneceğim. Yazma benim elimden kurtulamaz. Ben bu fırsatı yakalamışım, bırakır mıyım? Ama böyle okula gideceğim hiç aklıma gelmedi. Ben 81 yaşındayım. Ne olurdu sanki bu olay 25-30 yıl önce olsaydı. Şimdi üniversiteyi bitirmiştim. Artık geç kaldım. Yazmayı öğreneyim bana yeter.”