Google’a başladığım ilk zamanlarda, yoğun bir korkuyla başa çıkmak zorundaydım. Kendimi “Bu adamı yanlışlıkla işe almışız, burada iş yapabilecek biri değil diyecekler” diye düşünürken buluyordum.
Yıllar geçse, terfiler alsam, ödüller kazansam da bu korku zaman zaman ziyaret eder. Sonradan öğrendim ki bunun bir adı var: Sahtekarlık Sendromu (Imposter syndrome). Araştırmalara göre, Silikon Vadisi şirketlerinde insanların yarısından fazlası bu durumu yaşıyor.
Bu korkuyla başa çıkmak için meditasyon pratiklerinden öğrendiklerimi uygulamaya karar verdim. İlk adım olarak, bu duyguyu olduğu gibi kabullenmekle başladım. “Evet, korkuyorum ve bu normal” diyerek başladım. Hatta yaşadığım onca başarı ve tecrübeye rağmen, hâlâ bu korkuyu yaşadığım için kendime kızıyorum. Bu da normal. Gerçekten de, bu duyguyu kabullenmek, onunla dalga geçmek, hatta arkadaşlarla şakalaşmak bile içimdeki yükü hafifletti.
Merakla yaklaşmak da önemliydi. Kendime “Bu korku neden burada, ne anlatıyor” diye sordum. Böylece korkunun altında yatan gerçeklerle yüzleşme fırsatı buldum. Bu süreçte, içimdeki gerçekçi olmayan beklentileri fark ettim.
Örneğin, her sorunun cevabını tam ve doğru olarak ve de anında bilmem gerektiğini düşünmem. Bu beklentiyi açıkça ifade edince, gerçek dışı olduğu hemen anlaşılıyor.
Zor bir konuyla karşılaştığımızda, kendimize kaçacak bahaneler buluruz. Mesela sosyal medyada kayboluruz ya da başka bir işe gömülürüz. Acıdan kaçmayıp onun bende hissettiklerini izlemeye zaman ayırdım. Bu beni çözüm için eyleme geçirdi. Konu hakkında araştırma yaparken, en dikkat çekici bulduğum şey, bu duygunun ne kadar yaygın olduğuydu. Demek çevremdeki mühendislerin yarısından fazlası bu duygu içindeler. Hiç de belli etmiyorlar diye şaşırıyorum. Ben de hiç belli etmiyorum ki zaten.
Sahtekarlık sendromunu tanımlamanın tam yeri. Sahtekarlık Sendromu, bir kişinin başarılarını içselleştirememesi ve bu başarıları şans, dış etkenler veya başkalarının yanılgısı olarak görmesidir.
Bu durumda kişi, gerçek yeteneklerine ve başarılarına rağmen kendini bir sahtekar gibi hisseder ve başkaları tarafından “ifşa” edileceğinden korkar. Bu sendrom, başarılı insanlar arasında yaygın olarak görülür ve başarılarına rağmen sürekli bir yetersizlik ve dolandırıcılık hissi yaşamalarına neden olur.
Bu korkuyla başa çıkmak için pratik adımlar atmaya karar verdim. Öncelikle, beklentilerimi daha gerçekçi bir şekilde tanımlamaya başladım. İşyerindeki sorumluluklarımı daha net tanımladım. İşime olan katkımı gerçekçi bir şekilde değerlendirdim. Bu duygunun belirdiği anları, gerçekçi olmayan beklentilerimi yakalamak için fırsat olarak kullanmaya başladım.
Zayıf biri olarak görülmek istemediğimizden, zorlandığımız noktaları paylaşmıyoruz. Güçlü olmak sahte bir kostüm giymekle mi olur? Zorlandığımız noktaları paylaşmak büyük bir içsel güç gerektiriyor. Kimse zorluklarını paylaşmadığı için, herkes yaşadıklarında kendini yalnız hissediyor. Zorluklardan geçmeyen insanlar var mıdır? Kendi adıma söyleyeyim, böyle biriyle daha tanışmadım.
Ne kadar uzun yıllar meditasyon yapsam da, bilirim ki meditasyon sırasında dikkatim tekrar tekrar dağılacak. O sırada, sakince nefesime döneceğim. Sahtekarlık Sendromu konusunda ne kadar yol katetsem de, biliyorum ki bu korku beni tekrar ziyaret edecek. O sırada hoşgeldin diyeceğim ve merakla dinleyeceğim.