“Yaş bir kısıt değil, artı değer” diye düşünerek yazdığım yazıdan sonra eşim dostum beni bir kaynak yağmuruna tuttu, makaleler, kitaplar, Instagram postları arasında kayboldum. Belli ki kadınlar için de erkekler için de yaş ayrımcılığı mevzusu tam bir bam teli. Yaşasın arkadaşlarım! Bu sayede yeni bir kavram öğrendim: Wise power- bilge güç.
INSEAD isimli işletme okulunun bilge gücü açıklayan güzel bir makalesi var. Görünen o ki güç ile kontrol sıklıkla birbirine karışan kavramlar. Güç özellikle dışa dönük kontrolle, yani insanların davranışlarını, olayların akışını kontrol edebilmeyle karıştırılıyor. Oysa içe dönük gücümüz de bir o kadar önemli.
İçe dönük gücün önemli bir göstergesi dış dünyada olan bitene uyum sağlayabilme, esneyebilme yetilerimiz. İşte bilge güç, dışa dönük ve içe dönük gücün uyumlu birlikteliği demek. Bilge gücün üç prensibi var:
Kapsamlı bakış açısı: Yani olayları birkaç farklı perspektiften görebilmek. Dünyanın karşıtlıkların bir arada var olduğu bir yer olduğunu kabullenmek, bazı durumların sonuçlandırılamayacağını anlamak. Olaylara nasıl baktığımızın farkına varıp nasıl bakacağımızı seçmek.
Duygusal olgunluk: Duygularımızı dünyaya yansıtan biziz. Dünya özünde duygusuz. Duygusal olgunluk, bunların farkına vararak, duygularımızla savrulmadan yaşamayı becermek.
Ruh cömertliği: Hayallerimizi cömertçe paylaşmak, onlardan ilham alarak hareket geçmek.
Adet döngüsünden ilham alan liderlik yaklaşımı
Bu konuyu araştırırken, Alexandra Pope’un ‘Wise Power: Discover the Liberating Power of Menopause to Awaken Authority, Purpose and Belonging‘ (Bilge Güç: Menapozun Otorite, Amaç ve Aidiyet Uyandıran Özgürleştirici Gücü) kitabına da denk geldim. Alexandra Pope, kadın maneviyatı ve liderliğine odaklanan The Red School’un kurucularından. Kadınların adet döngüsünden ilham alan bir liderlik yaklaşımı geliştirmişler. Kitap da bu yaklaşımın uzantısı.
Yaşları ilerledikçe kadınların kendilerini daha özgür hissettiklerini ben de etrafımda çokça gözlemliyorum. Zeitgeist’ın (dönemin ruhu) da etkisi olabilir. Düşündüğünü söylemekte, kendini beğendirme baskısını üzerinden atmakta, “bu bana göre değil” demekte, sınır koymakta eskiye göre çok daha başarılıyız. İşte bunlar hep bilge güç.
Bilge gücün ruh cömertliği diye adlandırılan kısmı belki de en cazip yönü, yani hayal kurmak, hayal kurmakla yetinmeyip harekete geçmek. O zaman şimdi ellisinden atmışından sonra harekete geçip ilk kez kitap yazan birkaç kadın yazara selam edelim.
‘Küçük Ev’in Laura Ingalls’ı
Siyah-beyaz TV yıllarından Küçük Ev dizisini ve Laura Ingalls’ı anımsayan var mı? İşte bu Laura Ingalls, dizi karakteri değil gerçek biriydi. Dizi Ingalls’ın kendi hayatını anlattığı kitap serisine dayanıyordu ve Küçük Ev serisinin ilk kitabı Big Woods’daki Küçük Ev’i Ingalls ancak altmış yaşında yazabildi. Ingalls hayat boyu çiftçilik ve öğretmenlik yaparak kıt kanaat geçirmiş biri. Varını yoğunu 1929 borsa krizinde kaybedip beş parasız kalınca kızı kitap yazması için Ingalls’ı yüreklendiriyor. Ve gerisi geliyor.
Çocuk edebiyatında bir klasik: Siyah İnci
1877’de basılan ve halen dünyada en çok satılan on çocuk kitabı arasında yerini koruyan Siyah İnci de yazarı Anna Sewell’ın tek kitabı. Sewell kitabı 51 yaşından 57 yaşına dek tam altı senede yazmış. Esasında kitabı atlara iyi bakılması için yetişkin okuyucuları düşünerek kaleme almış. Ancak bir atın bakış açısından yazılan kitap, altını çizdiği değerlerden ötürü klasik çocuk romanları arasına girmiş.
En iyi İngiliz romancılardan Penelope Fitzgerald
Çok sevdiğim yazarlardan Penelope Fitzgerald da ilk kitabını 58 yaşında yazmış. 1916’da doğan Fitzgerald, Oxford Üniversitesi’nin ilk kadın mezunu. ‘Salapurya Mahallesi’ ve ‘Mavi Çiçek’ isimli romanları ne mutlu ki Türkçe’ye kazandırıldı. Mavi Çiçek The Times tarafından en iyi on tarih romanı arasında gösterilmiş. Salapurya Mahallesi ise Booker ödüllü bir roman. 2008 yılında yazdığı bir yazıda Julian Barnes, Fitzgerald için “en iyi İngiliz yazar” der.
“Yazarın fazla bilgi verdiği durumda okuyucuya ayıp ettiğini düşünürüm” diyen Fitzgerald benim bayıldığım türden keskin ve “ekonomik” bir üsluba sahip. Ancak hakkı zor teslim edilmiş. Barnes’ın anlattığına göre kitapları ilk basılmaya başlandığında erkekler tarafından epeyce azımsanmış, hatta Booker kazanması haksız bulunmuş ve türlü terbiyesizliklere maruz kalmış. Fitzgerald’a bilge gücü ve özellikle ruh cömertliğini atfetmek mümkün, çünkü ayağına dolananlara aldırmadan, mükemmel romanlar yazmaya devam etmiş.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün hemen ardından yazdığımdan olsa gerek yazının vurgusu kadınlarda oldu ama bilge güç, dengeli, kapsayıcı bakış herkese lazım.
Yazıda bahsi geçen yazarlar, kitaplar
📚 Alexandra Pope, Wise Power: Discover the Liberating Power of Menopause to Awaken Authority, Purpose and Belonging
📚 Laura Ingalls Wilder, Big Woods’daki Küçük Ev
📚 Anna Sewell, Siyah İnci
📚 Penelope Fitzgerald, Salapurya Mahallesi, Mavi Çiçek