İstanbul’un yeni ve popüler restoranlarını araştırma yolculuğum tüm hızıyla devam ediyor. Tam da bu arayışın içindeyken geçtiğimiz hafta Caddebostan’ın son yıllardaki popüler mekanlarından birinin menü yenilediği ve bunu çok da iyi tanınan Şef Murat Bozok imzasıyla yaptığını öğrendim.
Bu özel tadım ve tanıtım etkinliğine davetli olarak katıldım, yiyecek içecek sektörünün bilinen bir çok ismi de davetliler arasındaydı.
Öncelikle size Artois’i biraz anlatmak isterim.
Üç şeften reçeteler
Bugünlerde üçüncü yaşını kutlayan restoranın hikayesi kurucusu Şeyma Yıldız’ın girişimiyle başlamış. Açıldıkları günden beri isim yapmış üç profesyonel şeften ayrı ayrı danışmanlık hizmeti almışlar. Hazer Amani, Walison Fonseca ve son olarak da Murat Bozok…
Mutfaklarında Türk ve dünya mutfaklarına ait yemekleri modern yorumlarla sunuyorlarmış.
Biz bu akşam kokteyl tarzı kanepe ikramları tattık. Menüyü henüz deneyimleme şansım olmadı. İkram edilen kanepeler aslında sürpriz lezzetler diyemem ama kullanılan ekmekten soslara kadar her şeyin el yapımı olduğu fark ediliyordu. Taş fırından çıkan pizzalar da ikramlar arasındaydı. Ateş görerek pişen pizzanın keyfi her zaman başka oluyor tabii.
Menülerini detaylı deneyimlemek için ilk fırsatta tekrar ziyaret edeceğim.
Artois’in barı ve şarap menüsü de iddialı. Özellikle barda mixolojist Yavuz Özyavuz ve Hüseyin Ziya İlgün imzalarıyla çok iyi kokteyller hazırlanıyor.
Kokteyl menüsünü inceledim ve ilgimi çeken bir çok çeşit oldu. Klasikler yanı sıra kendi tasarımları olan ve hepsi çok şık sunumlu güzel bir menü olmuş.
Mekanın dekorasyonu ise oldukça hareketli ve renkli. Geniş ve rahat bir oturumu var. Emek harcanmış ve dokularla bezenmiş kapalı ve açık salonları var.
Bağdat Caddesi ve yakınlarındaysanız bir akşam üzeri gelip güzel kokteyllerle keyif yapıp ardından hoş bir şarap ile uzun soluklu bir akşam yemeği için bir alternatif olacaktır.
Kahvaltı severseniz Artois güne kahvaltı servisiyle başlıyor, uzun soluklu bir kahvaltı deneyimi de yaşayabilirsiniz. Konumu itibariyle etrafındaki birçok restoranla birlikte sokağı da keyifli yaşanır bir hale getiriyor Artois.
En yeni Kronotrop Caddebostan Grove
Kahvaltı demişken bir restorandan farklı olarak alternatif, yakın zamanda açılmış bir kafeden de bahsetmek istiyorum size; ‘Kronotrop Caddebostan Grove’.
Ömerpaşa Sokak’taki mekan Bağdat Caddesi’nin en güzel binalarından birinde açıldı. Açıkçası o bina daha önce restoran olarak işletilip kapandığından beri çok ilgimi çekiyordu. Kocaman bir bahçe içinde üç katlı bir bina, geniş salon ve balkonlara sahip yerleşke, ağaçlar altında oturabildiğiniz şehir içindeki nadir mekanlardan biri.
Artık bu şahane yerleşkede Kronotrop Grove hizmet veriyor. ‘Grove’, Türkçe çevirisiyle ‘koru’, mekanı güzel tanımlamış. Özellikle güzel havalarda bu bahçede uzun soluklu kahve molası ideal olacaktır.
Kahve ile sınırlı sanmayın, Kronotrop’un bu şubesi bir kafeden fazlasını sunuyor. Oldukça çeşitli bir menüsü var. İster kahvaltı ister gün ortası yemek alternatifleri isterseniz kahve eşliğinde bir tatlı… Seçim sizin.
Kahve kalitesini zaten beğendiğim marka, yoluna şef, girişimci, işletmeci Mehmet Gürs’ün kurduğu tek şubeli, kendi kahvesini kavuran bir butik dükkan olarak başlamıştı.
3. Nesil diye adlandırılan modern kahvecilik anlayışını Türkiye’de ilk başlatan marka veya onlardan biri olarak tanımıştık 2012 yılında. Galatasaray Lisesi’nin yan sokağında, civardayken taze kavrulan kahvenin kokusuyla yolunuzu bulabileceğiniz küçücük dükkanı çok net hatırlıyorum. Bugün yeni sahiplerinin elinde Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde 35 şubesi ile hizmet veriyor.
Bağdat Caddesi civarındaysanız veya güzel bir kahvaltı ve kahve dolu bir gün geçirmek isterseniz, şehrin göbeğinde ama içeri girince bir anlamda da şehirden uzak bu güzel mekana uğramanızı şiddetle tavsiye ederim.