Çevrimiçi flört uygulamaları ara ara farklı haberlerle gündeme geliyor. Bunlardan en güncel ve şüphesiz ki en ilginç olanı da bu uygulamaların gelir eşitsizliğini arttırdığı iddiası. Son günlerde Amerikan medyasını oldukça meşgul eden bu iddia geçenlerde yayınlanan bir araştırmaya dayanıyor.
Kullanan kullanmayan herkesin bildiği gibi çevrimiçi flört uygulamalarının sayısı günden güne artıyor. Tinder, Bumble gibi en popüler olanların yanı sıra ciddi ilişki arayanlar için Hinge ve Coffee Meets Bagel, evlenmek isteyenler için eHarmony, tanışmadan önce bir süre çevrimiçi konuşmaya devam etmek isteyenler için Plenty of Fish, bütçesi kısıtlı olanlar için OKCupid ve bütçe sıkıntısı yaşamayanlar için Match gibi son derece farklı platformlar mevcut. Platformların iddiası algoritmalarının bireylerin aradıkları partneri bulabilmesini sağladıkları.
ABD’de yapılan araştırmalara göre “ilk temaslarını” internet üzerinden gerçekleştiren çiftlerin sayısı hiç de az değil. Evli çiftlere ilişkin olarak yapılan bir çalışma çiftlerin internette tanışma oranının 1998’de yüzde 2 iken 2008’de yüzde 20 ve 2017’de yüzde 50’ye ulaştığını, böylece internet üzerinden tanışmanın adeta yeni bir norm haline geldiğini ortaya koyuyor. İnternet üzerinden tanışma denince de ilk akla gelen kişilerin partnerlerinde aradıkları özellikleri seçebilmesinisağlayan çevrimiçi flört uygulamaları şüphesiz. Bu seçme şansının kişilerin partner arayışlarını büyük ölçüde kolaylaştırdığını düşünmek mümkün.
Federal Reserve Bank of St. Louis ne diyor?
Şimdi çok tartışılan bir araştırma var, araştırmayı yapan da öyle herhangi bir yer değil, Amerikan Merkez Bankası’nı oluşturan yerel ‘merkez bankaları’nın St. Louis kentindeki birimi. Anton Cheremukhin, Pauline Restrepo-Echavarria ve Antonella Tutino tarafından yürütülen, Federal Reserve Bank of St. Louis araştırmasına göre çevrimiçi flört uygulamalarının kullanımının kişilerin partner arayışlarını kolaylaştırdığını gösteren bir veri mevcut değil. Araştırmacıların kendilerinin de beklenmedik olarak nitelendirdiği sonuçlara göre “partner arama maliyeti” zaman içinde de değişmemiş. Yani, internet öncesi dönemde partner bulmak ne kadar kolaydıysa internet döneminde de ancak o kadar kolay. Teknolojinin bu anlamda hayatı kolaylaştırdığı varsayımı doğru değil.
Konuya ilişkin Financial Times’da yayınlanan bir habere göre ise ulaşılan bu sonuç şaşırtıcı olmaktan uzak. Zira çevrimiçi flört uygulamaları potansiyel “hayat partnerlerinin” bulunmasını kolaylaştırıyor olabilir, fakat gerçekten bu amaçla kullanılıp kullanılmadıkları tartışmalı. Yani ünlü ekonomi gazetesi, FED’in bu araştırmasını yorumlarken, ‘Flört uygulamaları hayat partneri bulmak kadar tek gecelik kaçamaklar için de kullanılıyor’ demek istiyor.
FED araştırmacılarının ulaştığı tek sonuç çevrimiçi flört uygulamalarının aslında partner arama maliyetini azaltmaktan uzak olduğu değil. Son derece ilginç ve bütün toplumu ilgilendiren başka bir sonuç var: Partner seçiminde değişen tercihler gelir eşitsizliğini önemli ölçüde arttırıyor.
Araştırmaya göre kişiler partnerlerini seçerken özellikle etnik köken açısından benzer, gelir ve beceri açısından ise daha “üst” veya benzer segmentte bireylere yöneliyor. Zamanla etkisi azalmış olsa da etnik köken hala önemli. Gelir ve becerilere ilişkin tercihlerdeki genel eğilimin ise önemli ölçüde farklılaştığı anlaşılıyor. Araştırmacılara göre bu farklılaşmanın en önemli nedenlerinden bir tanesi erkeklerin ev işlerine yoğunlaşan kadınlardan ziyade, işgücünde aktif olarak yer alan kadınlar ile daha eşit bir birliktelik kurma eğiliminin artması.
Yani devir değişti, eskiden ‘zengin koca bulma’ arayışı sadece kadınlara atfedilen bir şeydi, şimdi ise erkekler de ‘zengin eş’ arıyorlar. Bir zamanlar, evlilikte kadının gelirinin erkekten fazla olması bir sorun kaynağı olarak görülürdü, FED araştırmasına göre en azından ABD’de artık böyle bir sorun yok.
Araştırmadan çıkan temel sonuç geliri ve/veya serveti yüksek ve iyi eğitimli bireylerin eşlerini diğer geliri ve/veya serveti yüksek ve iyi eğitimli bireyler arasından seçme eğiliminde olduğu.
Kişilerin “kendilerine benzer” kişilerle evlenme eğiliminin artması ise 1980 ve 2020 seneleri arasında Amerika’da yaşanan hane gelir eşitsizliği artışının yaklaşık yüzde 50’sini açıklayan faktör. Bu çok yüksek bir oran ve kuşkusuz abartılı.
Görünen o ki, gelir eşitsizliğinin temel nedenlerini asıl neden hariç her yerde aramaya devam ediyoruz. Sonunda gelir eşitsizliğinin nedeninin bireylerin psikolojisi olduğu iddia edilirse şaşırmamak lazım!