10Haber'in yemek kültürü yazarlarından Alp Çekici sizin için Marmaris Selimiye'den Hisarönüne, oradan da Urla'ya kadar lokantaları dolaştı, deniz kenarının en güzel keyif yapılabilir yerlerinde yemekleri denedi ve beğendiklerini de burada yazdı.

En sevdiğimdir yaz ayları, hem yeme içme hem gezme anlamında bana iyi gelir. Temmuz çocuğuyum ben, sıcak severim, deniz severim, Ege’ye ise aşığım. Geçtiğimiz hafta da oğlum ve eşimle birkaç duraklı bir Ege seyahati yaptık. Biraz bildiğim biraz da ilk kez tecrübe ettiğim mekanlarda yemek yedim, sevdiklerimi sizinle paylaşacağım.

Gün batımında yediğimiz yemeklerin keyfi hepimiz için başka oluyor. Sonuçta yemek sadece lezzet için değil muhabbet, sohbet ve hatta manzaranın tadını çıkarmak için de eşlik edebilecek sosyal bir aktivite bence.

Benim çocukluk yazlarımda birkaç aile kalabalık bir grup olarak gittiğimiz bir köy vardı; Marmaris’e bağlı Söğüt Köyü, Kızılyer Mevkii. Yaklaşık 10-12 sene boyunca aksatmadan her yaz gittik, son derece bakir, daha çok yelkencilerin bildiği arabayla ulaşım zor bir koydan bahsediyorum. Denizi cam gibi tertemiz, küçük bir iskele; bir yanında balıkçı kayıkları diğer yanında çoğu yabancı turist yelkenli tekneler…

Deniz mahsülü bol, havası mis gibi, günbatımı tablo gibi dağların ardına batan güneşin altında sakin bir mekan var: Aşkın Motel ve önünde Octopus Restaurant.

Octopus Restaurant / Söğüt Köyü Kızılyer

Octopus Resturant

Yerel bir aile işletmesi burası, restaurant ve otel aynı işletme. Anne ve babalarından sonra işletmeyi devir alan Eray abi ve yandaki marketi işleten Erdoğan abi halen işin başındalar. Motel kısmı son derece butik temiz odalara sahip. Eğer tekne ile gitmediyseniz motelde konaklamanızı özellikle tavsiye ederim çünkü buranın keyfini çıkarmak için bence birden fazla güne ihtiyaç var.

Octopus’un mutfağı meze, ara sıcaklar ve sürekli taze ve lokal deniz mahsülleri üzerine kurulmuş. Bazı ızgara et çeşitleri de var ama özellikle deniz mahsülüne yakın durmanızı tavsiye ederim. Yemekleri genelde klasik çeşitler ama hepsi çok taze ve lezzetli. Özellikle kalamar bu bölgeye özel şeker gibi tatlıdır. Izgara konusunda bazı yerler nam salmıştır, basit gibi görünse de ustalık ister ızgara balık. Eğer bulursanız tavsiyem ızgara lagos, orfoz.

Çocukluğumun anıları ve damağımda iz bırakan yemekleri buraya her geldiğimde tekrar tekrar hatırlıyorum. Benim için buranın anlamı bir başkadır o kesin ama beraber gittiğim arkadaşlarım da her zaman çok memnun kalıyorlar. Size elimden geldiğince objektif anlatmaya çalışıyorum.

Fiyat konusunda meze, ara sıcak ve içkiler ortalama diyebilirim. Daha uygun yerler mutlaka vardır ama mekanın konumu, lezzet kalitesi eklendiğinde hak edilmiş olduğunu düşünüyorum. Balık konusunda mutlaka fiyat sormanızı tavsiye ederim. Yetiştirme balıktan ziyade doğal besi deniz balığı satıyorlar o yüzden fiyatları bütçenize göre  değerlendirebilirsiniz.

İliman Restaurant & Camping / Hisarönü

İliman Restaurant

Acayip bir yer keşfettim, yine yerel bir aile işletmesi. Hisarönü’nde yaşayan yakın arkadaşlarımız Burcu ve Mehmet götürdü bizi. Anne mezeleri her gün taze hazırlıyor, sanırım mangal başında baba var, oğulları da servise hesaba kitaba bakıyor. İliman aslında bir camping alanı, ister çadır ister karavanla gidilebiliyor. Ön tarafta mütevazı son derece salaş, samimi bir restoranı ve plajı var. Asıl güzellik akşam ortaya çıkıyor. Muhteşem bir gün batımı karşısında ve ardından binlerce yıldızın altında denizin neredeyse içindeki masanızda yerinizi alıyorsunuz ve sessiz şölen başlıyor.

Rüzgarı bol bir koy Hisarönü sahili, yaz aylarında büyük avantaj olduğunu düşünüyorum. Biz gittiğimizde kalabalık yoktu sadece 4-5 masası var bu restoranın sahilde, yanında başka mekan da yok o yüzden huzur içinde yemeğinizi yiyebilirsiniz.

Mezeleri son derece taze, karmaşık olmayan bildiğimiz çeşitler ama lezzetleri yerinde. Özellikle tavsiye edeceğim mangalda pişirilmiş denizci böreği. Izgara veya tava o gün ne balık varsa sorarsanız o da memnun edecektir.

Hesap gayet normal, kesinlikle pahalı değil. Beklentinizi sade, huzurlu, taze yemekler bulacağınız, güler yüzlü insanlardan hizmet alacağınız muhteşem manzaralı bir akşam için yükseltebilirsiniz, hüsrana uğramayacağınızı düşünüyorum.

Bir yeme içme diyarı: Urla

Marmaris sonrası durağımız Urla oldu. Burası hakkında sayfalarca, haftalarca yazabilirim, çok mekan var bahsetmeye değer… birkaç ayrı bölümde toplamak lazım bence Urla’yı; bağları ve şarapçılığı ayrı, bağlar bölgesindeki şık restoranları, merkezindeki geleneksel ve modern mekanları ve hatta deniz kıyısı bölgeleri.

Biz bu ziyaretimizde ağırlıklı olarak merkezde kaldık. Bağcılık ve şarapçılık ile ilgili bağ

bozumu zamanında bir yazı yazmayı planlıyorum o konuya şimdilik girmeyeceğim. Merkezde yediğimiz iki  akşam yemeği tecrübelerimizi paylaşıyorum.

Aslında Meyhane / Urla Merkez

Aslında Meyhane

Yeni bir mekanla daha tanıştım. ‘Aslında’, halk müziği sanatçısı Arif Sağ’ın kızı Aslı ve sevgilisi Orçun Şef’in birlikte kurduğu modern tasarımlı ve dokunuşlu ama tamamen gelenekleri yaşatan bir meyhane. Mutfakta Orçun Şef’e eşlik eden Simin Şef de mutfağın kahramanlarından.

Aslı elinde rakı kadehiyle her masaya mutlaka uğrayıp yüksek enerjisi ve hiç bitmeyen gülümsemesiyle misafirlerini selamlıyor. Akşamın ilerleyen saatlerinde mutfağın müsaitliğine göre Orçun ve Simin’le de tanışıyoruz. Hatta muhabbet o kadar ilerliyor ki gece saat 2’ye yakın mekanı birlikte kapatıp kalkıyoruz mekandan.

Bizi Aslında ile tanıştıran arkadaşlarımız Oya ve Tuğhan, iki senedir Urla’da küçük bir butik Otel işletiyor. Urla’nın güzel bir dokusu ve insan harmanı var, yerel ve sonradan yerelleşmiş çoğunluğu İstanbul göçmeni Ege sevdalıları güzel bir uyum içinde yaşıyor. Çok keyifli mekanlar var, iyi ki burayı da tanımışız diyoruz.

Mutfağında kendi tasarımları mezeleri de var ama geleneksel yolda modern dokunuşlar ve sunumlarla süslemişler menülerini. Ara sıcak ve ana yemek çeşitleri fazla değil, sade bir menüleri var özenildiği hissediliyor. Ana yemeklerde arpa şehriyeli Kuzu İncik çok iyiydi.

Fiyatları hizmet ve mekanın ambiyansına denk, kesinlikle ödediğinizin karşılığını alıyorsunuz. Bu arada çok hoş dekore edilmiş eski bir taş binanın arka avlusunda yiyorsunuz yemeğinizi. Arif beyin sesinden türküler, şarkılar eşlik ediyor zaman zaman. Bize denk gelmedi ama hiç belli olmazmış, bir anda ensturmanı alıp çalmaya başlayan biri de çıkabilirmiş karşınıza.

da’s cantina / Urla Merkez

da’s cantina

Yeditepe Gastronomi’den şef arkadaşlarımızın mekanında da yiyoruz bir akşam. Alp ve Didem yıllar önce taşındılar Urla’ya. İstanbul’daki başarılı mutf

ak kariyerlerini Urla’da açtıkları da’s cantina (Didem ve Alp’in mutfağı demek)’da Meksika yemekleri yaparak devam ettiriyorlar. Çok keyifli bir mekanları var, üst katta sempatik ve rahat oturumlu bir teras. Menülerinde çeşitleri çok, tacolarını, tortillaları kendileri hazırlıyorlar. Burası tam olarak bir şef, hatta 2 şef restoranı.

Aslında başlangıçlar dahil bence her yemekleri ortaya paylaşımlık alınırsa daha eğlenceli olur. Hem çeşit çeşit tadım yapmış olursunuz hem de ellerinizde dalacağınız tacoların paylaştıkça muhabbetle lezzetinin arttığını fark edeceksiniz.

Yemek yanısıra çok iyi kokteylleri var. Ben acılı mezcal margarita içtim çok iyi gitti yemekle. Ama bir kokteylle yetinmemenizi öneririm, içki konusunda yemek kadar iddialılar.

Fiyatları makul, mekanın genç bir enerjisi var. Uzun zamandır özlediğim ve İstanbul’da iyisini pek göremediğim Meksika lezzetlerini tatmak bana iyi geldi.