İspanya akşam yemeği sofrasına geceyarısı oturulan, sonrasında da sokağa çıkılan 'eğlence kültürü'nü tartışıyor. Solcu çalışma bakanına göre gece erken bitmeli, muhafazakar belediye başkanına göreyse sabaha kadar dans!

Kısa bir öğle uykusu günün devamında zindeliği korumak, verimli çalışmayı devam ettirmek için önerilir. İspanyol kültürüyle özdeşleşen ‘siesta’ ise daha çok keyifle özdeştir.

Özellikle yaz aylarında öğle yemeğinden sonra bir iki saat uyuyan İspanyollar akşam saatlerine kadar çalışır, en erken sekiz buçukta ama çoğunlukla gece yarısına doğru yemeğe oturur, geç saatlere, bazen de sabahın ilk saatlerine kadar yer içer eğlenir. Herkes gittikten sonra etrafı toparlamak elbette restoranda çalışanların işidir.

Bu hayat tarzı yakın zamanda iki politikacıyı karşı karşıya getirdi. Ülkenin Çalışma ve Sosyal Ekonomiden Sorumlu bakanı Yolanda Diaz bu ay parlamentodaki grup toplantısında gece geç saatlere kadar süren eğlence kültürünü “çılgınlık” olarak nitelendirdi: “Hiçbir makul ülke restoranlarını sabahın birine kadar açık tutmaz. Saatin kaç olduğunu unutacak hale gelmek çılgınlıktır.”

Sosyalistler gibi evde mi oturalım!

Madrid Belediye Başkanı Isabel Ayuso’nun karşı görüşü savunan cevabı ise gecikmedi. “Hepimizin püriten sosyalistler olup can sıkıntısı içinde evde oturmamızı istiyorlar” diyen Ayuso tartışmayı siyasi boyuta çekti.

Tartışmayı aktaran CNN.com’daki veriye göre geceleri uzatan İspanyollar haftada 37,8 saat çalışıyor. Avrupa Komisyonuna göre bu Avrupa ortalamasından sadece biraz daha fazla. Öte yandan günde 7,13 saatle Kuzey Avrupalı meslektaşlarının çoğundan daha az uyuyorlar.

Merkezi Barselona’da olan ‘Zaman Kullanım Enstitüsü’ bu konuyu daha geniş çerçevede ve ülke ölçeğinde tartışmak için 2013 yılında kurulmuş. Enstitü koordinatörü  Marta Junqué “Her zaman böyle geç saatlere kadar ayakta değildik” diyor: “Büyükannem ve büyükbabam da herkes gibi çalışırdı. Güneş doğduğunda kalkarlar ve battığında çalışmayı bırakırlardı. Şimdi daha çok çalışıyoruz.” Junqué yakın zamanda İspanyol hükümetinin çalışma saatleriyle ilgili yasaları düzenlemek için kendilerine danıştığını söylüyor.

‘Tek adam’ saat dilimini değiştirdi

Junqué zamandaki değişimin tek bir adamdan, İspanya’yı 1936’dan 1975’e kadar yöneten diktatör Francisco Franco’dan kaynaklandığını söylüyor. Ona göre İkinci Dünya Savaşı sırasında Franco müttefiki Almanya ile aynı hizaya gelmek için İspanya’nın saat dilimini değiştirdi, her şey bir saat ileri alındı ve o zamandan beri de değişmedi.

Junqué “Lizbon ya da Londra ile aynı saat diliminde olmamız gerekirdi” diyor ve ekliyor: “Bunun yerine kışın Berlin saatinde, yazın ise İstanbul ile aynı saat dilimindeyiz.”

Bir siesta vardı, ne oldu ona?

Bir de İspanya’nın meşhur uzun öğleden sonra molası ‘siesta’ var. İspanya ve İtalya’da tarım işçileri için geleneksel bir mola olan siesta Akdeniz’in öğle sıcağından korunmak için verilen bir molaydı. İspanyolca’da ‘şekerleme’ anlamına gelse de 2016’da yapılan bir ankete göre İspanyolların yüzde 18’inden azı öğle saatlerinde düzenli olarak uyuyor. Ankete katılanların yüzde 50’sinden fazlası ise hiç öğle uykusu uyumadığını söylüyor. Buna rağmen pek çok mağaza öğlen iki üç saat kapandığı için gün, dolayısıyla çalışma saatleri uzuyor ve hayat geceye sarkıyor. Bu da Junqué’nin deyimiyle “zaman yoksulluğu”na yol açıyor.

Yine de ülkenin önemli gelir kaynaklarından turizm düşünüldüğünde İspanya güneş ışığına ayarlı sirkadyen ritmine yakın zamanda dönecek gibi görünmüyor.