Hayat ara sıra büyük sorunlara gözlerimizi kapatıp güzelliklere açmayı gerektiriyor. Şimdi İstanbul’un en güzel zamanı. İnce bir sweater veya sweatshirtle sabahtan akşama sokaklarda dolaşılabilecek bir hava var.

İstanbul’un öyle güzel sokakları, caddeleri var ki bazen sadece bir tanesinde bütün gün geçer. Benim için bunlardan biri Şişhane Meşrutiyet Caddesi ve işte burada sevdiğim bazı duraklar. Bir ucunda Şişhane Meydanı, diğer ucunda İngiliz Konsolosluğu bulunan bu Beyoğlu’nun ‘arka caddesi’ne gelin birlikte bakalım.

Levant Koleksiyon: İçinde yok yok

64B’de yer alan Levant Koleksiyon yıllardır uğramadan edemediğim, birçok arkadaşıma da sevdirdiğim bir yer. İçeride yok yok… eski dergiler, afişler, hisse senetleri, haritalar, reprodüksüyonlar. Üstüne üstlük zamanın izlerini taşıyan, inanılmaz fotojenik bir mekan. Ama sakın telefonunuza davranmayın, burada fotoğraf çekmek yasak. Ben eski hisse senetlerine bayılıyorum, kitaplar ve dergiler ise beni çocukluğuma götürüveriyor. Evinde veya ofisinde değişik bir hava estirmek isteyenler için buradan hem özgün, hem cep yakmayan dekoratif seçenekler çıkabilir.

Tatlı sürpriz: Soho Hotel Bahçe

Soho Hotel bahçe

Caddenin en tatlı sürprizi. Sürekli otomobillerin geçtiği yolun hemen kenarında, hiç otomobil görmeden ve pek de araba sesi duymadan, yemyeşil ağaçların altında oturabilmek tuhaf geliyor. Tam da bu sebepten bir kahve içmek için belki de civarın en çekici mekanı. Soho diye kokoş zannetmeyin, kahve fiyatları zaten uçtu gitti ama burası da civar mekanlara paralel, daha pahalı değil.

Öktem Aykut Galerisi’nde ‘çiçekler & yapraklar’

Flowers&Leaves sergisinden

Murat Yıldız’ın ikinci kişisel sergisi olan Flowers&Leaves’i görmek için son günler. Yıldız’ın çiçekleri tuvale sürterek yaptığı resimler ve kağıt heykelleri doğanın döngüsü üzerine düşünmeye davet eder gibi. Dikenli bir şakayık görmek isteyenlere..

Minoa Pera’da üç kitap önerisi

Çünkü ben içinde kitap tavsiyesi geçmeyen yazı yazamam ve şık kitapçı Minoa Pera da bu caddede. Öykü okumayı çok severim. Arkadaşımın tavsiyesi üzerine almak istediğim iki öykü kitabı var: Özlem Dikeçligil’den ‘Hayalet Bakıcısı’ ve Rıdvan Hatun’dan ‘Billur Örüntüler’. Temaya uygun kitap alayım diyenlere büyük usta Haldun Taner’den ‘Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu’ da benim önerim olsun.

Comedus: Çok uzağa gitmedi

Yıllardır bu yolun güzel şarküterisi olarak benimsenen Comedus’ta, oturacak az sayıda masalardan birini kapıp hemen oracıkta kesilen peynirlerden yemek, şaraplardan tatmak bu caddenin adeta bir geleneğiydi. Cadde üstündeki yakın zamanda ne yazık ki kapandı ama birkaç yüz metre uzaktaki ikinci mekan devam ediyor. Peynir, şarküteri, şarap sevenler kaçırmasın.

Son bir sürpriz: Çiçekler fora

Çantalar renklenip hafiflesin ki yazın geldiğini anlayalım

Buraya kadar gelmişken, beş dakika yürüyüp Tünel meydanına çıkarsanız Ayça Sarç’ın kanaviçeli çantalarıyla tanışabilirsiniz. Ayça Sarç’tan ‘Çiçekler Fora’. ‘Yorganlar Fora’ sergisi ile el emeğine verdiği değeri gözler önüne seren Sarç şimdi de tasarımcı Ayşe Pirinççioğlu ile beraber insnaın içini açan, kanaviçelerle bezeli çantalar yaratmış. Bu çantaları, Ayça Sarç’ın yetiştirdiği harika güllerin arasında Ayşe Pirinççioğlu’nun ‘Clothed Cream’ mağazasında görmek mümkün.