İzmir’in Foça ilçesinde iki hayvansever kadın bir araya gelerek arazi kiraladı, barınak kurdu. Barınakta ölüme terk edilen bakıma muhtaç engelli 100’ü aşkın köpekle 6 Şubat depremlerinin enkazından kurtarılan 70’ten fazla kediye bakıyorlar. Ayrıca bir eşek ve çok sayıda kaz, tavuk ve horoz da barınağın sakini.
48 yaşındaki Bilge Berk ile 58 yaşındaki Meltem Erdoğan’ın yolları yaklaşık beş yıl önce sokak hayvanlarını beslerken kesişmiş. Erdoğan 20 yıldır havyan hakları gönüllüsü. Berk ise 20 yıllık avukatlık kariyerinin yanında sokak köpeklerinin bakımıyla ilgileniyor.
İkili sokaklarda baktıkları kedi ve köpeklere güvenli bir yaşam alanı sunmak için yaklaşık bir yol önce Bağarası mahallesinde kurdukları barınakla hayvanların kalıcı yuvalarına giden köprü olmayı hedefliyor.
Erdoğan barınağın hikayesini şöyle anlatıyor: “6 Şubat depreminde Hatay’a hayvanlara yardım etmek için gittik. Yaklaşık üç ay kaldık. Enkazdan kurtardığımız kedileri İzmir’e getirdik. Çok uzun süren tedavi dönemleri oldu. Maalesef sahiplenilmediler. Onları barındırabileceğim yer ararken Bilge’yle yollarımız kesişti. Pansiyonlarda baktırdığımız köpeklerimiz de vardı. Böyle bir alan kurmaya karar verdik.”
Barınaktaki kedi ve köpekleri sahiplendirmek istediklerini anlatan Erdoğan “Bir ailesi ve evi olmadıktan sonra canları kurtardığımızı da çok düşünmüyorum. Hepsinin evi, ailesi olsun, birebir ilgilenilsin istiyorum. Burası geçiş için köprüsü olsun” diyor.
‘Yardıma muhtaç dişi bir eşeğe talibiz’
Barınak kapılarını açtıkları eşeğin hikayesiyse şöyle: “Arkadaşımın ihbarıyla eşeğe ulaştık, fazla yükten dolayı sırtında apseler oluşmuştu. Arabaya bindiremedik, 4-5 kilometre uzaklıktaki bir köyden yürüyerek getirdik. Yanına bir arkadaş arıyoruz. Çünkü eşekler yalnız yapamazlarmış. Sürekli kafasını köpeklere yaslıyor. Yardıma muhtaç bir dişi eşek olursa biz talibiz.”
‘İlk halleriyle son halleri çok farklı’
Berk ise Sasalı’da düzenli olarak beslediği 15 sokak köpeğini zehirlenme ve kaza gibi tehlikelerden korumak için yaşam alanı oluşturmak amacıyla yola çıktığını söylüyor: “Sahipsiz köpeklerin, kurtarılanların, kaderine terk edilen ya da saldırgan olduğu için bırakılan canları gördükçe sahiplenme ve koruma ihtiyacı duyduk. Güvenli bir yer arayışı zorunlu hale geldi.”
Barınakta yaşayan hayvanların hepsinin bir hikayesi olduğunu anlatan Bilge Berk, “Yuva olduğum canların hepsinin bir hikayesi var. İlk halleriyle son halleri çok farklı” diyor.
Can dostlarına kendi imkanlarıyla gönüllü olarak baktıklarını söyleyen Berk herkese çağrı yapıyor: “Buraya gelip can dostlara destek olunmasını, onların sahiplenilmesini istiyoruz. Canların hepsinin yuvası olsun istiyoruz. Sevmek, çocuklarını getirmek, sevgiyi öğretmek isteyen kişiler olursa ne mutlu. Burada canların hepsi sevgiye muhtaç. Ancak burada henüz hiç sahiplendirme yapamadık. 100’ü aşkın köpeğimiz, 70 aşkın kedimiz, 1 eşek, tavuklar, horozlar ve kazların yanı sıra fare ve kurbağalarımız da var. Hepsinin yemekleri buradan çıkıyor. Kış geliyor, bazı ihtiyaçlarımız var.”