BM Kalkınma Programı Türkiye ve Boyner Grup'un birlikte başlattığı She Lab programı yılda yaklaşık 250 genç kadına liderlik eğitimi verecek; ödüllü oyuncu Merve Dizdar projeye gönüllü destek veriyor.

Kemaranın önünde rol neyi gerektiriyorsa o: Sakin, acımasız, umursamaz, küstah, sevimli olabiliyor ama sahnede kalabalık topluluğa konuşurken çok heyecanlı.

Heyecanını saklamaya çalışmadığı gibi açık açık söylüyor da: “Bir kadın olarak, genç kadınların cesaretlerini bulmalarına, potansiyellerini açığa çıkarmalarına, kendilerine inanmalarına ve hayallerinin peşinden gitmelerine yardımcı olmak için elimden gelen her şeyi yapmaya kararlıyım. Bugün burada She Lab projesinin bir parçası olmak bana tarifsiz bir mutluluk veriyor.”

Geçen yıl Kuru Otlar Üzerine filmindeki rolüyle Altın Palmiye kazanan Merve Dizdar’ın “burası” dediği yer, Boyner Grup ve UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) Türkiye’nin, ortak projesi ‘She Lab’in İstanbul Soho House’daki tanıtım toplantısı. Sahnede, Dizdar’ın bir yanında iş insanı Ümit Boyner, diğerinde UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton oturuyor.

Ümir Boyner, Merve Dizdar ve Louisa Vinton

Gençler gözünüzü dört açın

She Lab sürdürülebilirlikte geleceğin kadın liderlerini yetiştirmek üzere kurgulanmış çok yönlü bir eğitim programı. Üç ay süren üç eğitim döneminde katılımcılar kişisel gelişim, sürdürülebilirlik hedefleri ve liderlik üzerine dersler görecek.  Ayrıca mentorluk, stajlar ve iş gölgeleme fırsatları aracılığıyla uygulamalı deneyim kazanacak.

Tamamı UNDP eğitmenleri tarafından verilecek dersler online. Bu da Türkiye’nin her yerinden başvurup katılmanın mümkün olduğu anlamına geliyor. Katılımcılarda aranan özellikler, üniversitede 3. 4. sınıf öğrencisi, mezun ya da master doktora öğrencisi olma şartı aranıyor.

25 Kasım’a kadar devam eden başvuruyu yapmak ya da daha fazla bilgi almak için She Lab’in sitesini ziyaret edebilirsiniz.

‘İstanbul’a gitme’ demişler

Merve Dizdar kariyer yolculuğunda özgüven ve cesarete vurgu yaparken, İzmir’de okuduktan sonra İstanbul’a gelmeye karar verdiğinde, insanların bilerek ya da bilmeyerek cesaretinizi kırabileceğini söylüyor: “Belki içinde hiç kötü niyet yoktu ama İstanbul’a geleceğim zaman çok kişiden ‘Orası çok kalabalık, ne gerek var, orada tutunmak zor…’ gibi tepkiler aldım. İyi ki dinlememişim.”

Dizdar’ın yer aldığı tanıtım filmi de benzer bir şeklide kadınların önüne set çeken görünmez engellerden bahsediyor. Ama o artık sırasını savdı, şimdi mesajıyla  genç kadınların elinden tutmak için elini uzatıyor.