Ördek ıslık çalar mı? Bu ördek çalıyor çünkü keyfi yerinde. Keyfi yerinde çünkü doğaya saygılı, hayvan refahına duyarlı bir dünyayı temsil ediyor... Gelin sizi ‘Save the Duck’la tanıştırayım.

Nicolas Bargi tekstil girişimcisi İtalyan bir ailenin üçüncü kuşak temsilcisi. Dedelerinin 1914’te kurduğu Forest markasından neredeyse yüz yıl sonra, 2012’de Save the Duck’ı kuruyor. Yalnızca puffer mont üreten markanın benimsediği en önemli değer hayvan refahı ve doğaya saygılı üretim.

Bu yüzden işe sıcak tutan bir malzeme olmasıyla ünlü kaz tüyüne alternatif geliştirmekle başlıyor. Plumtech adı verilen bu sentetik dolgu malzemesi markaya özel: Tamamen vegan ve hayvan refahına duyarlı, Save the Duck’ın hayvan haklarına ve çevreye olan bağlılığını vurguluyor. Kaz tüyünden daha hafif yapıda ama en az onun kadar sıcak tutuyor. Nemli koşullarda dayanıklı ve geri dönüştürülmüş materyallerden üretildiği için markanın sürdürülebilirlik anlayışını destekliyor. Bir de alerji yapmayan bir malzeme ve bu özelliğiyle geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor.

Bugünün dünyasında sürdürülebilir üretim anlayışını benimseyen hiçbir marka yaşayamaz, dolayısıyla bunlar “zaten olması gereken 21. Yüzyıl değerlerleri” diyorsanız okumaya devam edin.

Save the Duck’ın samimiyetini gösteren bir de sertifikası var. 2019’da İtalya’da B Corp sertifikası alan ilk moda markası. Bununla yüksek sosyal ve çevresel performans standartlarını karşıladığını gösteriyor. Her yıl kazancının yüzde 1’ini insanları ve çevreyi koruyan sivil toplum kuruluşlarına bağışlamayı taahhüt ediyor. PETA (People for the Ethical Treatment of Animals) ve LAV (Lega Anti Vivisezione) gibi kuruluşlarla iş birliği yaparak hayvan hakları konusunda farkındalık yaratıyor.

Save the Duck’un faaliyet gösterdiği şehirler arasında New York, San Francisco, Tokyo’yla birlikte İstanbul da var.

The Forest (Orman) temalı yeni koleksiyonu gelecek nesiller için doğal yaşam alanlarını ve yaban hayatını korumanın önemini hatırlatıyor. Nötr tonlardan grilere, doğayı yansıtan yeşil ve maviye kadar geniş bir yelpazede seçenekler sunuyor. Save the Duck, yalnızca sürdürülebilirlik anlayışıyla değil, pratik ve seyahat dostu tasarımlarıyla hafifliği ve kolay katlanabilir olmasıyla da öne çıkıyor.

Puffer’da alışık olmadığımız şık yaka detayı

Benim stil açısından en sevdiğim yanı puffer montlarda pek rastlanmayan suni kürklü yaka detayları, uzun montlara çok şık bir hava katmış. Uzun erkek montlarında da benzer bir yol izlemişler, bu kez yalnızca kopuşunu değil montun iç kısmını shearling astarla kaplamışlar.

Kısa montlarda hem kadınlar hem erkekler için renk ve model seçenekleri bol. İddialı yakası ve cüretkar rengiyle şu zümrüt yeşili benim çok hoşuma gitti. Canlı elektrik mavisini de iddialı erkeklere yakıştırdım.

Save the Duck’ın İstanbul’da tek bir mağazası var, Üsküdar’daki Akasya AVM’de. Onun dışında yalnızca seçili Boyner mağazalarında satılıyor: Cadde, Panora, Akbatı, Korupark, Metropol ve İstinyePark’taki Boyner’lerde. Tabii bir de online mağazada ve Boyner Now’da.

Boyner ve Save the Duck’ın bir araya gelmesi tesadüf olmasa gerek, sürdürülebilirlik konusu ikisi için de önemli bir değer. Boyner tüm projelerinde sürdürülebilirlik anlayışını dikkate alıyor. Sürdürülebilir bir dünya için birçok kurum ve kuruluşu destekliyor. Bunun için kendi bünyelerine kurdukları, doğa ve hayvan dostu ürünleri öne çıkaran, sürdürülebilir ürünleri destekleyen bir “iyi yaşam” oluşumu Livewell adlı bir platform da var.