İnternette özellikle kız çocukları ve genç kadınların maruz kalabileceği tehlikeler ne yazık ki havsalanın ötesinde. Yine de bugün içinde yaşadığımız dünyada sosyal medya hayatında olmayan bir ergen ya da genç yetişkin hayal etmek de neredeyse öyle…
Birleşik Krallık’ta kız çocukları için çalışan sivil toplum kuruluşu Girlguiding durumun vahametini gözler önüne seren bir anket yayınladı. Buna göre kız çocukları ve genç kadınlar giderek daha fazla ısrarlı siber takip, istekleri dışında cinsel görüntü ve cinsiyetçi yoruma maruz kalıyor. Ancak gelişmeleri kaçırma korkusu (FOMO) olarak adlandırılan durum online dünyadan kopmalarına engel oluyor.
11-21 yaş aralığında 2 binden fazla kişinin katıldığı ankete göre her beş katılımcıdan biri online olarak takip edildiğini söylüyor. Üçte biri istemedikleri cinsel içerikli görüntülere maruz kalıyor. Buna rağmen yarısından fazlası FOMO nedeniyle TikTok, Snapchat ve WhatsApp gibi platformlardan ayrılmıyor.
Rapordaki bulgulara göre bu iki zararlı online etki her geçen yıl artıyor. Katılımcıların yarısı gelecekleri hakkında endişe duyarken yalnızca dörtte biri kendinden emin. İnternetten kopmak istemeseler de de kız çocukları ve genç yetişkin kadınların yalnızca yüzde 37’si güçlü online bağlar kurduğunu söylüyor. Bu oran geçen dört yıl içinde düşmeye devam ediyor.
Girlguiding gönüllüsü 17 yaşındaki Jiya günlük hayatında gerçekdışı güzellik standartlarını karşılama baskısı ve cinsiyetçiliğin normalleştirmesinin kız çocuklarını nasıl savunmasız hissettirdiğine şahit olduğunu anlatıyor: “Sürekli online olmak bu durumu daha da kötü hale getiriyor. Bir yandan ‘daha bağlantı halinde’ olsak da aynı zamanda dış görünüşümüz üzerinden, cinsiyetçi şakalarla, online tacizle daha çok yargılanmaya ve kıyaslanmaya maruz kalıyoruz. Bu yalnızlık hissini körüklüyor ve özgüvenimizi azaltıyor, gelecek hakkında pozitif hissetmeyi zorlaştırıyor.”
Ankete katılanların yarısı günlük hayatta karşılaştıkları cinsiyetçi yorumların online ortamda arttığını söylüyor. Girlguiding’e göre bu durumun ‘kızların güvenlik duygusu üzerinde bir domino etkisi’ var. Neredeyse yarısı (yüzde 47) cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığının kendilerini daha az güvende hissettirdiğini söylüyor. Bu oran, 10 yıl önce böyle hissettiğini söyleyenlerin iki katından daha fazla.
Birçok Avrupa ülkesinde okullarda telefon yasaklanmasının gündemde olduğu bugünlerde bu anketin sonuçları, en azından günün belli bir kısmında çocukların telefona erişiminin toplu halde engellenmesinin iyi bir fikir olabileceğini gösteriyor. Öyle ya hepsi birden gelişmeleri kaçırırsa ortada korkacak bir şey kalmayabilir.