Moda haftalarının New York’tan sonraki durağı Londra’daki açılış gecesinin defileleri gölgede bırakacağı aşikar. Yalnızca MET Gala’yı aratmayan görkemli kırmızı halı geçişleri nedeniyle değil, moda dünyasının en tepesindeki güç savaşının son raundu olduğu için de bu geceyi bir kenara not almalı.

Vogue Amerika’nın genel yayın yönetmeni Anna Wintour’un şapkasında kaç tavşan kaldı bilinmez ama geçen hafta birini daha çıkarıverdi. Londra Moda Haftası’nın açılışı etkinliği ‘Vogue World: Londra 2023’e katılmak için New York’tan kalkıp geldi, pırıltısını da beraberinde getirdi.

ABD’den başlayan ekonomik kriz moda sektörünü sarstığı 2009’da Fashion’s Night Out’ adıyla dünyanın en büyük alışveriş partisini verip Vogue’un yayınlandığı 16 ülkede insanlara gece yarılarına kadar alışverişe yaptıran da oydu. Çapı daha küçük, ancak bu kez de niyet benzer. Modayla yolu sık sık kesişen performans sanatlarına fon sağlamak, moda sahnesinin ‘tozunu almak’, hatta biraz da yıldız tozu serpmek…

90’ların süpermodelleri de oradaydı, süpermodelliği yeniden tarif eden Kate Moss (sağda) da

Mağazaları, devlet binaları, iş yerleri ve eğlence mekanlarıyla Londra’nın en hareketli turistik bölgelerinden biri olan West End’deki gece hakikaten görkemliydi. Gösteri dünyasının en büyük isimleri bir araya geldi: 90’ların süpermodelleri Cindy Crawford, Christy Turlington, Linda Evangelista, Naomi Campbell; Hollywood’dan Jared Leto, hatta İngiliz Kraliyet ailesinden Prenses Beatrice ve Prenses Eugenie kardeşler oradaydı.

Yüksek sesler ve fısıltılar

(Soldan sağa) Oyuncu ve eski model Sienna Miller, İngiliz model ve televizyoncu Alexa Chung, model Poppy Delevingne, tasarımcı Stella McCartney, oyuncu Carey Mulligan

MET Gala’yı aratmayan görkemli kırmızı halı görünümleri uzun uzun konuşuldu. İkinci çocuğuna hamile İngiliz oyuncu ve eski model Sienna Miller, karnını açıkta bırakan balon etekli beyaz elbisesiyle fotoğrafçıların en çok ilgisini çeken isim oldu. Opera, tiyatro, filmin yanı sıra pop müzik yıldızlarının performanslarından sonra gece büyük bir defileyle sona erdi.

O gece bir de fısıltıyla konuşulanlar vardı: Vogue Amerika’nın 73 yaşındaki yayın yönetmeni ve derginin yayıncısı Conde Nast’ın sanat yönetmeni Anna Wintour ile 2017’de geldiği Vogue İngiltere’nin genel yayın yönetmenliği görevinden Mart 2024 itibariyle ayrılacak olan 51 yaşındaki Edward Enninful arasında uzunca bir süredir devam eden güç savaşı bir süre önce bitmiş, kazanan belli olmuş ve o gece Wintour zaferini ilan etmek için Londra’ya gelmişti.

Kağıt üstünde etkinlik iki genel yayın yönetmeninin ortak ev sahipliğinde yapılıyor olsa da The Guardian’da yayınlanan bir yazıya göre gece ‘Wintour’un modadaki en kudretli kişi olduğunu yeniden teyit etmesi için bir fırsat’ oldu.

Vogue World Londra’nın amacı İngiltere’nin zorda olan performans sanatları dünyasına kaynak sağlamak

Vogue’u cinsiyetsizleştirdi mi?

1988’de Vogue Amerika’nın başına geçen ve 35 yıldır bırakın güç kaybetmeyi, hep yukarı çıkmayı başaran Anna Wintour, kendisinden sonra Vogue’un en güçlü ismi olan Edward Enninful’u da ekarte etti. Başarısı büyük ölçüde yaşam alanını sürekli genişletmesinde yatıyor. Anna Wintour sadece modayla sınırlı kalmadı, Vogue’u önce yıldız isimlerle büyüttü ardından spor ve siyaset dünyasından güç devşirdi.

Enninful cephesine gelirsek… Aslında yönetimin Wintour’dan sonra Enninful’u düşündüğünü söyleyenler var. Enninful 18 yaşından beri dergicilik yapıyor. Ayrıcalıklı bir aileden değil ve bulunduğu yere tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş. Ancak editoryal çizgisi, Vogue’u klasik çizgisinden çıkarıp fazlasıyla avangard hale getirmesinin, mesela cinsiyetsizleştirmesinin Conde Nast’ın çok hoşuna gitmediği söyleniyor.

Enninful’un yeni titri, Vogue İngiltere editoryal danışmanlığı ve küresel yaratıcı ve kültürel danışman. Bazıları bunun terfi ettirilerek kovulma olduğunu bile söylüyor.

2009 yılındaki Şeytan Marka Giyer filmine temel oluşturan kitabın Anna Wintour’dan esinle yazıldığı söylenir. Wintour belki şeytan değil ama şeytana pabucunu ters giydirecek kadar zeki ve yaratıcı.

New York Moda Haftası 2: Normalin güzelliğini hatırladık