Artık yeteneğine göre rol teklifleri almadığını söyleyen Sharon Stone kendini resme verdi. Günde 17 saat resim yapan Sharon işlerini “Küçük penis enerjisine doyduk” olarak açıklıyor.
Sharon Stone pandemide evde geçirdiği günlerde hobi edinenlerden. Bir arkadaşının hediye ettiği boyama kitabıyla başladığı resim yapma serüveni üç yıl sonra 17 saatini resim yaparak geçirdiği günlere dönüşüyor. Şu sıralar Berlin’de kişisel sergisi var, önümüzdeki ay da San Francisco’da bir sergisi açılacak.
Bu resimleri yapan Stone olmasaydı yine de galeri bulabilir miydi kendine? Sanmam dediğinizi duyar gibiyim. 66 yaşındaki Stone da The Guardian’a verdiği röportajda dürüst davranıyor, tam da bu cevabı veriyor. Ancak orada durmuyor: “Ama ölmüş olsam daha değerli olurdum. Kısa yaşam beklentisi kadın sanatçılar için kazanç demek.”
Tespitini New York’ta bir galeriyle görüşürken duyduklarına bağlıyor: “İki saat konuştuktan sonra ‘resimlerime bakacak mısınız bari’ diye sorduğumda ne cevap verdi dersin. ‘Yakında ölmeyi planlıyor musun?”
Stone galerilere istediğini verse büyük paralar kazanabileceğinin farkında: “Johnny Depp insanların fotoğrafını bastırıyor, üzerine biraz boya koyuyor ve altına imzasını atıp servet kazanıyor. Bana yüzünün baskılarını yapar mısın diye gelen galeriler oldu. Bence bunu yapmak benim işim değil. Benim işim başka kadınlar için kapı açmak ve o kapıyı açık tutmak. Bu oyuncu olarak da yaptığım bir şeydi, şimdi de sanatçı olarak yapıyorum.”
Stone sanata ilgisinin teyzesinden bulaştığını anlatıyor. Üniversitede resim eğitimi alırken modellik yapmak için eğitimini yarıda bırakmış. Çünkü eğitim masraflarını karşılamak için 25 dolara resimlerini satmak yerine günlük beş bin dolar kazanacağı modellik teklifi daha cazip gelmiş.
Modellik kariyeri onu New York’a götürdü ve meşhur Studio 54 insanlarından biri oldu. 1980’de Woody Allen’ın “Stardust Memories” filminde diyalogsuz bir rol kaptı. 10 yıl sonra “Total Recall” ve ardından “Basic Instict” ile herkesin tanıdığı Sharon Stone oldu. Ancak bir daha 90’lı yıllardaki zirveyi göremedi. İstediği gibi rollerin gelmemesinin yanı sıra bunda 2001’de geçirdiği beyin kanamasının da etkisi var.
Sinemaya ara verince neredeyse oyunculuk kariyeri boyunca hiç fırsatı olmadığından 50 yıldır dokunmadığı fırçalarını yeniden eline almış. Berlin’de devam eden sergisinin adı “Totem: Totemler dayanıklılık ve gücün sembolü gibidir. Sanat üretmek yaşadığımız bu endişe verici zamanın ağırlığı altında ezilmekten kurtulmama yardımcı oluyor.”
Sergilenen resimleri arasında “Please Don’t Step on the Grass” isimli iş 2006’da İsrail’e yaptığı ziyaretlerden ilham alıyor. Konusu sınırlar, işgaller ve fethetme çılgınlığı: Binlerce kadını ve çocuğu öldürmeden ve yaralamak yerine daha büyük beyinlere ihtiyacımız var, daha çok duygusal zekaya ihtiyacımız var, daha fazla küçük penis enerjisine* değil. Resimlerim tamamen bununla ilgili.”
Ressam olarak daha mı mutlu? Hayır: “Oyunculuk yapmayı çok seviyorum. Bana önemli bir rol teklif ederse kabul ederim. Ama teklif edilmiyor. Ustalarla çalışmak istiyorum çünkü oradaki yerimi hak ettim.”
*Küçük penis enerjisi yetersizlikten kaynaklı özgüven eksikliğinin eşlik ettiği ve genelde bunun üstünü örtme amaçlı aşırı kibirli, özgüvenli ve zaman zaman saldırgan davranışları tanımlamak için kullanılıyor. Küçük penis enerjisi 2022 yılında iklim aktivisti Greta Thunberg ile cinsiyetçi ve kadın düşmanı ifadeleriyle bilinen, hakkında insan kaçakçılığı, cinsel saldırı gibi suçlamalar olan kick boksçu Andrew Tate arasındaki atışmada da gündeme gelmişti. Tate, Thunberg’i etiketleyerek attığı tweetinde iki lüks arabasının motorlarının özelliklerini paylaşarak 33 arabası olduğunu söylemiş ve “Bana email adresini gönder ki sana araba koleksiyonumun tam listesini ve karbon emisyonlarının miktarını atayım” demişti. Thunberg’in cevabı ise kısa ve özdü: “Evet lütfen, aydınlat beni: küçükpenisenerjisi@kendinebirhayatkur.com”