Alzheimer hastalığı hem dünyada hem de Türkiye’de giderek artan önemli bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkıyor. 

Dünya genelinde yaklaşık 55 milyon kişiyi etkileyen Alzheimer, demansın en yaygın nedeni olarak kabul ediliyor. Türkiye’de ise 700 binin üzerinde hastayı ilgilendiren bu hastalığın günümüzde kesin bir tedavisi bulunmuyor.

Mevcut yaklaşımlar daha çok semptomların kontrol altına alınmasına ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılmasına odaklanıyor. Öte yandan bilimsel çalışmalar, ketojenik diyetin Alzheimer hastalığında beyin fonksiyonlarını ve bilişsel işlevlerin korunmasını destekleyebileceğine işaret ediyor; bu alandaki bulgular ise giderek artıyor.

Prof. Dr. Murat Baş, beslenme temelli stratejilerin, özellikle de ketojenik diyetin, destekleyici bir seçenek olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti, önemli bilgiler verdi.

Özel beslenme modeli

Ketojenik diyet, vücudu alıştığı enerji düzeninden çıkarıp farklı bir “yakıt sistemine” geçiren özel bir beslenme modeli olarak biliniyor. Yani ketojenik diyette karbonhidrat çok ciddi şekilde kısıtlanıyor, yağ oranı artırılıyor, protein ise kontrollü tutuluyor.

Burada amaç vücudu ketozis denen metabolik duruma sokmak. Bu durumda vücut enerji için glukoz yerine yağdan üretilen ketonları kullanmaya başlıyor. Alzheimer hastalığında beynin enerji kullanımında ciddi bir sorun yaşanıyor.

Sağlıklı bir beyinde temel enerji kaynağı glukozdur. Ancak Alzheimer hastalığında beynin glukozu kullanma kapasitesi azalır. Nöronlar adeta aç kalır. Bu noktada keton cisimcikleri, beyin için alternatif ve daha kolay kullanılabilen bir yakıt haline geliyor.

Araştırmalara göre ketojenik diyet Alzheimer hastalarında tedaviye olumlu etki ediyor. Ketojenik diyet karbonhidratı ciddi biçimde kısıtlayıp yağ zengini bir beslenme modeli sunarak vücudu keton üretimine yönlendiriyor. Böylece beyin glukoz yerine ketonları enerji kaynağı olarak kullanabiliyor. Yani beynin aç kalan hücrelerine alternatif bir enerji kapısı açılıyor.

10 klinik çalışma, 691 hastada dikkat çeken sonuçlar

2024 yılında The Journal of Nutrition, Health & Aging dergisinde yayımlanan kapsamlı bir derleme, Alzheimer hastalarında ketojenik diyet ve orta zincirli trigliserit (MCT) bazlı beslenme yaklaşımlarını inceleyen 10 farklı klinik çalışmayı analiz etti.

Toplam 691 Alzheimer hastasının yer aldığı bu çalışmalarda, ketojenik veya MCT yağdan zengin diyet uygulanan bireylerde bilişsel işlevlerde anlamlı iyileşmeler saptandı.

Mini Mental Durum Testi (MMSE) ve ADAS-Cog gibi bilişsel değerlendirme testlerinde belirgin puan artışları görülmesi son derece önemli. Bu, diyetin yalnızca teorik değil, klinik olarak da ölçülebilir bir etki yaratabildiğini gösteriyor. 

Ketojenik diyet herkese uygun değil

Ketojenik diyetin Alzheimer üzerindeki etkileri yalnızca tek bir çalışmaya dayanmıyor. Experimental Gerontology, Progress in Neurobiology ve Frontiers in Nutrition gibi saygın dergilerde yayımlanan araştırmalar, ketonların beyin hücrelerinde enerji üretimini artırabildiğini, oksidatif stresi azaltabileceğini ve bazı hastalarda hafıza performansını destekleyebileceğini ortaya koyuyor.

Bu çalışmaların büyük bölümü, ketojenik yaklaşımın Alzheimer’da bozulan enerji dengesini kısmen de olsa yeniden kurabildiğini söylüyor. Ancak bilim insanları bu etkiyi ‘umut verici ama sınırlı’ olarak tanımlıyor. Her bilimsel bulguda olduğu gibi, ketojenik diyetin de riskleri bulunuyor.

İncelenen çalışmalarda bazı katılımcılarda trigliserit ve LDL kolesterol düzeylerinde artış gözlendi. Ayrıca diyetin katı yapısı nedeniyle bazı hastaların uzun süre uyum sağlayamadığı bildirildi.

Ketojenik diyet herkese uygun değil. Özellikle kalp-damar hastalığı, lipid metabolizma bozuklukları olan bireylerde mutlaka hekim ve diyetisyen kontrolünde planlanmalı.

Alzheimer’da beslenme yaşam kalitesini yükseltiyor 

Mevcut çalışmaların önemli bir kısıtlılığı, sürenin genellikle 8–12 hafta ile sınırlı olması. Uzun yıllar süren bir hastalık olan Alzheimer’da, ketojenik diyetin uzun vadeli etkileri ve güvenliği henüz net değil.

Bugün için şunu söyleyebiliriz: Ketojenik diyet Alzheimer’da bazı ilaçların etkisini taklit edebilir, hatta destekleyebilir. Ancak ilacın yerini alacak mucizevi bir çözüm olarak görülmemelidir.

Alzheimer hastalığıyla mücadelede beslenme, giderek daha güçlü bir tamamlayıcı unsur haline geliyor. Ketojenik diyet beynin enerji krizine alternatif bir yol sunarak umut verici bir pencere açıyor. Ancak uzmanlar bu yaklaşımın kişiye özel, kontrollü ve bilimsel veriler ışığında uygulanması gerektiği konusunda hemfikir.

Beslenme, Alzheimer’da tek başına bir tedavi değil; ama doğru planlandığında hastaların yaşam kalitesine anlamlı katkılar sunabilecek güçlü bir araç.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:BAKMADAN GEÇME!