İzmir'de yaşayan 73 yaşındaki Aykut Noyaner, göğsündeki sıkışıklık için başvurduğu hastanede entübe edildi. Bu sırada iki kere kalbi duran Noyaner iyileşti ve yeni yaşına da hastanede girdi.

İzmir’in Torbalı ilçesinde yaşayan 2 çocuk, 1 torun sahibi 73 yaşındaki Aykut Noyaner, uzun süre bir akciğer rahatsızlığı olan KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), kalp yetmezliği ve alerjik astım hastalığı ile mücadele etti. Yaklaşık 8 ay önce göğsünde sıkışıklık ve zatürre şikayetiyle Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’ne gelen Noyaner, durumunun ağırlaşması sonrası yoğun bakıma alındı. Kısa süre sonra entübe olan ve farklı enfeksiyonlar nedeniyle durumu giderek ağırlaşan Aykut Noyaner, 7,5 ay yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğü hastaneden 14 Ağustos’ta taburcu oldu.

Yeni yaşına da aynı hastaneden girdiğini belirten Noyaner, sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyip, “Buraya geldiğimde nefes alamıyordum. Ambulans çağırdım. Ambulansa bindim sonra kendimi kaybettim. Burada gözümü açtım. 7 aydır buradayım, artık eve gideceğim. Şu an nasıl bir duygu yaşadığımı tarif edemem. En başta iyileşip, nefes almam çok güzel. Doğum günümü burada kutladım. Çok güzel oldu. Doktorlar, hemşireler geldi. Ama şimdi hemen evime gitmek istiyorum. Başlangıçta umutsuzdum. Sonradan toparladım. Hemşireler iyi davrandı. Bilincim açıldı. İnsanlar umutlu olmalı. Umudunu kaybetmeyecek ki iyileşecek” dedi.

Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Cenk Kıraklı ise hastanın kendilerine başvurduğunda genel durumunun oldukça kötü olduğuna dikkat çekip, “Geldikten kısa bir süre sonra entübe oldu ve bu süre yaklaşık 1 ay sürdü. Ventilatöre bağlı kaldı. Entübasyondan ayıramadığımız için trakeostomi dediğimiz boğazdan delik açarak havalandırma yöntemine geçtik. Uzun bir süre de böyle trakeostomiye bağlı yaşadı. 7,5 aydır yoğun bakımda yatıyor. Altıncı ayın sonlarına doğru trakeostomiden ayırıp, boğazındaki deliği kapattık. Normal solunuma geçti. Bu arada pek çok enfeksiyonla mücadele etmek zorunda kaldı. Septik şoka girip, çıktı. Bu süreçleri de başarıyla atlattık. Şu anda hasta tamamen normal nefes alıp veriyor. Hatta oksijen ihtiyacı bile yok” diye konuştu.

Aykut Noyaner gibi uzun süreler yoğun bakım ünitesinde kalıp sağlıkla taburcu olan vakalara çok sık rastlamadıklarını kaydeden Prof. Dr. Cenk Kıraklı “Mucizelere tıpta ve bilimin diğer dallarında yer yok. Uygun tedavi ve uygun yaklaşımlarla bu sonuçlar elde ediliyor. Hastanın kendi genetiği, altta yatan hastalığının ağırlığı, hastanın isteği de önemli faktörler. Her hastada böyle yüz güldürücü sonuçlar alınamayabiliyor. Yoğun bakımlar aslında çok korkulacak ya da entübe olduktan sonra umut yoktur denilecek yerler değil. Eğer hasta tedavi şansı varsa, ileri dönem kanser ya da son dönem Alzheimer, demans ya da nörolojik bir hastalığa sahip değilse; tamamen iyileşmeler görülebiliyor. Bu kadar uzun süre yatıp da tamamen sağlıklı şekilde taburcu olması çok sık görülen bir şey değil. Yoğun bakımda yatış süreleri 4-5 gün civarındadır. Hasta, 4-5 günde taburcu oluyor. Süreç uzarsa sağlıkla çıkma ihtimali azalıyor. Bu hastamız uzun sürede doğru bir tedavi planıyla taburcu oluyor” dedi.

Şimdi geriye kimse kalmadı… Domuz böbreği nakledilen son hasta da öldü