48 yaşındaki müzisyen Şükrü Genç yaklaşık bir yıl önce Alanya’da karın ağrısı yaşamaya başladı. Alanya Devlet Hastanesi’ne başvuran müzisyen karnında kitle tespit edilmesi üzerine Isparta’da özel bir hastaneye gitti. Müzisyene ameliyat gerektiği söylenince o da ailesinin yaşadığı İzmir’e gitti. İzmir Şehir Hastanesi’ne başvurdu ve yapılan tetkikler üzerine kitlenin dalak, pankreas ve kalın bağırsağıyla birlikte böbrek üstü bezlerini de içine aldığı ve eninin 35, boyunun ise 25 santimetre olduğu tespit edildi. Tümörün ağırlığının ise sekiz kilo olduğu anlaşıldı.
Şükrü Genç’e bağ dokusundan kaynaklanan ve nadir görülen kanser türü sarkoma teşhisi kondu. Genç İzmir Şehir Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ali Kemal Kayapınar ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Güner tarafından 19 Mart’ta yapılan operasyonla sağlığına kavuştu.
Peki nasıl oldu da o kitle bir yıl boyunca anlaşılmadı. Şükrü Genç’in anlatımına göre aslında bedeninde tuhaflıklar vardı. Kilo almaya başlamış, ama bunu önemsememişti. Böbreklerinde de ağrı vardı ama daha önce böbrek taşı düşürdüğü için yine buna benzer bir sebepten ağrı yaşadığını düşünüyordu. Ancak ağrının sebebi tümörün böbreğe baskı yapmasıydı.
Kitle tespit edilmeden önceki son aşamada artık ağrılar yüzünden çalışamaz duruma gelmişti Şükrü Genç, şimdi kendini dünyaya bir kez daha gelmiş gibi hissediyor:
“Kocaman bir karnım vardı. Gebe bir kadın gibiydim. İlk başta kilo aldığımı sanıyordum, umursamadım. Ağrılar başlayınca hastaneye gittim. Nefes alışverişim bile iyi değildi. Müzisyen olduğum için çok iyi diyafram kullanırdım. Ama diyaframımı kullanamıyordum. Uyurken bile rahatsız ediyordu. 70 kiloydum, ameliyattan sonra 55 kiloya düştüm. Hocalarım kitlenin sekiz kilo olduğunu söyledi. Bundan sonra gece çalışamam. Alanya’da dershane işiyle ilgileneceğim. 35 yıldır sigara tiryakisiydim. Ameliyattan çıktığımdan beri bıraktım. Artık kokusunun olduğu yerde bile duramıyorum.”
Şükrü Genç’in 29 Mart’ta taburcu olduğunu ve ameliyatın ardından hiçbir komplikasyon yaşamadıklarını ifade eden İzmir Şehir Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ali Kemal Kayapınar hastanın dünyada az rastlanan bir damar anomalisine sahip olduğunu söyleyerek “Her insanda damarların normal bir seyri vardır ancak bazı kişilerde bu seyir değişebilir. Sol bacaktaki damarın normalde aşağıda sağ bacaktaki damarla birleşmesi gerekirdi. Damar tümörün içinden gidip sol böbreğin toplardamarına katılıyordu. Tümörün içinde olduğu için cerrahi açıdan büyük risk vardı. Hastamızı onkoloji konseyinde değerlendirdik. Biyopsisinin ardından kanser teşhisi kondu. Konseyde ameliyattan önce kemoterapi kararı çıktı. Ancak kemoterapiye cevap alamadık. Hastanın tek şansı cerrahi müdahaleydi. Hasta ile tümörün çok büyük olması ve damar anomalisi nedeniyle ameliyatın riskli olduğunu konuştuk. Kendisi de riskleri kabul etti, biz de kabul ettik” dedi.
Tümörün dalağı, pankreası, sol böbreği ve sol kolonu tuttuğunu anlatan Doç. Dr. Kayapınar şöyle devam etti:
“Tümör ile bu organları çıkardık. Aynı zamanda tümörün içinden altından giden önemli damarı koruyarak geride hiç tümör dokusu bırakmadık. Tümörü çıkardık ve tartıp sekiz kilo ağırlığında olduğunu gördük. Hastamızın bu ameliyatla yaşam süresini uzatma olasılığını sağladığımız için gururluyuz. Bu kitle karnın arka tarafında yer aldığı için büyük boyuta gelene kadar kendini göstermemiş ve hastada bir şikayet olmamış. Hastanın genç olması bu şişkinliği önemsememesine neden olmuş. Daha sonra organlarına bası yapması sonucu şikayetlerin başlayınca tetkik için doktora gitmiş, hastalığı tesadüfen ortaya çıkmış.”
Cerrahi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Güner ise “Bu lezyonlar cerrahi için zordur. Çünkü yerleşim yeri itibariyle ulaşması zordur. Damarlara olan komşuluğu, etraf dokuları içine alması, geç dönemde fark edilmesi, hastaların genellikle kilo aldığını düşünerek hastaneye geç başvurması ve başvurduğu zaman da damarları ve etraf dokuları sardığı için eve gönderilmesi riski arttırıyordu. Son çare olarak buraya başvurdu. Hastaya bütün şeffaflığıyla durumu paylaştık. Ameliyat masasına yatıp kalkamama ihtimalinin olduğu belirtildi. Hastanın kendisi de ameliyat olmazsa hastaneden çıkmasının mümkün olmayacağını biliyordu. İyi bir ekiple başarılı bir operasyonla tümörlü alan temizlenmiş oldu. Hastaya sağladığımız katkı bizim için paha biçilemez. Hastayı takiplerde iyi olduğunu görmek bizim için mutluluk verici” dedi.