ABD’de yapılan kapsamlı bir araştırmanın bulgularına göre X ve Y kuşağı için haberler kötü.
Bulguları The Lancet Public Health dergisinde yayımlanan araştırmada Amerikan Kanser Derneğinden bilim insanları 2000-2019 yıllarında 34 türde kanser tanısı konan, yaşları 25 ile 84 arasında değişen 23 milyondan fazla hastanın verilerini inceledi.
Araştırmacılar X (1965 ile 1980 arası doğanlar) ve Y (1981 ile 1996 arası doğanlar) kuşaklarının önceki nesillere kıyasla kansere yakalanma riskinin meme, pankreas ve mide kanseri de dahil 17 kanser türünde giderek arttığını tespit etti.
Ayrıca 17 kanser türünden 8’i için 1920’den bu yana her kuşaktaki riskin kademeli arttığı belirlendi.
Rahim kanserinde risk yüzde 169 daha fazla
1990’da doğanların yumurtalık kanserine yakalanma riskinin daha yaşlı kişilere göre yüzde 12 daha çok olduğuna dikkati çeken araştırmacılar rahim kanseri riskinin de daha yaşlı nesle kıyasla yüzde 169 daha yüksek olduğu sonucuna vardı.
Araştırmacılar 1990’da doğanların da pankreas, böbrek ve ince bağırsak kanserine yakalanma oranının 1955’te doğanlara göre iki-üç kat daha yüksek olduğunu belirtti.
Araştırmanın yazarlarından Ahmedin Cemal çalışmanın X ve Y kuşağında artan kanser riskinin sebep ve çözümlerini bulma ihtiyacını vurguladığını ifade etti.
‘Kansere karşı elde edilen ilerlemeler tersine dönebilir’
Kanseri önlemeye ve tedavi yöntemlerine dair alanlarda hemen her gün umut verici gelişmeler yaşansa da önceki kuşaklara kıyasla riskin giderek artması ileride bu hastalığın kolaylıkla tedavi edilebilen bir tıbbi durum olma olasılığından uzaklaştığımız anlamına gelebilir.
Tam da bu noktaya dikkat çeken Cemal genç nesilde artan kanser riskine karşı uyarıyı yapıyor: “Nüfus düzeyinde etkili müdahaleler yapılmaz ve genç nüfustaki kanser riski kişiler yaşlandıkça geleceğe de taşınırsa, kansere karşı onlarca yıldır elde edilmiş ilerlemeleri durduracak ya da tersine çevirecek kanser yüküyle karşılaşabiliriz.”