Orhan Veli’nin “Beni bu güzel havalar mahvetti” şiirindeki durum bu kış “Beni bu değişken havalar mahvetti”ye evrildi. Siz hasta olmasanız bile yakınlarınızdan şifayı kapanların haberini almışsınızdır. Hatta hastalığı kapan kişi yan masanızda oturan iş arkadaşınız bile olabilir. Bu grip hali Covid-19 pandemisinde alıştığımız ama normalleşme süreciyle rafa kaldırdığımız maskeyi de tekrar hayatımıza soktu. Sağlık uzmanlarının ise aklında bir soru var: Bir sonraki büyük salgına nasıl hazırlanacağız?
Bu hafta Davos’ta başlayan Dünya Ekonomik Forumu’nda sağlık sektörünün önde gelenlerinden oluşan bir panel “X hastalığı” olarak isimlendirdikleri gelecekteki olası salgın için önceden planlama yapmanın önemini tartıştı. Tabii onlar bunu tartışınca sosyal medyadaki sağcı hesaplar pandemileri dünya liderlerinin başlattığı, ifade özgürlüğünü bir kez daha kısıtlamak ve maske zorunluluğunu geri getirmek için yeni hastalık bulmaya çalıştıkları, bu salgınların da zaten doğal değil yapay olduğu yönünde komplo teorileri üretmeye başladı.
Peki nedir bu “X hastalığı?”
“X hastalığı” derken belli bir hastalıktan bahsedilmiyor. İleride ortaya çıkabilecek olası bir bulaşıcı hastalığı temsilen verilmiş bir ad bu. Dünya Sağlık Örgütü 2018 yılında Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu (SARS) ve Ebola gibi bilinen bulaşıcı hastalıkların yanı sıra X hastalığını da öncelikli hastalıklar listesine ekledi.
Covid-19 pandemisine hazırlıksız yakalanan dünya, şu anda bunun ceremesini çekiyor. Gates Vakfı’nın desteklediği Resolve to Save Lives kuruluşunun araştırmasına göre Covid-19 dünyaya yaklaşık 16 trilyon dolar zarar verdi. Halbuki 124 milyar dolarlık küresel yatırımla beş yıl içinde dünyayı salgınlara karşı hazırlıklı hale getirmek mümkün. En azından araştırmacılar böyle söylüyor.
Önlem almak hazırlıksız yakalanmaktan daha iyi
Dünya Sağlık Örgütü, X hastalığının Covid-19’dan 20 kat daha ölümcül olabileceği konusunda uyarıyor. Covid-19 nedeniyle dünya genelinde yaklaşık yedi milyon insan hayatını kaybetmişti. Sağlık uzmanları başka bir pandeminin çok daha ölümcül olabileceği ve dünya genelinde tahminen 50 milyon kişinin ölümüne yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Davos’ta çarşamba günü konuşulan X hastalığı panelinde sağlık uzmanları ülkelerin salgın ortaya çıkmadan önce araştırma ve koruyucu tedbirler almasının hem can kayıplarını hem de maliyeti en aza indireceğini söyledi. Panele katılan DSÖ Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus “Bu açıklamaların panik yaratabileceğini söyleyenler var. Olabilecek bir şeyi hesaba katmak iyidir, tarihte birçok kez yaşanan bir şey bu. Dolayısıyla hazırlıklı yakalanmak daha iyi” dedi.
Ghebreyesus DSÖ’nün yeni bir salgına hazırlanmak için şimdiden tedbir almaya başladığını söyledi. Bu tedbirler arasında pandemi fonu oluşturmak ve Güney Afrika’da “teknolojiyi transfer merkezi” kurarak aşıların yerel olarak düşük gelirli ülkelerde de üretilmesini ve bu sayede aşı eşitsizliğini ortadan kaldırmak var.
İlaç şirketi AstraZeneca’nın Yönetim Kurulu Başkanı Michel Demare ise şirketin olası bir pandeminin nasıl yönetilebileceği için öneriler sunmak üzere dünya genelindeki sağlık sistemlerinin değerlendirmesini çıkarmaya çalıştıklarını söyledi. Tabii tedbirler araştırmalarla kısıtlı değil.
Hastane kapasitelerinin nasıl artırılacağı, tedavilerin diğer ülkelere nasıl daha geniş ölçüde tedarik edilebileceği ve sağlık çalışanlarını destekleyici yeni teknolojilerin nasıl benimsenip uygulamaya konacağını haritalandırmayı kapsıyor. Hazırlıklar arasında ciddi tehdide dönüşebilecek yeni patojenleri erken teşhis edebilmek için hastalık gözlemlerini artırmak da var. Araştırmalar her yıl ortalama en az iki yeni virüsün keşfedildiğini gösteriyor.
Aşırı sağcıların komplo teorileri
Davos panelinde bu konunun konuşulması sosyal medyayı epey bir sarstı. Sağcı hesaplar X hastalığının konuşulmasını eleştirdi. Onlara göre hükümetler bu konuyu aşı ve maske zorunluluğu gibi politikaları dayatmak için gündeme getiriyor. Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi döneminde Hazine Bakanlığı’nda çalışan Monica Crowley “Tam da seçim zamanında yeni bir DSÖ anlaşmasını, yeniden karantinaya girmeyi, ifade özgürlüğünü kısıtlamayı ve özgürlüğü daha da mahvetmelerini mümkün kılacak yeni bir bulaşıcı hastalık” diyerek panelin önceden planlanan bir hastalığı tartıştığını iddia etti.
X hastalığının konuşulmasını eleştirenler sadece aşırı sağcılar da değildi. Bir internet kullanıcısı “İngiltere ve ABD Yemen’i bombalayıp 3. Dünya Savaşı’na davetiye çıkarırken Twitter’da X hastalığı tartışılıyor” diye tepki gösterdi.
Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi’nden Dr. Amesh Adalja ise Fortune’a yaptığı açıklamada kamu sağlığı uzmanlarının pandemilere hazırlanmak için her zaman derinlikli deneyler ve hazırlıklar yaptığını söylüyor. Adalja “Bu tedbirlerin ve toplantıların bir tür komplonun parçası olduğunu öne sürmek esas amacın ne olduğunu gözden kaçırmak anlamına geliyor” dedi.
Johns Hopkins Tıp Fakültesi’nde veri bütünlüğü ve analitiğinden sorumlu başkan yardımcısı Dr. Stuart Ray ise Fortune’a verdiği demeçte asıl dünya liderlerinin bu konuyu konuşmamasının “sorumsuzluk” olacağını söylüyor. “Kayıtlara geçen tarihte bu türden birçok olay yaşandıve son Covd-19 pandemisi bize hızlı müdahalenin milyonlarca hayat kurtarabileceğini gösterdi” diyen Ray ekliyor: “Halk sağlığını korumak için önlemlerin koordinasyonunu yapmak bir komplo değil, sorumlu bir şekilde davranıldığının kanıtıdır.”