Diyelim ki 45 yaşını aştınız, hayatınızda düzenli spor olmaya devam etsin istiyorsunuz.
Hemen etraftan biri çıkar, ‘Aman koşma’ der size, ‘Yürü, tempolu yürümek yeter. Koşmak dizleri mahvediyor.’
Peki ama bu tavsiye ne kadar doğru? Çoğu kişi sanki doğruymuş gibi bu tavsiyeye uyuyor, ama aslında söylenen doğru değil. Hatta tam tersi doğru.
Elbette tempolu yürümek de spor ve insana iyi gelen bir şey. Kimsenin yürümeyi küçümsediği yok ama koşmak isteyenlere de engel olmamak gerek.
Gelin bu konudaki gerçekleri konuşalım:
Bu konuda son olarak bir ‘meta araştırma’ yapıldı. ‘Meta araştırma’ daha önce yapılmış araştırmaların verilerine dalıp yeni sonuçlar çıkarmaya verilen şık bir isim.
Bu son ‘meta araştırma’da tam 25 araştırmanın verisinden faydalanılmış, toplam 115 bin kişinin verisinden söz ediyoruz burada.
Bu araştırmaya göre koşmak, bırakın dizlere kötü gelmeyi tam tersine kalça ve dizlerde yaşa bağlı başlayan ‘osteoarthritis’e karşı insanı koruyan, bu etkileri geciktiren bir şey.
Şunu unutmayın biz yaşlandıkça kemiklerimiz de yaşlanıyor. Zaman içinde vücudumuzun kalsiyum işleme mekanizması yavaşlıyor ve kemiklerimiz ile eklem yerlerimiz daha az destekleniyor. O yüzden ‘osteoarthritis’ adı verilen kemik ağrılarına neden olan sorunlar bir yerde kaçınılmaz. Özellikle kadınlarda daha menopoz öncesinden başlayan bir kemik kaybı söz konusu.
Ama düzenli spor yapmak, buna koşmak dahil, o kemiklerin etrafındaki kasları ve eklemlerdeki bağları zinde tutuyor, onları güçlendiriyor, dolayısıyla bu ağrılar da gecikiyor.
İngiltere’deki Loughborough Üniversitesinden spor fizyolojisi profesörü Richard Blagrove ‘Yaşlılar arasında diz ağrısı şikayetleri zamanında koşmuş olanlarda çok daha az, koşmamış olanlara kıyasla’ diyor.
Ama tabii her şey o kadar da basit değil. Elbette koşucular arasında diz sakatlıkları hiç koşmayanlardan çok daha yaygın. Spor doktorlarının ‘patellofemoral ağrı’ adını verdiği ağrılar koşucuların daha fazla hissettiği şeyler. Araştırmaya göre düzenli olarak koşanların yüzde 14-42’si bu ağrıyı zaman zaman çektiğini söylemiş.
Ancak yine spor doktorlarına göre bu ağrı çoğunlukla kötü koşu tekniğinden, kötü ve yanlış koşu ayakkabısından kaynaklanıyor. En büyük sebep ise vücut henüz hazır olmadığı halde koşu miktarını ve hızını arttırmaktan.
Özellikle koşmaya yeni merak saranların yaptığı en büyük hata bu. Ağır ağır başlamak, daha düşük tempoda daha kısa mesafeleri koşmak varken yeni başlayanlar bir heves uzun mesafeleri daha hızlı koşmaya kalkıyor, bu da onların sakatlanma riskini arttırıyor.
Ayrıca çoğu amatör koşucu koşu öncesi ısınma ve gerilmeye, koşu sonrası soğuma ve gerilmeye yeteri önemi vermiyor. Bu da sakatlık riskini arttıran bir faktör.