Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre sıcak hava dalgaları, en tehlikeli doğal afetlerden biri fakat ölüm oranları ve yarattığı yıkım hemen fark edilmediği için yeterli ilgiyi görmüyor. DSÖ’ye göre 1998-2017 yılları arasında sıcak hava dalgaları nedeniyle 166 binden fazla insan öldü. İklim değişikliğine bağlı olarak 2000 ile 2016 yılları arasında sıcak hava dalgalarına maruz kalan insan sayısı yaklaşık 125 milyon arttı.
Öte yandan ABD’de kâr amacı gütmeyen bir iklim araştırma kuruluşu olan Berkeley Earth tarafından yapılan araştırmaya göre 2023 yılı sıcaklık açısından pek çok rekor kırdı: Haziran 2023, sıcaklık değerlerinin ölçülmeye başladığı 1850’den beri en sıcak haziran olarak kayda geçti. Yine Haziran 2023 okyanuslarda 1850’den bu yana en sıcak haziran ayı rekorunu da kırdı. Hesaplamalara göre 2023’ün kayıtlardaki en sıcak yıl olma ihtimali yüzde 81.
Bu arada Çin, 17 Temmuz’da Sanboa’da ölçülen 52.2 derece ile sıcaklık rekorunu kırdı. Aynı gün ABD Ölüm Vadisi’ndeki sıcaklıklar 49 dereceyi gördü, sabah saat 7.00’da 40.6 dereceye indi ve dünyanın en sıcak gecelerinden biri yaşandı. 17 Temmuz’da İran’daki Basra Körfezi Uluslararası Havalimanı’nda saat 12:30’da hissedilen sıcaklık ise 66.7 dereceydi.
Dünyanın farklı yerlerinde üst üste sıcaklık rekorları kırılırken Dünya Meteoroloji Örgütü’nden (DMÖ) dün bir uyarı geldi: “Kuzey yarımküredeki sıcak hava dalgasının yoğunlaşmasıyla birlikte gece sıcaklıkları artacak. Gece sıcaklıkları özellikle tehlikeli çünkü vücut uzun süren sıcak karşısında kendini koruyamıyor. Bu da kalp krizine yol açabilir.”
Gezegenimiz resmen yanarken Türkiye de yarından itibaren yeni bir sıcak hava dalgasının etkisine giriyor. Sıcak hava dalgası perşembe, cuma ve hafta sonu ülke genelinde etkili olacak. Pazartesi ve salı günü sıcak hava etkisini biraz azaltacak ama ardından daha şiddetli bir sıcak hava dalgası gelecek. Meteoroloji uzmanlarına göre temmuz sonuna kadar sıcaklık açısından pek de rahat günler göremeyeceğiz. Peki sıcak havaların sağlığımız üzerindeki olası etkileri nelerdir, ne tür önlemler alabiliriz? Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz’a sorduk.
Artan sıcaklıklar sağlığımızı nasıl etkiliyor?
Özellikle yaz mevsiminde ortam koşullarına da bağlı olarak vücudumuzda çeşitli değişimler meydana gelir. Su ve elektrolit ihtiyacımız artar. Vücut bunu belli bir ölçüye kadar gidermeye çalışır ancak bir yerden sonra vücudun ısı dengesini düzenleyen mekanizmalar yavaş yavaş bozulmaya başlar. Bu bozulma derinleşirse hayati tehlike oluşturabilecek durumlar ortaya çıkar. Sıcak havalar basit güneş yanıklarından isilik dediğimiz cilt döküntülerine, sıcak çarpmasından ölüme kadar bir dizi farklı ağırlıkta soruna neden olabilir. Bu olumsuzlukların ortaya çıkışında kişinin yaşı, başka bir hastalığının olup olmayışı gibi faktörler etkilidir.
Sıcağın etkisi kimler üzerinde daha fazla?
Sıcak havalar belli grupları daha fazla etkiliyor. Çocuklar, bebekler, gebeler, emziren anneler ve 65 yaş üstü kişileri risk grubunda sayıyoruz. Yine kalp, şeker, KOAH, böbrek gibi kronik hastalığı olanlar sıcak havaya daha hassastır. Açık havada çalışan inşaat işçileri, tarım işçileri, trafik polisleri, asfalt bakım temizliği yapan işçiler, park-bahçe işlerinde çalışanlar daha fazla sıvı ve elektrolit kaybettikleri için sıcaklardan daha fazla etkilenebiliyor. Dış ortam sıcaklığı yüksek olmasa da demir çelik işçileri, fırıncılar çalıştıkları ortamda zaten çok yüksek sıcaklıklara maruz kalıyorlar. Bu mesleklerde bir de dış ortam sıcaklığının artması ek risk faktörü oluşturuyor.
Sıcak havalarda en sık karşılaşılan sağlık sorunları hangileri?
Sıvı ve elektrolit kaybına bağlı olarak kas krampları yaşayabilirsiniz, özellikle de sıcak havada egzersiz yapıyorsanız… Baş ağrısı, sersemlik hissi, halsizlik, bulantı, kusma gibi yakınmalara yol açan “sıcak bitkinliği” dediğimiz bir tabloyla da sık karşılaşıyoruz. Sıcak bitkinliğinde yoğun bir terleme olur, müthiş bir susuzluk hali olur; bitap düşme, kendinden geçme gibi sorunlar ortaya çıkar. Sıcak bitkinliği yaşayanlardan “Sıcaktan bayıldım” yakınmasını da sık duyarız.
Sıcak havalarda görülebilecek en tehlikeli durum ise “sıcak çarpması” dediğimiz tablodur. Burada artık vücudun ısı dengesini yöneten sinir sisteminin yapıları etkilenmeye başladığı için tablo ağırlaşmaya başlar, bilinç bulanıklığı hali olur, konuşma bozulur, vücut sıcaklığı 41 dereceye kadar yükselir. Bu kişilerde baygınlık hali olabilir ama asıl tehlikelisi bu kişiler nöbet geçirip ani ölüm tehlikesiyle bile karşı karşıya kalabilirler. Sıcak çarpması acil müdahale gerektirir, özellikle konuşmanın ve bilincin bozulmaya başladığı durumlarda çok dikkatli olmak, etkilenen kişiyi serin bir yere almak, olanaklıysa soğuk kompres yapmak, giysileri rahatlatmak ve hemen 112’yi aramak gerekir. Bu arada sıcak çarpmasında bilinç kaybı olduğu için hastaya su içirmeye çalışmamak gerekir, aksi takdirde tehlikeli durumlar ortaya çıkabilir.
Sıcak havalarda boğulmalar, güneşe bağlı göz hasarları, besin zehirlenmeleri gibi risklerde de artış oluyor değil mi?
Kesinlikle… Güneşin çok etkili olduğu günlerde denize girmekten çekinmek lazım çünkü o sırada sıcağa bağlı geçirilen bir baygınlık hali boğulmalara neden olabilir. Bunun için ille de sıcak hava dalgalarının etkili olması gerekmiyor, normalde de yazın saat 10.00-16.00 arasında güneşe çıkılmasını önermiyoruz. Yine korunmasız güneşe maruz kalmak gözlerde hasara, erken katarakt gelişimine, ciltte de yanıklara, uzun vadede cilt kanserine neden olabiliyor. O nedenle sıcak hava dalgası olsun ya da olmasın aşırı güneşe maruz kalmanın risk yarattığını aklımızdan çıkarmamalıyız.
Gelelim besin zehirlenmesi konusuna… Sıcak hava, yiyeceklerin çabuk bozulmasına yol açar. Çabuk bozulabilecek gıdaları açıkta bırakmak yerine mutlaka buzdolabında muhafaza etmeliyiz. Örneğin tavuk çok çabuk bozulan bir besindir, bırakın güneş altında kalmasını, oda ısısında bile altı saat içinde bozulur, o nedenle tavuğu uzun süre dışarıda bekletmemeliyiz. Yine yazın açıkta satılan besinler konusunda dikkatli olmalı, sebze-meyveleri iyi yıkamalı, etlerin iyi pişmiş olmasına dikkat etmeliyiz. Bu arada yaz mevsimi çeşitli nedenlerle ishallerin de arttığı bir dönem. Korunmak için tuvalet sonrası el temizliğine özen göstermeli, güvenli olmadığını düşündüğümüz suları içmemeli ve gıda hijyenine dikkat etmeliyiz.
Bir de araç içinde bazen çocuk ya da evcil hayvanlar bırakılabiliyor. Bu konuda uyarınız var mı?
Sıcak havalarda park halindeki bir araç içinde sıcaklık 15-20 dakikada 43 dereceyi, bir saatte 50 dereceyi bulabiliyor. Bu da hayati tehlike yaratıyor. Dolayısıyla ne bir evcil hayvan ne de bir çocuk ya da yaşlı birey kesinlikle arabada bırakılmalı.
Bir araştırmaya göre geçen yıl Avrupa’da yaklaşık 62 bin kişi sıcaklar nedeniyle hayatını kaybetmiş. Bizde sıcak nedeniyle ölümler neden kayıt altına alınmıyor?
Sıcakla ilişkili ölümleri saptarken genellikle fazladan ölümler dediğimiz hesaplamalar yapılıyor. Yani “Geçmiş yıllarda aynı mevsimde, aynı günlerde kaç kişi ölmüştü?” sorusunun yanıtıyla “Sıcak havaların görüldüğü bu dönemde kaç kişi öldü?” sorusunun yanıtı karşılaştırılıyor. Daha sonra ölüm nedenlerine bakılıyor, bunların arasında sıcağa atfedilebilecek olanlar değerlendiriliyor. Tabii bu hesaplamaları yapabilmek için kayıt sistemlerinizin istatistiklerinin oldukça iyi olması gerekiyor. Biliyorsunuz biz COVID ölümleriyle ilgili de çeşitli tartışmalar yürüttük, bu ölümlerle ilgili veriler bile kamuoyuna açıklanmadı. Dolayısıyla bu konuda biraz daha yol almamız gerekiyor. Öte yandan kısıtlı düzeyde de olsa Türkiye’de de bazı sıcak dalgalarında ölüm sayılarının artmış olabileceğine işaret eden az sayıda araştırma var elimizde.
Peki sıcak havaların yol açabileceği sağlık sorunlarına karşı ne tür önlemler alınabilir?
“Mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmayın” diyeceğim ama ne yazık ki önemli bir kesim çalışıyor ve dışarı çıkmak zorunda. İl ve İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarının sıcak hava dalgalarının yoğun olduğu dönemlerde kararlar alması ve kamusal önlemlere eğilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu ana kadar böyle kararlar duymadım. Özellikle Akdeniz, kıyı Ege ve deprem bölgesinde bu önlemler düşünülmeli. Yine yoksulların ne kliması ne de soğutma olanakları var, onlar bu tür hava koşullarından daha fazla etkilenir. Dolayısıyla özellikle tek başına yaşayan, belirli olanaklara erişemeyen kişilere bazı hizmetler götürülmeli, belediyeler sıcak havalardan etkilenen belirli gruplara öncelik vermeli.
“Herkes kendi önlemlini alsın, kimse evden çıkmasın” şeklinde soruna yaklaşırsak kayıplarımız giderek artar. Aslında her düzeyde kurumun alması gereken çok sayıda önlem var. Hatırlarsanız birkaç hafta önce selleri konuştuk, şimdi sıcak dalgalarını, önümüzdeki günlerde de kuvvetle muhtemel orman yangınlarını konuşacağız. Seller artık Türkiye’nin bir rutini oldu, aşırı yağışlarda başta büyük şehirler olmak üzere pek çok kentimiz ciddi sıkıntılar yaşıyor. Öncelikle kentleşme politikalarımızı gözden geçirmeliyiz. Ne yazık ki bütün kentlerimizde yüksek bina yapma yarışı var. Alt yapılarımız artık yetmiyor. Kentleşme dinamikleri sıcağın etkilerini artırıyor. Yüksek binaların yoğun ama yeşil alanların az olduğu kentlerin içinde ısı adaları oluşuyor. Bu da sıcaklığın 10 derece kadar daha yüksek hissedilmesine yol açabiliyor. İklim değişikliğindeki parametrelerin iyiye gitmediğini düşünürsek önümüzdeki on yıllar içerisinde sellerin, sıcaklığın şiddetinde büyük artışlar yaşanacağını söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu tehditlere karşı bütün hazırlıkların gözden geçirilmesi, oyun planlarının hazırlanması gerekiyor.
Alınabilecek bireysel önlemler neler olabilir?
Susamayı beklemeden su içmeye, kaybedilen elektrolitlerin yerine konulmasına dikkat edilmeli. Fakat kişinin kronik bir hastalığı varsa sıvı alımı hastalığının gerektirdiği şekilde ayarlanmalı. Örneğin bir kalp yetersizliği hastasının sıvı alımı, sağlıklı bir yetişkinin sıvı alımından farklı özellikler gösterebilir. Alınabilecek bir başka önlem yağlı yiyeceklerden kaçınmak çünkü bunlar metabolizmayı zorlar. Klimasız bir ortamda çalışıyorsanız sık sık mola vermek, biraz serin bir yere gidip dinlenmek, sonra işe devam etmek sıralayabileceğimiz ilk önlemler arasında. Bir başka önlem şu olabilir: Merkezi soğutma sistemi olan kütüphaneler ya da alışveriş merkezleri gibi alanlar bunaltıcı günlerde tercih edilebilir.
Bu arada giyecek seçimi çok önemli, hafif pamuklu giysiler tercih edilmeli. Mümkün olduğunca dışarı çıkılmamalı, özellikle risk grubunda olanlar evde kalmalı. Güneşe çıkılacaksa şapka giymek, güneş gözlüğü kullanmak önemli. “Güneşten koruyucu kremler kullanın” diyeceğim ama onların da maliyeti o kadar yüksek ki karşılanabilir olmaktan çıktı. Tabii dünyada ilginç şeyler de olduğunu söylemeliyim, mesela Hollanda güneşin zararlı etkilerinden korunmak için vatandaşlarına ücretsiz güneş koruyucu dağıtıyor.
Peki sıcaklarda çay, kahve ya da alkolün olumsuz etkisi olur mu?
Çay-kahveyi abartmamakta yarar var. Alkolü normalde de aşırı tüketmemek gerekir ama alkol sıcak havaların vücuda getirdiği yükü daha da artırabilir, sıcaktan etkilenmeyi kolaylaştırılabilir. Yine şekerli ve gazlı içecekleri tüketmekten kaçınmak gerekir.