Kalp yetmezliği yaşayan 58 yaşındaki Lawrence Faucette’ye yaklaşık altı hafta önce Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’nde genetiği değiştirilmiş bir domuzun kalbi nakledildi. Faucette kendisine domuz kalbi nakledilen ikinci hastaydı. Geçen hafta Faucette’nin sağlığının iyi durumda olduğu ancak tehlikenin hâlâ geçmediği bildirilmişti. Korkulan oldu ve Faucette ameliyattan altı hafta sonra pazartesi günü hayatını kaybetti.
Faucette’in ameliyatında kullanılan domuz kalbi, dünyadaki organ sıkıntısını gidermek için genetiği değiştirilmiş domuzlar yetiştiren Revivicor adlı biyoteknoloji şirketinden gelmişti. Bilim insanları bu özel olarak yetiştirilen domuzların insan vücudundaki organları, dokuları ya da hücreleri reddetmeyecek şekilde düzenliyor.
Ameliyat öncesinde her ne kadar detaylı incelemeler ve testler yapılıyor olsa da domuzlardan alınan organlarda virüsün gizlenmesi mümkün. Kendisine domuz kalbi nakledilen ilk hasta olan 57 yaşındaki David Bennett, tam da bu sebepten ameliyattan sonraki ikinci ayında hayatını kaybetmişti. Bennett’in yeni kalbinde domuzları enfekte eden bir virüsün izlerine rastlanmıştı.
Kaybedecek bir şeyi yoktu
Hem Faucette hem de Bennett, domuz kalbi nakli yapılmadan önce de kritik eşiği geçmiş kalp hastalarıydı. Faucette, 14 Eylül’de tıp merkezine kaldırıldığında kalp yetmezliğinin son aşamasındaydı ve ameliyattan kısa süre önce de kalbi durmuş ve hayata dönmesi için doktorların işlem uygulaması gerekmişti. Hem Faucette’nin hem de Bennett’in kaybedecek bir şeyi yoktu çünkü her ikisi de insan donörden alınan geleneksel organların kullanıldığı nakil programlarından reddedilmişti.
İnsanlara domuz kalbi nakledilmesi işlemi henüz ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nin onayından geçmiş bir işlem değil ancak artık bu hastalar için başka çare kalmadığından FDA’nın ilaç ve prosedürler için uyguladığı “insani amaçla kullanım programı” kapsamında bu prosedüre izin vermesinin ardından Faucette de Bennett de bu deneysel işlem için uygun hale geldi.
Ne var ki ikisi de hastaneden ayrılıp evlerine dönecek kadar iyileşmeyi başaramadı. Doktorlar, Bennett’in organ naklinden sonra en önemli risk olan organ reddi belirtisinin görülmediğini söylese de Faucette’nin kalbinde bazı ilk ret belirtileri görülmeye başlamıştı. Esasında Faucette’nin de ameliyattan sonraki ilk ayı herhangi bir ret belirtisi görülmeden geçti, hatta Faucette yürüme yeteneğini yeniden kazanmak amacıyla fizik tedavi bile görmeye başladı.
‘Zamanının kısıtlı olduğunun farkındaydı’
Geçen hafta Faucette’nin eşi Ann, ameliyattan sonra üniversite çalışanlarına, Faucette ile beraber daha fazla zaman geçirmeyi ummaktan başka bir beklentisi olmadığını söylemiş ve “Verandamızda oturup beraber kahve içmek gibi basit bir şey bile yeter” demişti. Faucette’nin kalp naklini gerçekleştiren cerrah Bartley P. Griffith, “Sadece sevgili eşi, oğulları ve ailesiyle biraz daha fazla zaman geçirmek isteyen olağanüstü bir hasta, bilim insanı, donanma gazisi ve aile babası olan Faucette’nin yasını tutuyoruz” dedi.
Griffith’e göre Faucette’nin son arzusu, “doktorların elde ettikleri deneyimlerden öğrendiklerini en iyi şekilde kullanmalarıydı”, böylece başka kalp hastaları uygun insan kalbi bulamadıklarında umutlarını kaybetmek zorunda kalmayacaktı. Faucette’nin eşi Ann, eşinin ölümünden sonra yaptığı açıklamada, “Bizimle geçireceği zamanın kısa olduğunu biliyordu, bu onun başkaları için yapacağı son şeydi” dedi.
Bazı tıp merkezleri bir türden alınan organların başka bir türe nakledildiği ksenotransplantasyon denilen yöntemi geliştirmek için gayretle çalışıyor. Şimdiye kadar yapılan çalışmaların çoğu domuzlardan alınan böbreklerin solunum cihazına bağlı beyin ölümü gerçekleşmiş insan hastalara nakledilmesinden oluşuyordu. Bu çalışmalarda amaç böbreklerin vücuttan reddedilmediğini ve idrarın yapılabildiğini ve diğer temel biyolojik işlevlerin yerine getirilebildiğini göstermekti.
Şimdilik sadece domuz böbreği nakledilen bir maymun iki yıl boyunca hayatta kalmayı başardı. Biz insanlar ise henüz iki ayı geçmeyi başaramadık. Yapılacak daha detaylı çalışmalar insanların iki aylık eşiği aşmasına olanak tanıyabilir. Ancak bunun için devletlerin sağlık denetleyicilerinin daha geniş ölçekli çalışmalar için onay vermesi gerekiyor.