Belki siz de “Acil sağlık sorunlarını tanımlamak kolay” diye düşünenlerdensiniz. Ancak konu göz hastalıkları olduğunda bazı belirtiler size çok da önemli değilmiş gibi gelebilir ve doktora gitmeyi erteleyebilirsiniz. Tedavinin zamanında başlamaması ise görme kalitenizde düşüşe hatta kalıcı görme kayıplarına yol açabilir. Önemli bir not daha: Beyin tümörü, tiroid hastalığı gibi bazı tıbbi durumlar ilk belirtisini gözde verebilir. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Rıfat Rasier ile rutin göz kontrolleri dışında göz doktoruna başvurulması gereken durumları ve göze kimyasal madde veya yabancı cisim kaçtığında yapılacakları konuştuk.
1) Işık çakması
Gözde şimşek çakar gibi ışık parlamaları ya da fotoğraf makinesinin flashına benzer şekilde ışık patlamaları retinada bir yırtığın belirtisi olabilir. Retina, göz küremizin arkasında yer alan bir hücre tabakasıdır. Bu katman ışığı algılayarak görebilmemiz için beynimize sinyaller gönderir.
Özellikle sık gelen, şiddeti fazla olan ışık çakmaları ciddiye alınmalı. Duruma müdahale etmezsek sorun ilerleyip ciddi görme kayıplarına, körlüğe neden olabilir.
Işık çakmasının varlığında göze damla damlatıp retina muayenesi yapmak gerekir. Retina yırtığını erken aşamada tespit edersek yırtığı lazerle durdurabilir, sorunun tehlikeli hale gelmesini önleyebiliriz. Fakat hastalık ilerlemişse hastayı ameliyat etmek zorunda kalırız.
2) Çift görme
Ani başlayan çift görme, göz kaslarını uyaran sinirlerin etkilendiği bir hastalığın habercisi olabilir. Çift görme bazen beyin tümörü, Graves hastalığı (bir tiroid hastalığı) gibi başka bir hastalığın ön belirtisidir. Yine şeker hastalığı çift görmeye neden olabilir. Bu tür göz dışı hastalıklarda tek göz kapatıldığında çift görme düzelir. Tek göz kapatıldığında çift görme devam ediyorsa bunun altından katarakt dahil pek çok göz hastalığı çıkabilir. Göz hastalıklarındaki çift görme genellikle aniden değil yavaş yavaş gelişir. Çift görmede tedavi altta yatan nedene göre düzenlenir.
3) Ani görme kaybı
Pek çok nedeni olabilir. Bunların en ciddisi gözü besleyen damarların tıkanmasıdır. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, damar sertliği, yüksek kolesterol gibi vücutta tüm damarları olumsuz etkileyen sebepler göz damarlarını da etkileyerek damar tıkanıklıklarına yol açabilir.
Ani görme kayıpları açısından özellikle şeker hastaları risk grubunda. Kontrolsüz şeker hastalığı göz damarlarını incelterek damarların içindeki kanın kaçmasına neden olur. Bazen kanama gözün içine akar, gözün içi kanla dolduğunda ani görme kaybı ya da görmede azalma ortaya çıkar.
Göz damar tıkanıklıklarının tedavisinde yüksek basınçlı hiperbarik oksijen kullanırız ama gözün görme yeteneğinin geri gelme ihtimali ne yazık ki çok yüksek değil.
Görme siniri hastalıkları ve retina dekolmanı (yırtığı) da ani görme kaybına neden olabilir. Bu tür durumlarda acil müdahale, bazen acil ameliyat gerekir.
4) Gözde kızarıklık, şişme, kaşıntı
Bunlar alerjik bir reaksiyonun en önemli belirtileri. Alerjik belirtiler genellikle iki gözü etkiler ve son derece rahatsız edicidir. Eğer alerjik reaksiyon varsa ilk adımda alerjinin ilaçla baskılanması gerekir. Aksi takdirde gözün beyaz kısmı, göz kapakları iyice şişebilir. Sorunun tekrarlamasını önlemek için alerjen maddenin ortadan kaldırılması, en azından maruziyetin azaltılması gerekir.
5) Çizgileri eğik görme
Genelde uzun sürede gelişen bir belirtidir ama aniden düz cisimleri, çizgileri eğik görmeye başladığınızı fark edebilirsiniz. Dolap, kapı gibi dümdüz inen bir nesnenin bir tarafının yamulması gözünüzdeki sarı nokta bölgesinde bir bozulma olduğunu gösterebilir. Bu durumda sarı nokta hastalığı açısından değerlendirilmeniz lazım.
Sarı nokta hastalığının kuru ve yaş tip diye iki ayrı türü var. Kuru tipi yavaş ilerler, görme yıllar içinde yavaş hızda etkilenir. Hastaya koruyucu amaçla vitamin-mineral takviyeleri ve düzenli takip önerilir. Yaş tipte ise görme kaybı çok hızlıdır ve kalıcıdır. Göz içine yapılan ilaç enjeksiyonlarıyla yaş tip sarı nokta hastalığının ilerlemesi yavaşlatılabilir.
Sarı nokta hastalığı için siz de evinizde gözlerinizi test edebilirsiniz: Kareli bir kâğıdın ortasına bir nokta çizin. Tek gözünüzü kapatıp çizdiğiniz noktaya bakın. Noktanın çevresindeki yatay ve dikey çizgileri kırık, yamuk görüyorsanız doktora gidin.
6) Yan görüşün azalması
Göz tansiyonu hiçbir belirti vermeyen, körlükle sonuçlanabilen ciddi bir hastalık. Bu nedenle özellikle 40 yaşından sonra senede bir kez göz kontrolünden geçmekte yarar var.
Göz tansiyonu ileri aşamalarda yanlardan gelen görüntünün azalmasıyla kendini belli edebilir. Örneğin araba kullanırken yolun kenarından gelen bir insanı yan koltukta oturan kişi sizden daha erken fark ediyorsa bu, periferik (çevresel) görme kaybı yaşadığınız anlamına gelir. Ciddi bir belirtidir, vakit kaybetmeden doktora başvurun.
7) Gözde sarı çapaklanma
Sabah uyandınız. Tek ya da iki gözünüzde göz kapaklarınız birbirine yapışacak kadar sarı sümüksü bir yapışma, çapaklanma, kızarıklık ve kaşıntı fark ettiniz. Vakit kaybetmeden doktora gidin çünkü çok büyük ihtimalle bakteri ya da virüs kaynaklı bir göz enfeksiyonu geçiriyorsunuz.
Göz enfeksiyonunun kendiliğinden iyileşmesini beklememek, hemen uygun ilaç tedavisine başlamak lazım. Aksi takdirde gözde birtakım izler, lekeler ortaya çıkabilir. Bu da uzun süreli tedavi gerektiren görme sorunları hatta kalıcı görme kaybı anlamına gelebilir.
Virüslere bağlı göz enfeksiyonları çok bulaşıcıdır. Göz enfeksiyonu olan birinin elini gözüne götürüp ardından kapı kolu, kalem, asansör düğmesi gibi bir nesneye dokunması virüsün o yüzeylere geçmesi için yeterli. Ardından eğer siz bu nesnelere dokunup elinizi gözünüze götürürseniz virüs kolaylıkla size de bulaşır. Ayrıca enfeksiyonun bir gözünüzden diğerine de bulaşma riski var. O nedenle el hijyeni çok önemli. Bu arada diğer aile bireylerini korumak için el hijyeni dışında havluların ayrılmasına, aynı yastığın kullanılmamasına da dikkat etmek gerekir.
8) Gece ışıkların dağılması
Hava karardığında objeleri görmede zorluk, geceleri ışıklarda dağılma, eskiden yakını görmede sorun yaşarken artık yakını daha iyi görme… Bu belirtilerin 50 yaş üzerinde görülmesi akla katarakt hastalığını getirir. Uzun süreli kortizon kullanımı öyküsü olanlarda katarakt daha erken yaşlarda görülebilir. Katraktın tedavisi ameliyatla yapılır, ilaçla tedavi şansı yok.
9) Gözde şiddetli ağrı
Göz tansiyonu genellikle yavaş ilerleyen bir hastalık. Fakat bazen göz tansiyonunun aniden yükseldiği ve bizim ‘akut göz tansiyonu krizi’ olarak adlandırdığımız bir durumla karşılaşırız. Bu tabloda gözde çok şiddetli ağrı ve görme azalması gelişebilir. Bu belirtilere bulantı, kusma eşlik edebilir. Akut göz tansiyonu krizi gözde kalıcı görme kaybına neden olduğu için acil müdahale gerektirir. Önce ilaçlarla göz tansiyonu düşürülmeye çalışılır, daha sonra krizi tetikleyen nedene yönelik tedavi uygulanır.
10) Çocukların fotoğraflarında bir gözün kırmızı çıkması
Çocuğunuzun fotoğrafını çektikten sonra göz bebeklerinin ikisi de kırmızı çıkıyorsa sorun yok. Fakat bir gözün ortasında kırmızılık fark edip diğerinde görmüyorsanız çocuğunuzu mutlaka göz doktoruna götürün. Çünkü bu durum fotoğrafta kırmızı çıkmayan gözün arka kısmında kötü huylu bir tümöre işaret edebilir.
Çocuklarda belirti beklemeyin
Çocuklar iyi görmenin ne olduğunu bilmiyor olabilir. Hiçbir zaman iyi görmediği için gördüğü seviyeyi normal kabul edebilir. Özellikle bir göz az görüyorsa diğer göz açığı kapattığı için çocuk yaşamını ciddi bir belirti göstermeden sürdürebilir. Fakat sorun şu ki az gören göze tedavi verilmezse o göz tembel kalır. Göz tembelliği gelişen göz, yedi yaşından sonra herhangi bir tedaviyi kabul etmez. Mesela çocuğun bir gözü yüzde 100, diğeri yüzde 10 görüyorsa yüzde 10’u yedi yaştan sonra gözlükle bile yüzde 10’un üzerine çıkaramıyoruz. O nedenle çocukları yedi yaşından önce birkaç kez göz kontrolünden geçirmek gerekir. Kontrol aralıklarının ideali şu: Bebekleri altı ay-bir yaş arasında mutlaka görmeliyiz. Daha sonra hiçbir belirti olmasa da çocuğun gözlerini üç yaşında ve altı yaşında bir kez daha muayene etmek istiyoruz.
Erişkinler için rutin kontrol aralıkları ne olmalı?
Hiçbir sorun yaşamayan erişkinlerin normalde iki yılda bir göz muayenesinden geçmesi yeterli. Fakat göz tansiyonu herhangi bir belirti vermediği için biz herkesin yılda bir kez göz tansiyonu kontrolünden geçmesini öneriyoruz. Özellikle ailenizde göz tansiyonu öyküsü varsa ve yaşınız 40’ı geçmişse bu kontrol daha da önem taşıyor. Yine gözde sarı nokta, göz tansiyonu, diyabet gibi sorunları olanlara da yılda bir kez göz kontrolü öneriyoruz. Eğer diyabete bağlı göz içi kanamaları varsa kontrol aralıkları altı ayda bire düşürülmeli. Kontrol aralığı bazen daha sık da olabilir, doktorunuzun bu konudaki tavsiyesini dikkate alın.
Göze kimyasal, deterjan, kireç temasında ilk yardım
İlk yapmanız gereken şey en az 10 dakika, gerekirse 30 dakikaya kadar gözü bol suyla yıkamak. Bu sayede gözün PH’sini dengelersiniz. Ardından göz doktoruna gidip gözünüzde hasar olup olmadığını kontrol ettirmeniz lazım. Çünkü gözünüzün renkli kısmının çevresinde bulunan kök hücreler kimyasallarla zarar görmüş olabilir. O an olmasa bile birkaç gün sonra korneanın saydamlığını bozacak ciddi hasar ihtimaliyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu hasarlar kalıcı görme kaybına yol açabileceği için göz kontrolünden geçilmeli, gerekirse tedavi düzenlemeli.
Cisim kaçması ya da batmasında ne yapmalısınız?
Gözünüze cam parçası, metal parçası gibi yabancı bir cisim kaçtığında göz kapaklarınızı parmaklarınızla açarak gözünüzü bol suyla yıkayın. Gözünüzü ovuşturmamaya dikkat edin, aksi takdirde gözünüzün çizilmesine, hasar görmesine neden olabilirsiniz. Yabancı cisim dışarı çıksa da gözünüzde çizik, hasar olup olmadığını kontrol etmek için göz doktoruna gidin.
Gözde delici cisim batması varsa gözünüze dokunmayın, derhal göz hastalıkları uzmanının olduğu bir sağlık kuruluşuna başvurun. Ciddi yaralanmalarda 112’yi arayın.
Bu arada yumruk, top veya dirsekle göze darbe almak gözün hem ön hem de arka dokularında yırtıklara, ayrışmalara neden olabilir. Bu tür darbelerde göz doktoruna gitmeyi ihmal etmeyin.