Victoria Beckham iki hafta önce Instagram’da sabah cilt bakım rutinini içeren bir video paylaştı. Belli ki kendi adını taşıyan kozmetik markasının ürünlerini tanıtmak niyetinde. New York’ta sanırım bir otel odasında. Sabahın erken saatleri. Duştan sonra üzerinde bornozu ve saçına sardığı havluyla takipçilerinin karşısına çıkıyor. Önce eline bir serum damlatıyor, sonra avuç içleriyle yüzüne, göz çevresine, boynuna ufak baskılar yapıyor. Ardından aynı işlemi bu kez nemlendiriciyle tekrarlıyor. Söylediğine göre her gün sabah-akşam cildini temizledikten sonra rutini bu.
Günlük cilt bakımım yüz yıkama, ardından taş çatlasa 30 saniye süren nemlendirici sürmekten ibaret olduğu için 3 dakika 36 saniyelik videoyu izlerken hafakanlar bastığını söylemeliyim. Alt tarafı bir krem, sür geç işte değil mi? Ama hayır, Beckham yüzüne, boynuna avuç içlerindeki kremi pat pat yaparak şevkle sürmeye devam ediyor. Videonun sonuna doğru Beckham’ın yüzüne yansıyan ışıklardan sabah güneşinin yükselişine bile tanıklık ediyorum. Nihayet bakım bitiyor. Sırada benim için ne mi var? Yorumlara bakıp dünyada cilt bakımı konusunda tek üşengecin ben olmadığımı kendime kanıtlamak. Tam tahmin ettiğim gibi, yalnız değilim: “İzlerken yaşlandım!”, “Kimin her sabah buna vakti var ki”…
Peki Beckham’ın cilt bakım rutini olması gerektiği gibi mi yoksa biraz abartılı mı? Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şule Güngör’e göre Beckham’ın kullandığı ürünlerde bir problem yok. Önce palm yağı içeren bir serum, ardından nemlendirici kullanıyor. Ürünleri sürme şekli de yanlış değil, dermatologların cilt bakımında kullandığı tekniğe başvuruyor ve ürünleri dokunarak uyguluyor. Ayrıca boynuna serum ve krem sürmeyi ihmal etmiyor, bu da gayet uygun. Peki ya süre? Yüzümüze krem sürmek bu kadar zaman almak zorunda mı? Dr. Güngör, Beckham’ın normal hayatında bu kadar uzun bir uygulama yaptığını düşünmüyor: “Instagram’da binlerce kişi izleyeceği için işi biraz şova dönüştürmüş. Elbette vaktiniz varsa uzun bir krem sürme seremonisinin hiçbir zararı yok. İnsanın kendi öz bakımına vakit ayırması ruhsal açıdan da iyilik hali sağlar. Peki ben bir dermatolog olarak her sabah bu kadar uzun süre cildime bakım yapıyor muyum? Hayır, yapmıyorum, o kadar vaktim yok.”
Prof. Dr. Şule Güngör ile söyleşimiz Victoria Beckham’ın günlük cilt bakım rutiniyle sınırlı kalmadı. Kozmetik kullanımında yapılan yanlışlardan ürün satın alırken dikkat edilmesi gerekenlere kadar pek çok başlığı konuştuk.
Kozmetik kullanımında en sık hangi hatalarla karşılaşıyorsunuz?
Örneğin cilt tipine uygun olmayan yoğun fondötenler ya da yağlı nemlendiriciler kullandığı için gözenekleri kapanmış ve sonra akne gelişmiş hastalara çok sık rastlıyorum.
Yine alkol, parfüm ve tahriş edici güçlü maddeler içeren ürünlerin bazı durumlarda kullanılmaması gerekiyor. Mesela gül hastalığı olanlar, sedef hastaları bu ürünleri cildine sürdüğünde hastalıkları tetiklenebiliyor. Hatta bu tarz ürünler hastalığı olmayanlarda dahi egzamaya neden olabiliyor.
Egzama iki türde karşımıza çıkıyor: Alerjik ve tahriş edici egzama. Tahriş edici egzamaya daha sık şahit oluyoruz. Üstelik bu tür egzamayı sadece kozmetik kullananlarda değil, kozmetiklere karşı olduğu için doğal ürünlere yönelen, cildini sirke, limonla temizleyen kişilerde de görüyoruz. Mesela sirkeyi direkt yüzüne sürüp güneşe çıkanlar ciltte tahriş ve kahverengi lekelerle bize başvurabiliyor.
Alerjik egzama ise alerjiye yatkın kişilerde ortaya çıkıyor. Bu tür egzamanın kötü tarafı, ürünün sürüldüğü alanla sınırlı kalmayıp bütün vücuda sirayet edebilmesi. Diyelim ki hasta sadece yüzüne veya eline krem sürdü. Alerji önce ürünün sürüldüğü yerde başlıyor, sonra bütün vücuda yayılıp aylarca devam edebiliyor. Çünkü alerji bir defa başlayınca onun sönmesi zaman alıyor. Alerjik egzama da sadece kozmetiklere bağlı gelişmiyor, doğal ürünler yüzünden de ortaya çıkıyor. Örneğin her ne kadar “Aloe vera cildi yatıştırır” desek de siz aloe verayı direkt yüzünüze sürer, hele de güneşe çıkarsanız cildiniz tahriş olur. Çünkü bitkiler güneşte yapılarını değiştirir. Bu da tahrişe, egzamaya ve cilt lekelerine neden olabilir.
Petrol ürünü olduğu için vazelin kullanımı konusunda çekinceleri olanlar da var. Vazelin güvenli bir ürün mü?
Sosyal medyada “Vazelin kullanmayın, petrolden üretiliyor, kanser yapar” paylaşımlarına ben de rastlıyorum. Tabii ki vazelini yersek tehlikeli ama biz onu cildimize sürüyoruz. Vazelinin en sevdiğimiz yönü büyük partiküllü olması. Bu sayede ciltten emilmiyor, cildin altına nüfuz etmiyor. Nasıl vücudumuzu örten bir kumaş parçasının cildimiz tarafından emilme riski yoksa vazelinin de yok.
Vazelinin cildi nemlendirme, ciltten su kaybını önleme özelliği çok kuvvetli çünkü cildi güzel örtüyor. Özellikle kışın el, ayak, bacak, dirsek gibi bölgelerin nemlenmesinde gerçekten çok etkili. Fakat yoğun bir ürün olduğu için yüze sürülmesini önermiyoruz. Özellikle akneye eğilimliyseniz yüzünüzde sivilce yapar, gözeneklerinizi kapatır.
Yine yaz aylarında vazelinin özellikle göğüs önü, meme altı, koltuk altı gibi terin buharlaşamadığı nemli bölgelere sürülmesini tavsiye etmiyoruz. Çünkü sivilce ve pişik yapabilir. Sonra pişiğin üstüne mantar binebilir, onun üstüne bakteriyel bir enfeksiyon eklenebilir. Bu yüzden hangi ürünü hangi bölgeye ne zaman sürdüğümüz önemli.
Peeling için önerileriniz neler olabilir? Örneğin kahve telvesiyle cildimizi ölü deriden arındırmak iyi bir fikir mi?
“Peeling yapmak istiyorum ama kimyasal bir şey kullanmak istemiyorum” diyorsanız kahve telvesi veya iri çekilmiş mısır unu sizin için gerçekten iyi seçenekler olabilir. Bu tür yuvarlak partiküller barındıran doğal ürünleri banyo sonrası yumuşamış cildinize dairesel hareketler yaparak uygularsanız mekanik etkiyle cildinizi ölü deriden arındırırsınız. Fakat peeling yapmayı da abartmamak lazım. Sık peeling, cildinizin koruyucu tabakasını tahriş eder, egzamaya eğilim yaratır.
Aslında yüze sirke ya da limon sürmek de kıvamında yapılırsa tamamen yanlış değil. Ama özellikle sirkeyi seyreltmek, gece sürmek ve limonla aynı anda uygulamamak lazım. Çünkü limonun içinde meyve asidi, sirkenin içinde sitrik asit var. Hepsini aynı anda sürersek ciltte tahrişlere, egzamaya, lekelere neden olabiliriz. Ayrıca sirke, ev sirkesi mi yoksa dışarıdan mı alınmış? Ne kadar yoğun hazırlanmış? İçindeki mayalar, bakteriler neler? Bunları bilmediğimiz için “Nasılsa doğal, istediğiniz gibi kullanabilirsiniz” gibi bir öneride bulunmak doğru değil.
Peeling sıklığı ne olmalı?
Bu tamamen kullanılan ürünün gücüne bağlı. Çok güçlü bir peelingte sıklık ayda bir, ev tipi hafif peelinglerde haftada iki uygulama yeterli. Tabii hassas ciltlerde haftada iki bile fazla gelebilir. Ayrıca evde peeling uygulaması sonrasında nemlendirici kullanımı ihmal edilmemeli. Bu arada peeling işlemlerinde mevsimin de önemi var. Güneş maruziyeti nedeniyle yazın cildin soyulmasını çok istemeyiz.
Peki kozmetik ürün satın alırken nelere dikkat etmeliyiz?
Öncelikle cilt tipinize uygun ürün almanız gerekiyor. Yağlı cilt tipiniz varsa losyon, kuru cilt tipiniz varsa krem formunda ürünler tercih edin. Parfüm içeren ürünlerden mümkün olduğunca uzak durun. Ürünün güzel kokması o ürünü almanız için bir kriter olmasın. Bir üründe ne kadar çok parfüm varsa cildi tahriş etme riski de o kadar artar. Özellikle egzamaya eğilimliyseniz parfümsüz ürünlere yönelin. Ayrıca cildinizi çok kurutan, pul pul dökülmesine yol açan ya da cildinizde kırmızılığa, yanma hissine yol açan ürünleri kullanmayı bırakın.
Ürün seçimi mevsimlere göre de değişir. Kış mevsiminde krem, yaz mevsiminde de losyon tarzı ürünler tercih edin. Yazın terlemenin etkisiyle kremler ciltte rahatsızlık yaratabiliyor, pişik ya da isilik dediğimiz küçük sivilcemsi lezyonlara neden olabiliyor.
Bir başka önemli konu kaliteli ürün seçimi. Büyük mağazalarda ya da eczanelerde satılan ürünler denetimden geçtikleri için daha güvenli.
Maalesef küçük merdiven altı laboratuvarlar diye bir sorunumuz var. Bir oda bir salon yerlerde fason üretim yapıyorlar. Fakat ne tür kimyasallar kullanıyorlar, ürüne yasaklı maddeler ekliyorlar mı, açıkçası bilmiyoruz. Ürünün etiketindekiyle içeriğinde bulunan maddelerin örtüşmemesi de olayın bir başka sorunlu yanı. Ne yazık ki hepsini denetlemek de mümkün olmuyor.
Bir de merdiven altı ürünlerin zararlı etkileri hemen görülmez. İçinde kanserojen olan bir ürünü geniş bir alanda sık kullanırsanız kanser yapıcı maddeler cildinizin içinden geçip kanınıza karışır. Bu maddelerin etkisi de yıllar sonra ortaya çıkar. Bu nedenle bir ürünü alıp o anda zararsız etkisini görmemeniz o ürünün tamamen güvenli olduğunu göstermez.
Cilt bakımı yapılan güzellik merkezlerindeki ürünler konusunda uyarılarınız var mı?
Mutlaka hangi markanın ürününü kullandıklarını sorun. Mümkünse doktor olan bir yerde cilt bakımı yaptırın.
Peki günlük cilt bakımı rutini nasıl olmalı?
Günlük bakımın üç bileşeni var: Basit bir temizlik, nemlendirici sürmek ve gerekirse güneş koruyucu kullanmak. Yani çoklu adımlardan oluşan karmaşık bir günlük rutine ihtiyacımız yok. Cildimize bilinçsizce çok miktarda kozmetik ürün sürmektense az sayıda ama doğru kozmetik kullanmak kesinlikle daha iyi sonuç verir. Böylece hem cildimize hem de bütçemize iyilik yapmış oluruz. Aşırı kozmetik kullanımı sivilce, egzama, leke gibi sorunlara yol açabilir, bazı cilt hastalıklarını tetikleyebilir. O nedenle cilt bakım rutininizi basitleştirin.
Detaylara gelirsek… Günde iki kere yüzünüzü yıkamanız yeterli. Bazen yıkama suyu için maden suyu ya da içme suyu tercih edenleri görüyorum. Hiç gerek yok, normal çeşme suyu yeterli. Yüzünüzü yıkarken her seferinde yıkama jeli kullanmanız da lüzumsuz. Özellikle kuru bir cildiniz varsa günde bir kez yıkama jeli öneriyorum.
Makyaj yapmıyorsanız yıkama jelini sabah, makyaj yapıyorsanız akşam kullanın. Tabii makyaj yapıyorsanız yıkama işleminden önce makyaj temizleyicisi sürülmüş pamukla yüzünüzü makyajdan arındırmanız lazım.
Yıkamadan sonra hafif nemli bırakılmış cildinize mutlaka nemlendirici sürün. Yağlı bir cildiniz varsa losyon formunda, kuru cildiniz varsa krem tarzında nemlendiriciler tercih edin. Nemlendiriciyi de abartmayın, fazlası gözenekleri kapatır. Aynı şekilde yoğun ve yağlı güneş koruyucular da gözenekleri kapatarak sivilceye eğilimi artırabilir. Bu arada göz çevresi derisi ince olduğu için yüz kremlerini bu bölgeye uygulamak tahrişe yol açabilir. O nedenle göz çevresi için göz kremi tercih edilmeli.
Güneş kremi, günlük bakım rutininde mutlaka olmalı mı?
Biz dermatologlar “Her gün güneşten koruyucu sürün” diyoruz. Özellikle de yazın güneşten koruyucuyu herkese öneriyoruz. Fakat kışın durum farklı. Kendi adıma söyleyeyim ben mesela bugün güneş koruyucu sürmedim. Çünkü evin içindeyim. Dışarıya çıksam da hava bulutlu. Yakın zamanda cildime ekstra peeling ya da lazer gibi bir işlem yaptırmadım. Güneşe hassas olan bir hastalığım yok. Özel bir ilaç kullanmıyorum. Dolayısıyla kışın her gün güneş koruyucu sürmeye ihtiyaç duymuyorum.
Kış aylarında her gün güneş koruyucu kullanması gerekenler kimler?
📍Gül hastalığı, lupus hastalığı, cilt kanseri gibi güneşe hassasiyeti olan kişiler.
📍Peeling, lazer, dermapen gibi ciltte kontrollü hasar oluşturan işlem yaptıranlar.
📍Lekeye eğilimli cildi olanlar.
📍Güneş hassasiyeti yaratan krem ve tedavi kullananlar.
📍Kayak tatiline gidenler. (Kar, güneş ışığını yansıtır, tıpkı yaz güneşi gibi ciltte ciddi yanıklara yol açar.)
Şu sıralar retinol ve C vitamini serumu da çok popüler. Bunlar gerçekten etkili ürünler mi?
Biz dermatologlar retinolün antiaging etkisini çok severiz. Ama retinol her cilde uygun değil. Özellikle hassas cildi olanlarda ya da egzamaya eğilimli kişilerde cildi tahriş edebilir. Bu yüzden cilt tipinize uygunsa kullanın.
Kozmetiklerin içindeki retinol zaten çok düşük konsantrasyonda olduğu için cildi tahriş edici etkisi düşük. Fakat ilaç formundaki retinol kuvvetlidir, cildi daha fazla tahriş eder. Dermokozmetiklerden alınan retinol nispeten ilaç şeklindeki retinolden daha az yan etkiye sahip. Yine de retinolün cildinize uygun olup olmadığını doktorunuza sorun. En önemlisi, gebelik planlıyorsanız ya da gebeyseniz retinol kullanımından kaçının. Çünkü retinol, anne karnındaki bebek üzerinde potansiyel riskler taşır.
Cilde sürülen C vitaminine gelince… Antioksidan etkisi olduğu için öneriyoruz. C vitamini güneşin zararlı etkilerini azaltıyor. Bu da hem kırışıklıkları azaltmak hem de kanser karşıtı etki demek. Ürün seçimi konusunda ampul formlar daha uygun. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu ise şu: C vitamini içeren ürünlerden sonra mutlaka güneş koruyucu kullanın. Çünkü güneş teması ürünün etkisini azaltır. Eğer güneşten korunamayacaksanız C vitaminini gece kullanın. Tabii C vitaminini üstün teknolojiyle stabil hale getirilen bazı kaliteli ürünler var, bunlar gündüz de kullanılabilir.
Retinol ya da C vitamini içeren ürünlerin her gün mü kullanılması gerekiyor?
C vitaminini her gün kullanabilirsiniz ama retinollü kremleri haftada iki-üç gün sürmeniz yeterli.
Cilt sağlığında kozmetikler dışında beslenme, yeterli su içimi, uyku ve sigarasız yaşamın da büyük rolü var değil mi?
Kesinlikle. Karbonhidrattan zengin beslenme ve sigara kolajenleri yıprattığı için cilt yaşlanmasını artırıyor. Yeterli ve kaliteli uyku growth hormonunun uyarılmasını sağlıyor ve anti-aging etki yaratıyor. Aslında bir dahiliye doktorunun sağlıklı yaşamak için anlattığı kuralların hepsi cilt sağlığı için de geçerli. Sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, uykusuz kalmamak, sigara-alkolden uzak durmak, stresi iyi yönetmek… Bu öneriler nasıl tüm organlarımızı korursa aynı şekilde cildimizi de korur.