Deniz, kum ve güneşin tadını çıkarmak için beklediğiniz yaz tatili sonunda geldi. Ancak dinlenip rahatlamayı planladığınız bu güzel günler kulak burun boğaz (KBB) sorunlarıyla kabusa dönüşebilir. Yaz aylarında dış kulak yolu enfeksiyonlarından uçuş ve dalış barotravmalarına, klima kullanımına bağlı enfeksiyonlardan burun kanamalarına kadar pek çok problem artışa geçiyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Haluk Özkarakaş ile tatilde sık karşılaşılan önemli KBB sorunları ve çözümleri hakkında konuştuk. İşte 7 maddede bilmeniz gerekenler.
1) Dış kulak yolu enfeksiyonları
En önemli sebebi deniz ve havuz suyunun dış kulak yoluna kaçması ve kulak içinde hapsolması. Duş veya banyo sırasındaki suyun da dış kulak yoluna girip orada kalması dış kulak yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. Ancak özellikle mikroplu deniz suları veya kimyasal içeren havuz suları daha fazla risk taşır. Diyelim havuz suyundaki kimyasallar nedeniyle dış kulak yolunuz tahriş oldu. Siz de parmağınızla kulağınızın içini kaşıdınız. Tırnağınızdaki mikroplar kolay bir şekilde tahriş olan ufacık çatlaklardan içeri girerek enfeksiyona neden olabilir. Yine mikroplu deniz suları kulağın nemli ve karanlık ortamında hızla çoğalarak enfeksiyona yol açabilir.
Yemek yerken kulak ağrısına dikkat
Dış kulak yolu enfeksiyonlarının en önemli belirtisi yemek yerken ortaya çıkan ağrıdır. Ayrıca kulak kanalının girişinde yer alan küçük, çıkıntılı kıkırdak parçasına (tragus) basıldığında ağrının şiddetlenmesi de bu enfeksiyonun işareti. Bu iki belirti, dış kulak yolu enfeksiyonlarını orta kulak iltihabından ayıran en önemli kriterler. Çünkü orta kulak iltihabında çene hareketi veya tragusa bastığınızda ağrı olmaz. Bir de dış kulak yolu iltihabında dışarıdan bakan biri kulak yolunun kızardığını ve ödemlendiğini görebilir.
Tedavide genellikle kulak damlaları kullanılır. Gerektiğinde ağrı kesiciler, nadiren de ağızdan alınan antibiyotikler tedaviye eklenir.
Korunmak için birkaç damla kolonya
📍 Dış kulak yolu enfeksiyonlarına karşı ilk alınacak önlem havuz, deniz, banyo ve duş sonrasında kulağın neminin alınması. Kulağınıza su kaçtığınızda çocukluğunuzda öğrendiğiniz gibi kulağınızı aşağıya doğru sallayın. Ardından kağıt havluyu fitil gibi incecik kıvırıp kulak içine gönderebilirsiniz. Bu yöntem kulak zarına kesinlikle zarar vermez. Gittiği kadar gider, kulağınızı aşağıya doğru eğerseniz oradaki nemi sünger gibi çeker.
📍 Alkolün de suyu çekici özelliği vardır. Asit borik, alkol borik veya kolonya kulağın içine birkaç damla damlatılırsa kulakta biriken su kurur. Tabii alkol damlatınca içerde hafif bir yanma olabilir. Bu ağrıya katlanmak istemiyorsanız az önce söylediğim kağıt havluyu bükerek içeri göndererek suyu çekme işlemi yapabilirsiniz.
📍Hiçbir şey yapmasanız bile sıcak havada suyun kuruma ihtimali yüksek. Ama kulağınızın yapısından dolayı kulağınıza sürekli su kaçıyorsa veya yüzerken dalıyorsanız kulak tıkacı kullanın. Yine elastik boneleri kulak önüne kadar çekip kulağınıza su kaçmasını önleyebilirsiniz.
📍Kulak temizleme çubukları neredeyse her zaman hasar vericidir. Hiç kimse “Kulak zarıma veya dış kulak yoluma zarar vereyim” diye kulak temizleme çubuğu kullanmıyor ama biz bu sebeple kulak zarında yırtıklarla sık karşılaşıyoruz. Yıllardır uyarılarımız doğrultusunda bu sorun azalsa da ben her ay kulak çubuğu nedeniyle kulak zarı yırtılan en az bir hastayla karşılaşıyorum. Dolayısıyla kulak çubuğunu kulağın nemini almak veya temizliğini sağlamak gibi gerekçelerle kullanmayı katiyen önermiyoruz.
📍 Dış kulak enfeksiyonlardan korunmak için bir başka önemli konu duş alırken veya banyo yaparken kulağın içine su tutmamak. Kulağa ne soğuk ne de sıcak su tutulmalı. Aksi takdirde en iyi ihtimalle kulak kanalınız tahriş olur ve enfeksiyonlara yatkın hale gelirsiniz. Kulağa su tutmak bazen baş dönmesi de yapabilir. Biz hekimler bile son 25-30 yıldır kulak yolunu suyla yıkamıyoruz.
2) Kulak mantarı
Deniz-havuza sık girmek ve sıcak-nemli iklim, mantar enfeksiyonlarını tetikleyebilir. Bir haftalık bir tatil süresince kulağın içine birkaç defa su kaçtı diye mantar pek ortaya çıkmaz. Ama birkaç ay gibi daha uzun süreli tatillerde kulağa sık su kaçması mantar enfeksiyonlarının gelişme riskini çok artırır.
Nemli, karanlık ve sıcak ortamlarda mantar hızla çoğalır. Kulağımız bu koşulları sağladığından mantar üremesi için uygun bir ortamdır. Özellikle güney illerimizde sıcak hava, nem ve terleme mantar üremesini daha da kolaylaştırır.
Kulakta yoğun kaşıntı mantarın en tipik belirtisi. Kaşıntının getirdiği bir başka risk şu: Eğer kulağınızı kaşırsanız tırnağınızın içindeki bakteriler tahriş olmuş ciltten içeri girebilir. Birkaç gün sonra bu sefer de mantarın üzerine dış kulak iltihabı biner ve çok şiddetli kulak ağrısı ortaya çıkar. Yani sorun daha komplike hale gelir.
Kulakta mantar enfeksiyonu olduğunda ıslak gazete kağıdı gibi siyah veya beyaz bir yapı görürüz. Mantar türlerini ayırt etmek bizim için kolaydır: Beyaz bir görüntü varsa bu, Candida mantarıdır. Siyah bir görüntü olduğunda ise mikroskop altında kibrit çöplerine benzeyen yapılar görürüz ve bunlar Aspergillus mantarlarıdır.
Kulak mantarı tedavisi damla şeklinde kullanılan mantar ilaçlarıyla yapılır. Aynı zamanda kulağın kuru tutulması da önemlidir.
Almanız gereken önlemler
📌 Kulak mantarından korunmak için temel prensip dış kulak yolunu kuru tutmaya çalışmak. Dış kulak enfeksiyonları için az önce sıraladığım öneriler burada da geçerli: Deniz ve havuza girdikten sonra kulağınızı kağıt havluyla kurulayın veya kulağınıza alkol damlatın.
📌 Dış kulak yoluna birkaç damla sirke damlatmak da yararlı olabilir. Sirke, ortamı asidik yaparak mantarın üremesini engeller. Sirke yerine alkol borik veya asit borik de etkili olabilir, bu maddeler aynı zamanda antiseptiktir. İsterseniz sirke ve asit borik karışımları da kullanılabilirsiniz.
3) Uçuş veya dalış barotravması
Nezle, grip veya alerji gibi nedenlerle burun tıkanıklığı gelişimi, barotravmanın baş sorumlusudur. Kulaklarımız östaki kanalı yoluyla burundan gelen hava ve yutkunma sırasında havalanır. Burnumuz tıkanırsa kulaklar olması gereken frekansta havalanamaz. Tıkalı bir burunla uçuş yaptığımızda uçak havalanırken kulağımızda küçük bir ağrı olur. Bu, dış ortamdaki basıncın düşmesine bağlıdır, çabuk telafi edilir, kulağa bir zarar vermez. Düz uçuş sırasında da genellikle bir rahatsızlık hissetmeyiz. Ama uçak inerken durum farklı.
Uçak inişe geçtiğinde dış ortamdaki basınç artmaya başlar. Bu sırada yutkunmamız lazım ki kulak içine ve orta kulağa hava geçsin, dış ortam basıncıyla orta kulak basıncını eşitlensin. Eğer östaki borusunun kapalı olması nedeniyle yutkunma yeterince çabuk yapılamazsa bu sefer dış ortam basıncı, orta kulak basıncından daha yüksek hale gelir. Dış ortamdaki hava basıncı, kulak zarını orta kulağa doğru sürekli olarak bastırır. Bu durumu parmağınızla orta kulağınızı kulak zarına bastırmanız gibi hayal edebilirsiniz. Ortaya çıkan basınç da doğal olarak büyük bir ağrı meydana getirir. Hatta uçak indikçe basınç giderek yükseleceği için kulaktaki damarlarda çatlamalar gelişebilir, damarlardan sıvı veya kan sızabilir. İşte bu tabloya biz ‘basınca bağlı barotravma’ deriz. Barotravma yaşamış birinin kulağının içine baktığımızda ya sarımsı renkte hava ve sıvı birikintisi veya pembemsi, kırmızı renkte bir görüntü görürüz.
Uçağın inişi sırasında meydana gelen ve sıvı toplanmasıyla karakterize olan barotravma genellikle 15-20 gün içerisinde düzelir. İyileşme esas olarak burnun açılmasıyla gerçekleşir.
Bu arada uçak çok hızlı inerse işin en ekstrem sonucu şudur: İç kulak zarı zarar görür ve kalıcı işitme kaybı ortaya çıkar. O nedenle gerekli olmadıkça tıkalı burunla uçuş yapmayın. Burun tıkanıklığınızın nedeni alerji veya sinüzit gibi bir durumsa bu sorunları tedavi ettirmek için mutlaka doktora başvurun.
Uçağın inişi sırasında yaşanan süreç scuba diving sırasında da olur. O nedenle tıkalı burunla scuba diving yapılmaz, yapılmamalı.
Sakız çiğneyin, yudum yudum su için
Herhangi bir nedenle burnunuz tıkandıysa ve uçuş yapmak zorundaysanız burun açıcı spreylerle veya sistemik dekonjestan dediğimiz ilaçlarla burnunuzun açılması gerekir. Ama bu ilaçların da etkileri sınırlı, yüzde 100 sorun yaşanmayacağını garanti etmez. İniş sırasında yutkunmak, yudum yudum su içmek, sakız çiğnemek, burnunuzu ve ağzınızı kapalı tutarak nazikçe nefes vermek (Valsalva manevrası) gibi faaliyetler barotravmaya karşı yararlı olabilir.
4) Boğaz enfeksiyonları
Bazı virüsler ve bakteriler boğazımızda normalde bulunur. Boğazımızın sıcaklığı genellikle vücut sıcaklığımıza, yani yaklaşık 37 dereceye yakındır. Bu sıcaklık belirli bir seviyenin altına indiğinde, örneğin 27 dereceye düştüğünde bölgedeki bağışıklık sistemi zayıflayabilir ve mikroorganizmalar çoğalma fırsatı bulabilir. Bu da üst solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. O nedenle özellikle hassas kişilerin aşırı soğuk içecekler ve dondurmayı çok sık tüketmemeleri yerinde olacaktır.
İkincisi yazın çok fazla klimaya maruz kalırız. Eğer klimanın bakımı yapılmamışsa içindeki bakteriler ortama yayılabilir. Bu da boğazda farenjit, akciğerlerde zatürre gibi çok ciddi enfeksiyonlara yol açabilir.
5) Burun kanaması
Yazın burun kanamaları sık gördüğümüz sorunlar arasında. Erişkin ve çocuklarda burun kanamasının nedenleri birbirinden farklı olabilir. Ailesel yatkınlık nedeniyle burun damarları yüzeyselse çocuğun burnu kışın bir-iki defa kanarken yazın güneş altında daha sık kanamaya başlar.
Ne yapmalı?
Burnu kanayan çocuğunuzu önce gölgeye alın. Ardından kağıt havluyu fitil şekline getirin veya bir pamuğu suyla ıslatın ve burun deliğine tampon yapın. Daha sonra kenarlarından burnu bir mandal gibi sıkın. Kanama büyük ihtimalle duracaktır. Burnun çatısına buz koymak da etkili olabilir.
Erişkinlerde burun kanaması önemsenmeli
Erişkinlerde hele de sıcakta burun kanamalarının artışı tansiyon yüksekliğine bağlı olabilir. Beyin kanamalarına kadar gidebileceği için çok ciddiye alınmalı. Sıcakta burnunuz kanadığında ilk yapmanız gereken şey tansiyonunuzu kontrol etmeniz ve gerektiğinde tıbbi yardım almanız.
Sıcak hava, kan damarlarının genişlemesine ve burun mukozasının kurumasına neden olur. Bu da burun kanamalarını daha olası hale getirir. Özellikle Aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçları kullananlar sıcak havalarda burun kanaması riskine karşı daha dikkatli olmalı. Yine yaz aylalarında kiraz, limon gibi kan sulandırıcı meyvelerin bol yenilmesi her türlü kanamayı artırabileceği gibi burun kanamalarını da sıklaştırabilir. Bu da akılda tutulmalı.
6) Burun kırıkları
Yaz aylarında su kaydırağından düşmeye bağlı burun kırıkları görülebilir. Yine motorla çekilen su sporları sırasında yanınızdaki arkadaşınızla çarpışmaya bağlı burun kırıkları da dahil çeşitli yaralanmalar sık görülür.
Sığ sulara balıklama atlamak da burun kırığıyla sonuçlanabilir. Kaldı ki burun kırığı en hafif sonuçtur. Boynunuz kırılabilir, omuriliğiniz zedelenebilir ve tekerlekli sandalyeye mahkum olabilirsiniz. Bu nedenle derinliğini bilmediğiniz sulara atlamaktan kaçınmanız hayati önem taşır.
7) Kulak kirine bağlı tıkanma
Kulak kiri olanlarda deniz tatili sırasında kir, suyun etkisiyle şişip tatil boyunca kulak tıkanıklığı yapabilir. Eğer kulağınız sık kir toplayan bir yapıdaysa, daha önce bu nedenle birkaç kez kulak temizliği yaptırmak zorunda kaldıysanız en güvenli yol tatil öncesinde bir doktora gidip kulağınızı kontrol ettirmeniz. Özellikle gittiğiniz tatil yöresinde hekime ulaşmanız zorsa doktora gitmeniz çok daha önemli hale gelir. Kulak kiri havuz ve deniz suyunu sünger gibi çekeceği için en başta konuştuğumuz dış kulak enfeksiyonu riskine de açık hale gelebilirsiniz.
Son olarak, kulak sağlığınızı korumanız için genel bir öneride bulunmak istiyorum: Tatilde havuz ve deniz arasında bir tercih yapmanız gerekirse kesinlikle denizi tercih edin. Deniz suyu, klor gibi kimyasallar içermediği ve daha az mikrop riski taşıdığı için daha güvenlidir. Bu öneri İstanbul’un denizi için de geçerli. İstanbul’da bile havuz yerine denize girmek kulağınız için daha sağlıklı bir seçenek olacaktır.