Türkiye’den Senegal’in başkenti Dakar’a gelen aralarında cerrahlar, nefrolog, anestezi uzmanı, hemşireler ve organ nakli koordinatörlerinin de bulunduğu 19 kişilik uzman heyet, ilk kez canlı vericiden laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılan böbrek nakli ameliyatlarına öncülük etti.
Dakar’daki Ouakam Askeri Hastanesi’nde Türk doktorların gözlemindeki operasyonlarda üç hastaya canlı vericiden böbrek nakli yapıldı.
TİKA ile Ticaret Bakanlığının desteği, Türkiye Organ Nakli Vakfı koordinasyonunda Senegal’in başkenti Dakar’a gelen ekip ülkede organ nakli altyapısının geliştirilmesine katkı sağladı.
İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Genel Cerrahi İdari Sorumlusu ve Karaciğer Nakli Direktörü Prof. Dr. Erdem Kınacı AA muhabirine yaptığı açıklamada Senegal’de 3 böbrek nakli ameliyatı gerçekleştirdiklerini ve operasyonların tamamının başarılı geçtiğini söyledi.
Kınacı, böbrek nakillerinin kardeşler arasında, amcadan yeğene ve anneden oğula gerçekleştirildiğini belirterek, farklı hastalar için de hazırlık yapılmasına rağmen immünolojik ve tıbbi nedenlerle bu ameliyatların yapılamadığını ifade etti.
“Senegal tarihinde laparoskopik yöntemi ilk kez uyguladık”
Donör ameliyatlarının tamamının laparoskopik (kapalı) yöntemle yapıldığının bilgisini veren Kınacı, “Ülkemizde bu ameliyatları laparoskopik ve robotik yöntemlerle yapıyoruz. Senegal tarihinde laparoskopik yöntemi ilk kez kullanmış olduk. 3 böbrek nakli kapsamında 3 verici ameliyatını da kapalı yöntemle gerçekleştirdik. Bu durum Senegal için önemli bir adım oldu.” dedi.
Böbrek naklinin Senegal’deki hastalar için hayati önem taşıdığını belirten Kınacı, ülkede yılda yaklaşık 1000 hastanın böbrek nakline ihtiyaç duyduğunu öngördüklerini ifade etti.
Kınacı, nakil yapılan hastaların tamamının ileri evre böbrek yetmezliği bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Bu durum, böbrek çalışmadığı için hastanın haftada en az 2 veya 3 defa hemodiyalize girmesi demek. Hemodiyaliz imkanları ülkemizde yaygın olduğu için biz onun da önemini çok anlayamayabiliyoruz ama hemodiyaliz komplikasyona açık ve maliyeti olan bir tedavi şekli, Senegal’de çok yaygın değil. Böbrek yetmezliği olan ve uzun süre yaşayabilecek hastaların kaybedilmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla ciddi bir ihtiyaç. Nakiller, böbrek yetmezliğinden dolayı kaybedilmesi muhtemel hastaların hayata tutunması demek.”
Hastaların genel durumunun iyi olduğunu ve ekip olarak bu durumdan duydukları mutluluğu dile getiren Kınacı, operasyonlar öncesinde toplantılarla hastaların değerlendirildiğini, laboratuvar testlerinin Senegal’de yapıldığını, bazı testlerin ise teyit amacıyla Türkiye’ye götürülerek incelendiğini aktardı.
Böbrek naklinin son dönem böbrek yetmezliğinde en etkili tedavi yöntemi olduğuna dikkati çeken Kınacı, Türkiye’de bu tedavinin yaygın ve erişilebilir olduğunu, ancak birçok ülkede bunun henüz mümkün olmadığını vurguladı.
Kınacı, Senegal Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle görüşme imkanı bulduklarını da belirterek, bu görüşmelerde ülkede organ nakli sisteminin kurulmasına yönelik değerlendirmelerde bulunduklarını aktardı.
Görüşmede, kadavra bağışı üzerinden bir sistem oluşturulması ve canlı vericili böbrek nakillerinin sürdürülebilirliğine ilişkin görüşlerini paylaştıklarını ifade eden Kınacı, daha önce Türkiye Organ Nakli Vakfı ile yapılan işbirliği protokollerinin gözden geçirilerek yenilenmesinin gündeme geldiğini kaydetti.
Kınacı, yürütülen çalışmanın faydalı olduğunu düşündüklerini belirterek, bu sürecin Senegal’de organ nakli altyapısının temelini oluşturacağını, organ naklinin sağlık sistemini güçlendiren yönünün de sahada daha iyi anlaşıldığını ifade etti.
“Operasyonlar için gerekli tıbbi ekipmanlar Türkiye’den getirildi”
İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi Sorumlu Uzman Yardımcısı Prof. Dr. Birkan Bozkurt, Senegal’deki meslektaşlarına bilgi ve deneyim aktarımı amacıyla operasyonlara katıldıklarını belirterek, bu kapsamda 3 canlı vericili böbrek naklinin laparoskopik (kapalı) yöntemle gerçekleştirildiğini ifade etti.
Gelişmekte olan ülkelerde diyalize erişimin sınırlı olması nedeniyle böbrek yetmezliğinin çoğu zaman hastanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlandığını söyleyen Bozkurt, bu nedenle Senegal’de canlı vericili böbrek nakillerinin hayati önem taşıdığına dikkati çekti.
Bozkurt, bu kapsamda gerçekleştirilen ameliyatların tamamının başarılı geçtiğini belirterek, operasyonların kapalı yöntemle yapılmasının Senegal için önemli bir kazanım olduğunu vurguladı.
Operasyonların uzun bir hazırlık sürecinin ardından hayata geçirildiğini aktaran Bozkurt, “Operasyonlar için gerekli tıbbi ekipmanlar Türkiye’den getirildi. Burada başarılı sonuç elde etmek için yoğun bir çaba sarf edildi. Eğer bu hastalara yardımımız olmuşsa ne mutlu bize. Hastalar, yaptığımız ziyaretlerde gözlerinin içinin ne kadar parladığını ve bizlere sevgi dolu bakışlarını hissettirdiler.” diye konuştu.
Bozkurt, hastaların klinik seyrinin olumlu yönde, idrar çıkışlarının iyi olduğunu ve ciddi bir komplikasyon öngörmediklerini ifade etti.
Senegal’de Sağlık Bakanlığına bağlı bir transplantasyon koordinasyon sisteminin bulunduğunu ancak bunun ağırlıklı olarak canlı nakillere dayandığını aktaran Bozkurt, kadavra bağışı sisteminin kurulmasının zaman ve altyapı gerektirdiğini, bu nedenle canlı vericili nakillerin şu aşamada büyük önem taşıdığını dile getirdi.
Bozkurt, Senegalli sağlık çalışanlarının işbirliği ve ev sahipliğinden duydukları memnuniyeti de ifade ederek, bu sürecin daha güçlü ve kalıcı işbirliklerinin başlangıcı olmasını temenni etti.
“Türk doktorlarına müteşekkirim”
Ouakam Askeri Hastanesi’nde tedavi gören hastalardan birisinin ablası olan 54 yaşındaki Senegalli Merry Nafissatou Loum, 49 yaşındaki kardeşine ileri derecede böbrek yetmezliği teşhisi konulduğunu ve bu sebeple kardeşine böbreğini bağışladığını söyledi.
Tanıyı aldıklarında büyük bir üzüntü yaşadıklarını dile getiren Loum, “Kardeşimde daha önce diyabet ve yüksek tansiyon hastalığı vardı. Kardeşimin doktoru böbreklerini de kontrol ettirmesini istedi ve böbrek yetmezliğinin 5. aşamaya geldiğini öğrendik. Annemiz ve babamız olmadığı için bu durum aramızdaki bağı çok daha güçlü kılıyor. Birbirimizin ne hissettiğini çok iyi anlayabiliyoruz, hiç tereddüt etmeden böbreğimi bağışlama kararı aldım.” dedi.
Loum, Ouakam Askeri Hastanesi’nde organ nakli yapıldığını duydukları için önerilen tedaviyi kabul ettiklerini ve Türk doktorlarının tecrübelerinin bölgede bilinen bir durum olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Türk doktorların böbrek nakli konusunda uzman olduklarına dair bilgilerimiz var. Onların burada bulunması bizim için güvence oluşturmuş durumda. Gönül rahatlığıyla bu ameliyata yönelebiliyoruz. Türk doktorlarına müteşekkirim, Türkiye ve Türk doktorları yanımızda bulunduğu için kardeşim yeni bir böbrek sahibi olabilecek.”
Loum, bu süreçte heyecandan ziyade sakinlik ve huzur duygusunun hakim olduğunu belirterek, inancının kendisine güç verdiğini, ameliyat sonrasında kardeşinin yeniden normal hayatına dönmesini umut ettiğini, kardeşinin enerjik yapısıyla yaşamına devam edebileceğine inandığını kaydetti.
