İçinde hangi bitkilerin bulunduğu bile bilinmeyen, üstelik sanki tıbbi bir tedavi yöntemiymiş gibi satılan onlarca çeşit ‘çay’ var. Bunlar içinde ‘zayıflama çayları’ tamamen özel ve çok geniş bir kategori.
Sosyal medyadan başka yerlere her yerde karşınıza reklamları, reklam gibi gözükmeyen tanıtımları çıkıveriyor.
Eh, insan zayıflamak için sadece çay içecekse, üstelik bu çay da ‘bitki çayı’ ise hemen kanıveriyor insanlar. Oysa çay veya başka bir mucizevi şey içip zayıflamak diye bir şey yok. Kilo vermek isteyen ya kalorisini kesecek ve daha fazla hareket edecek ya da sahiden tıbbi yardım almak için doktora başvuracak.
Ama Niğde’nin Bor ilçesinden 3 çocuk annesi Emine Özlü bunların. hiçbirini yapmamış, bir arkadaşının tavsiyesi üzerine ‘zayıflama çayı’ içmeye başlamış.
Birkaç ay önce, Ağustos ayı başında durduk yerde bayılmış. Bunun üzerine hastaneye gitmiş. Hastanede yapılan kan tahlilinde bazı değerleri çok anormal gözükünce doktorlar onu Ankara Etlik’teki Şehir Hastanesine sevk etmiş.
Burada daha detaylı tetkikler yapıldığında Emine Özlü’nün karaciğerinin tamamen çöktüğü ve işlevlerini yerine getiremez hale geldiği saptanmış. Emine Özlü hemen organ nakil listesine yazılmış.
Ama doktorların anlattığına göre Emine Özlü’nün öyle bir canlı organ bağışçısı bekleyecek durumu yokmuş, ölümün kıyısındaymış. Hastane, Sağlık Bakanlığı’na ilk bağışlanacak karaciğeri alalım diye başvurmuş, durumun aciliyetini gören bakanlık bu talebi onaylamış. Onun. şansına bu onaydan sadece 1 saat sonra bir kadavradan karaciğer bağışı olmuş, bu karaciğer de hemen Emine Özlü’ye nakledilmiş.
Nakil başarılı, Emine Özlü’nün sağlığı her geçen gün iyiye gidiyor. Başından geçenleri Anadolu Ajansı muhabirine anlatırken bile kendini suçluyor ama yanlış şeyle. Paketin üzerinde günde bir bardak yazıyormuş, Emine hanım daha hızlı zayıflama ümidiyle günde iki bardak içmiş.
Oysa hiç içmemesi gerekirdi. Bakın neler anlatıyor bu çay yüzünden ölümle yüzleşen, sonra da ölümün kıyısından müthiş şansı sayesinde dönen Emine Özlü:
“Bir ay kadar kullandım zayıflama çayını. Üzerinde ‘Günlük bir tane içilmesi gerekiyor’ yazıyordu. Ben, ‘Bağırsaklarım çalışmıyor, çabuk zayıflayayım’ diye iki tane içtim günlük. Sonra kendimi kötü hissettim, hastaneye gittim. Hastane beni direkt Ankara’ya gönderdi. Yedi gün yoğun bakımda yatmışım. Ondan sonra ameliyat oldum. O süreci hiç hatırlamıyorum. Eylül’ün 1’inde yoğun bakımdayken kendime geldim. Burada yoğun bakımda yatıyorken karaciğerimin tamamen iflas ettiğini söylemiş ve karaciğer nakli olmam gerektiğine karar vermiş doktorlarımız. Canlı alıcı bulunamamış. Kadavradan verici bulunmuş. Nakil olmuşum ama nakil olduğumdan hiç haberim yok. Şimdi iyiyim çok şükür. Çok zor bir süreç atlattım. Hiç kimse zayıflama çayı kullanmasın. Hiç öyle bir şeye başvurmasınlar. Çok kötü bir süreç geçirdim. Çok zor oldu. 4 ay oldu neredeyse hala da zorluğunu yaşıyorum. Ben hiç bilmeden, sadece arkadaşımın tavsiyesiyle orada kendi başıma zayıflayabileceğimi düşündüm. Ama olmamış. Herkes zayıflama konusunda profesyonel destek alsın.”
Doktorlar anlatıyor
Özlü’nün doktorlarından Sinan Yanık ise hastada zayıflama çayı kullanımından sonra akut karaciğer hasarı oluştuğunu söyleyerek “Hastamız bize geldiğinde karaciğer tetkikleri oldukça bozulmuştu. Takibimizde hastada akut karaciğer yetmezliğinin en önemli göstergesi gelişti. Hastamızı organ nakil ekibimizle değerlendirdik ve nakil için uygun gördük. Maalesef zayıflama konusunda tüm dünyada ve ülkemizde yaygın şekilde bu ruhsatsız, onaysız çayların kullanımı mevcut. Bu konuda hastalarımızı uyarıyoruz; fakat buna rağmen oldukça yüksek oranlarda bir kullanım mevcut. Çok dikkat edilmeli. Sadece karaciğer değil tüm organlara ciddi zarar verebilen ürünler bunlar. Hiçbir çalışması yapılmamış, üzerinde hiçbir uyarı bulunmamış ürünler bunlar. Bu konuda hastaları uyarmamız lazım ve bu ürünlerin kullanımından da kaçınmamız lazım” dedi.
Etlik Şehir Hastanesi Organ Nakli Kliniği’nden Prof. Dr. Mustafa Özsoy da “Hastamızın karaciğer yetmezliği tanısını doğruladık ve karaciğer nakli olması gerektiğini planladık. Çok acil bir durumdaydı, öncelikle canlı vericisini değerlendirdik. Ama uygun canlı verici bulamadık. Bu süreç içerisinde acil bildirimi yaparak, Türkiye genelindeki ilk çıkan organ bağışının bu hastamızın kullanılması için başvuru yaptık. Bu başvurumuz kabul oldu ve hastamızın şansına da başvuru yaptıktan bir saat sonra ilk çıkan organ bize geldi. Başvurunun 6’ncı saatinde de yeni bir karaciğer ile hastamız yaşama tutunmuştu. Hastamız bu dönem içerisinde ne yazık ki bilinçsiz bir ilaç kullanımı, zayıflama ilacı kullanımı ve zayıflama çayları kullanımı gerçekleştirmiş. Bu dönemde biz hastalarımıza özellikle onaylı, Sağlık Bakanlığı ve diğer bakanlıklarımızdan onayı olmadan, hiçbir ilaç veya medikal bir tedavi almamalarını öneririz” dedi.