MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1999 yılından beri İmralı’da tutuklu bulunan ve 44 aydır tecrit altında olduğu belirtilen terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan için yaptığı “Gelsin TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun. Örgütün lağvedildiğini haykırsın” çağrısından sonra dikkati çeken bir gelişme yaşandı. Yeğeni Ömer Öcalan yaklaşık dört yıl sonra amcasıyla görüştürüldü.
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Öcalan en son 3 Mart 2020 tarihinde bir araya geldiklerini, bunun ‘aile görüşü’ kapsamında gerçekleştiğini belirterek Abdullah Öcalan’ın kamuoyuna mesajını paylaştı:
“Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim.”
Amcasının sağlığının iyi olduğu bilgisini de sözlerine ekledi.
Detaylar Ömer Öcalan’ın açıklamasından da önce AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen Abdulkadir Selvi’nin Hürriyet’teki yazısındaydı.
Ziyaretin saat 11.00’de başladığını ve iki saat sürdüğünü anlatan gazeteci, devamında şunlara yer verdi: “Abdullah Öcalan’ın, Ömer Öcalan’la yaptığı görüşmede tecrit koşulları ortadan kaldırıldığı ve haberleşme imkânı sağlandığı taktirde silahların bırakılması konusunda bir rol oynayabileceği mesajını verdiği söyleniyor. Öcalan’ın ‘Tarihi sorumluluğumu yerine getirmeye hazırım. Örgüte silah bırakma çağrısı yapacağım’ dediği ifade ediliyor.
MHP lideri Bahçeli’nin gündeme getirdiği, ‘umut hakkı’ düzenlemesinin de Öcalan açısından teşvik edici olduğu ifade ediliyor. Öcalan’ın, bir süre önce ‘Buradan tabutla çıkmak istemiyorum’ dediği ifade ediliyor.”
Bilindiği üzere konu günlerdir Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ittifak ortağının adımlarını memnuniyetle karşılarken CHP ve DEM Parti’den de şartlı da olsa destek mesajları geliyor.
Ancak tüm bunlar yaşanırken, Öcalan’ın yeğeniyle görüştürüldüğü gün Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’ye (TUSAŞ) terör saldırısı düzenlendi.
Yetkili makamlarca PKK üyesi olduğu açıklanan biri kadın diğeri erkek iki terörist, Türk savunma sanayiinin en hassas tesislerinden birini hedef aldı. Milli muharip uçak ve HürJet gibi önemli savunma sanayii ürünlerini ortaya çıkaran yerleşkede beş kişiyi öldürdü, 22 kişiyi yaraladı.
Nizamiyeden içeri girmeyi başaran iki saldırganla dakikalarca çatışma yaşandı, en sonunda ikisi de öldürüldü.
Siyaset sahnesinde yapılan hamlelerle eş zamanlı düzenlenen saldırı kamuoyunda endişelere yol açtı. Öcalan’ın gerçekten bir çağrı yapması durumunda örgütte nasıl karşılanacağı merak konusu oldu.
Bu anlamda PKK yöneticilerinden Murat Karayılan’ın söyledikleri dikkati çekti.
Terör örgütüne yakın internet sitesinde yayımlanan ve saldırıdan hemen önce yapıldığı anlaşılan bu röportajda Karayılan, önceki çözüm sürecine dair konuşuyor.
O süreçte Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünde Öcalan’la birlikte PKK’yı da muhatap aldığını belirtip bu noktadan geri adım atılamayacağını söylüyor; “Öcalan’ın özgürlüğünü eksen almayan” formüllerin kendileri açısından yok hükmünde olduğunu anlatıyor:
“En son, Devlet Bahçeli’nin çağrısı da her ne kadar kendi anlayışına göre ve bizim asla kabul etmeyeceğimiz, akıl dışı bir içerikte olsa da özünde Önder Apo’yu muhatap olarak görmesinden dolayı yapılmış bir çağrıdır. Bu gerçek ortadadır. Bu gerçeği atlayıp, başka bir versiyon üzerinde durmakla herhangi bir çözüm durumu gelişemez. Hakikat budur, bu hakikate göre yaklaşım olursa elbette ki Kürt tarafında da karşılık bulur. Böyle değil de sıkışmışlıktan kurtulmanın arayışları çerçevesinde çeşitli taktikleri geliştirme yaklaşımları da sonuç almayacaktır. Bu gibi taktik manevralara karşı Kürt tarafının karnı toktur.”
“(…) Kimi tartışmalarda ifade edilen ‘biz PKK’yi kendi sınırlarımız içerisinde zayıflatmışız, hatta bitirmişiz. Sadece Irak ve Suriye’de var’ gibi söylemler de gerçeği ifade etmiyor, manipülatiftir. Bunu zayıflama olarak görenler, yarın ne kadar büyük yanıldıklarını görecektir.”
KCK’dan açıklama: Muhatap Öcalan’dır, Ankara’daki eylemin süreçle ilgisi yok
Öcalan’la görüşme sonrası KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’ndan da açıklama geldi. Barışın sağlanmasının Öcalan’ın muhatap alınmasıyla mümkün olduğunun belirtildiği açıklamada Ankara’daki saldırıya dair de “Bu eylemin süreçle ilgisi yoktur” denildi.
Açıklamanın saldırıyla ilgili kısmı şöyle: Ankara’da gerçekleşen eylemin hareketimiz tarafından yapıldığı belirtiliyor. Eğer bu eylem bizim güçlerimiz tarafından yapılmışsa HPG gerekli açıklamayı yapacaktır. Ancak yansıtılmaya çalışıldığı gibi bu eylemin geliştirilen süreçle kesinlikle bir ilgisi yoktur. Bu eylemin gerekçe yapılarak başta Rojava olmak üzere Şengal ve Medya Savunma Alanlarının hedeflenmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Hiçbir hedef ayrımı yapılmadan Rojava’da köyler ve şehirler vurulmuş, doğrudan halk hedef alınmış, halkın yaşam alanları, erzak ve su depoları, elektrik ve enerji istasyonları, baraj, fırın, hastaneler hedeflenip vurulmuştur. Gerçekleşen tam bir katliam ve soykırımdır. Sayısını bilmediğimiz birçok sivil insan bu saldırılarda yaşamını yitirmiştir, onlarcası yaralanmıştır. Bu alçakça saldırıları kınıyoruz. Bir taraftan barış ve sorunların siyasi çözümünden bahsedilirken diğer taraftan bu kadar fütursuz saldırılar yapılması, halkın katledilmesi, halkın yaşam alanlarının ve kaynaklarının hedeflenip vurulması büyük bir paradokstur. Halkımız ve dostlarımız şu gerçeği iyi bilerek hareket etmeleri gerekir. Bugüne kadar başarılan her şey mücadeleyle olmuştur. Yol açtığımız gelişmelerin tümü mücadelemizin bir sonucudur. Bundan sonra da elde edeceğimiz bütün başarılar ve gelişmeler mücadeleyle olacaktır. Bu tarihsel bilinçle hareket etmeli ve mücadelenin geliştirilmesini esas almalıyız. Bizim Kürt sorunun demokratik çözümünden yana olduğumuz, sorunun diyalog ve müzakereyle çözümünü savunduğumuz gerçeği bilinmektedir.”