AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler CHP’nin Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) kararının TBMM’de okunması amacıyla Genel Kurulu yeniden olağanüstü toplantıya çağıracağını duyurmasına ilişkin konuştu.
Abdullah Güler “CHP Genel Başkanı veya diğer CHP’li yetkililer olağanüstü toplantıyla ilgili olarak çok tuhaf ve garip açıklamalar yapıyor, ‘AYM’nin kararının okunması’ diye bir beyanda bulunuyorlar. Demek ki çevrelerinde hukukçu danışman kalmamış, bazı genel başkanlar hukukçu da değil zaten. Bir kez daha söylemek istiyorum; AYM’nin 1 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan kararı hukuk zemininde okunacak bir karar değil. Bunu en yetkili, uzman bildikleri kim varsa, anayasacı, cezacı kim varsa hukuk zemininde çok net tartışmak da gerekir” dedi.
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ı hedef alan Güler şunları söyledi:
“Ahmet Şık kürsüye geldiği andan itibaren normalde AYM kararını, genel görüşmedeki o süreci kendi bakış açısıyla anlatması gerekirken çok kirli, çirkin, hadsiz, edepsiz, saygısızca hakaretlere başladı. Tabii o arada bizler de itirazlarımızı yaptık ve ara verildi. Aradan sonra Meclis Başkanvekili ile beraber arka kısımda bu çirkin, hadsiz, hakaret içeren sözleri hiçbir grup başkanvekili kabul etmediğini ifade etti. Burada CHP ve DEM Partili grup başkanvekilleri Ahmet Şık ile görüştüklerini, konuşmasının geri kalan süresini hakaret etmeden tamamlayacağını, böyle bir dil kullanmayacağı doğrultusunda söz aldıklarını söyleyip ‘Genel Kurul görüşmelerine devam edelim’ dediler. Burada CHP’li grup başkanvekili ve DEM Partili grup başkanvekillerine ilgili milletvekili, ‘Çirkin, kaba, yaralayıcı, hakaret içeren sözler söylemeyeceğim’ diye söz verdi. Peki, ne yaşadık? Genel Kurula gittik, aynı milletvekili maalesef yine edepsizce, hadsizce, saygısızca, hakaret eden sözlerine devam etti. Tabii o arada hiç istemediğimiz diğer görüntüler de ortaya çıktı.
CHP ve diğer milletvekilleri Meclis’i aynı konuda olağanüstü toplantıya tekrar davet edeceklerini ifade ediyor. Tabii içeriğini görmedim, bilmiyorum. Yani hangi çerçevede nasıl bir olağanüstü davet yapacaklar bilmiyorum. İçtüzük 7’nci madde kapsamı içerisinde siyasi partiler 120 milletvekili sayısına ulaştıkları takdirde beyanda bulunabilirler. Tabii Meclis Başkanlığımız bu talebi değerlendireceklerdir. Ancak şunu söyleyeyim; TBMM Genel Kurulu gündemine hakimdir. Bir husus görüşülmüş, müzakere edilmiş, karara bağlandıktan sonra, ‘Yeniden görüşelim, tekrar karara bağlayalım’ diye bir husus olmaz. TBMM gündemine hakim olduğu için ve daha önce de karar verdiği için ikinci bir olağanüstü toplantı talebini normal görmez, normal karşılamaz. Tabii dilekçeyi görmek lazım, arkadaşlarımızın beyanını görmek lazım. Yalnız şöyle bir ifade duydum, tabii çok yakışıksızdı, çok doğru bulmadığımı da öncelikle söylemek isterim.
CHP Genel Başkanının, ‘Artık görüşmeye gerek yok, müzakereye gerek yok’. Meclis Başkanına adeta görev verir gibi, talimat verir gibi; AYM’nin boş olan, hukuk zemininde hiçbir geçerliliği olmayan, ‘Kararı oku. İlgili milletvekilinin tahliye edilmesi hususunda milletvekili olduğunu kabul et. Tutanaklara böyle geçir’ gibi çok nezaketsiz, üslup açısından da doğru bulmadığım bir açıklamasını gördüm. Yani böyle bir talepleri olacaksa, çok komik bir talep olacağını şimdiden söylemek isterim.”
Ne olmuştu?
CHP, DEM Parti, Gelecek Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve EMEP 9 Ağustos’ta, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay ile ilgili verdiği karar nedeniyle Meclis’in olağanüstü toplanmasını istemişti.
600 üyeli Meclis’te toplantı yeter sayısı olan 200’e ulaşılmıştı. TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık oturumda söz almış ve AK Parti sıralarına seslenerek “Hepinizin toplamının bu memlekete Atalay kadar hayrı dokunsa ömür boyu şükür namazı kılacak insanlarsınız. Bu ülkenin en büyük terör örgütü bu sıralarda oturanlardır” demişti.
AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, Şık’a saldırmıştı. Meclis’te milletvekilleri arasında yumruk yumruğa kavga çıkmıştı.