CHP lideri Özgür Özel, Yargıtay'ın AYM kararını tanımamasının ardından yapılacak olan Meclis Danışma Kurulu toplantısının iptal edildiğini bildirdi. CHP "15 Temmuz'un kalemle kalkışılan hali" diye tanımladığı kararı protesto etmek için sabaha kadar Meclis'te adalet nöbeti tuttu.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiği yönündeki kararına uyulmamasına hükmetti. Daire, “yargısal aktivizm” yapmakla suçladığı ihlal kararı yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Daire aynı zamanda Atalay’ın milletvekilliğinin de düşürülmesi için kararı TBMM Başkanlığı’na gönderdi.

Yargıtay 3. Dairesi’nin AYM kararını tanımamasına ilişkin yapılması planlanan TBMM Danışma Kurulu’nun toplanmayacağı bildirildi.

Kurul’un, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un çağrısıyla Yargıtay’ın kararını görüşmesi bekleniyordu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı açıklamada Kurul’un toplanmayacağını bildirerek, “Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş tarafından yapılacağı bildirilen ve saat 17.00’de toplanması beklenen Danışma Kurulu toplantısının yapılmayacağını öğrendim” dedi.

CHP’nin eyleme başlayacağını duyuran Özel, “Bu durumda dün gerçekleştirdiğimiz olağanüstü grup toplantısında aldığımız karar gereği, yargı krizi ve darbe girişimini gündemde tutmak amacıyla bugünden itibaren TBMM Genel Kurulu’nu terk etmeme eylemine başlıyoruz” diye devam etti.

Sırrı Süreyya Önder: Nöbetimde okutmayacağım

TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, Yargıtay’ın Can Atalay kararı ile ilgili görüşünü yazılı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na iletti.

Önder, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki AYM kararını uygulamayıp, üzerine bir de TBMM’ye ‘Hükmü okutup, vekilliği düşürün’ şeklindeki hukuk dışı yaklaşımını, Anayasal düzene dönük bir darbe girişimi olarak değerlendiriyorum” dedi.

“Halk iradesine, Anayasa’ya ve hukuka karşı geliştirilen bu fütursuzluk, başta siz olmak üzere bütün Meclis tarafından yok hükmünde sayılıp hak ettiği cevabı almalıdır” diyen Önder şu ifadeleri kullandı:

“Bu itibarla, anılan hüküm Meclis Genel Kurulu’nda okutulmayıp iade edilmelidir. Aksi halde, kendi nöbetimde bunu okutmayı kabul etmeyeceğimi bildirmek isterim. Bunun Anayasaya, Evrensel Hukuk İlkelerine ve ettiğim görev yeminine en uygun tutum olduğunu düşünüyorum.”

Özgür Özel TBMM Başkanı ile görüşmüştü

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kararın ardından ilk olarak TBMM grubunu olağanüstü topladı. Toplantının ardından TBMM Başkanı Numan Kurtuşmuş ile görüşen Özel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetmişti:

“Sayın Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’la telefonla görüştüm ve kendisinden içinde bulunduğumuz yargı krizi ve darbe girişimiyle ilgili Meclis Danışma Kurulu’nu olağanüstü toplamasını talep ettim. Kendisi ağırlamakta olduğu Filistin Heyeti’yle planlı programlarının ardından, gün içerisinde bu yönde bir çağrı yapacağını belirtti. Kendisinin başkanlığında yapılacak Danışma Kurulu toplantısına partimiz adına bizzat katılacağım.”

Danışma Kurulu toplantısı öncesinde parti grupları hareketliydi. AK Parti grup başkanvekilleri genel kurul öncesi bir değerlendirme toplantısı yaparken toplantıya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala’nın da katıldığı öğrenildi.

CHP’nin ardından HEDEP de konunun detaylı olarak ele alınması için genel görüşme açılması talebini Meclis Başkanlığı’na iletti.

Muhalefetin tepkisi ortak olabilir

CHP grubunun, konu Genel Kurul’da gündeme alınana kadar Meclis Genel Kurulu’nda nöbet tutacağı açıklanırken bu nöbete diğer muhalefet partilerinin de katılması için temaslar başladı. TİP Genel Başkanı Erkan Baş, muhalefetin ortak bir tepki vermesi için CHP, İYİ Parti ve HEDEP grup başkanvekilleriyle görüşme gerçekleştirdi.

TİP: Beyler kimsiniz siz?

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ve parti sözcüsü Sera Kadıgil, Yargıtay’ın, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyelerine suç duyurusunda bulunmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Yargıtay’ın AYM kararını tanımadığını vurgulayan Erkan Baş, AYM’nin 153. maddesindeki kesinlik hükmünü hatırlatarak herkesi bağladığını söyledi.

AYM kararını uygulamayanlara “Siz kimsiniz” diye seslenen Baş, Yargıtay’ın TBMM’ye Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik ‘talimatına’ da tepki gösterdi.
Baş, “Halkın iradesinin üstünde irade yoktur. Dün itibariyle açık ve net bir yargı darbe girişimiyle karşı karşıyayız. Buna karşı tepki gösterecek miyiz? Tüm milletvekillerinin şu an karşı karşıya olduğu soru budur” dedi.
Erkan Baş, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu yargı kararını kabul edersek taş devrine döneceğiz. İktidarın istediği de bu olabilir ama bunu kabul etmeyeceğimizi de herkesin bilmesi lazım. Türkiye bugünlere, iktidarın hedef seçtiklerini haksız ve hukuksuz şekilde hedef haline getirmesiyle geldi. Buna karşı hep birlikte direnme çağrısı yaptık.”

İYİ Parti’den suç duyurusu

İYİ Parti, Yargıtay’ın AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusunu Yargıtay önünde gerçekleştirdiği basın açıklaması ile protesto etti. Yargıtay önünde gerçekleşen eylemde basın açıklamasını parti sözcüsü Kürşad Zorlu okudu. Zorlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in talimat verdiğini ve parti olarak suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Yaşananları “organize bir suç girişimi” olarak tanımlayan Zorlu, Hakimler Savcılar Kurulu’nu (HSK) soruşturma başlatmaya davet etti.

DEVA: Bu küstahça kalkışmanın hesabı sorulmalı

DEVA Partisi milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay kararına uymayacaklarına dair karar alan ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne ilişkin TBMM’da basın toplantısı düzenledi. ANKA’nın haberine göre DEVA Partisi genel başkan yardımcıları İdris Şahin ve Mustafa Yeneroğlu’nun yaptığı açıklamada “Anayasa’yı ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde kullanan Yargıtay üyeleri derhal istifa etmelidir. Eğer istifa etmiyorlarsa da bu karara imza atan tüm Yargıtay üyeleri görevden el çektirilmeye davet edilmelidir” denildi.

İdris Şahin şu mesajları verdi:

“Olay sadece Can Atalay dosyasıyla anlatılmadan çok daha farklı noktalara evrildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin özellikle hem parlamentoya hem de AYM üyelerine yönelik almış olduğu kararı kabul etmemiz mümkün değil. Bu ülkenin demokrasisi aksak da olsa işledi. Dönem dönem darbelere maruz kaldı. Bu darbeler sonucunda hep millet kaybetti. Darbeyi yapanların hiçbir şekilde cezalandırılmadığını, gerçek anlamda hukuk önüne çıkartılmadığını hep gördük. Ama bugün geldiğimiz nokta itibarıyla AYM’nin bireysel başvuru sonrasında vermiş olduğu kararı Yargıtay ilgili ceza dairesinin yok saymasını kabul etmek mümkün değil. Bizim buradan uyarımız şu anki iktidar sahiplerine. Bu bireysel başvuru yolunu AYM’ye taşıdığında, o gün kampanyalarda en önemli reform olarak ifade edilen bireysel başvurunun bugün yine bir yüksek yargı tarafından yok edilmiş olmasını iktidar mensupları arzu ettiğimiz ölçüde bir tepki göstermediler. Beştepe’de mukim sözüm ona danışmanların yapmış olduğu değerlendirmelere ve Adalet Bakanı’nın bugün yapmış olduğu açıklamalara baktığımızda son derece kaygı verici bir durumla karşı karşıyayız. Yargı, zaman zaman iktidarlar elinde ülkeyi ve milleti şekillendirmek adına sopa olarak kullanıldı. Ama hiçbir dönemde bu kadar siyasallaşmadı.”

Mustafa Yeneroğlu da şöyle konuştu:

“Adalet Bakanı günlerdir AYM’yi hedef alan iddialarda bulunmakta, Anayasa’yı çiğneyerek Yargıtay’a adeta talimat vermekteydi. Bu karar öyle sürpriz bir karar da değil. Gidişat belliydi. Yukarıdan çok güçlü bir sinyal aldı ki ona göre böyle bir tablo ortada. Anayasa’ya yönelik bu darbe girişiminin Cumhurbaşkanı’nın bilgisi dahilinde yani kendisi ikna edilerek geliştirilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Her ne olduysa olsun bu darbe girişimi mutlaka bitirilmelidir. Yürütme gücünü kendine kalkan edinerek takınılan bu küstahça kalkışmanın, hukuk devletinin olmazsa olmaz ilkelerini yok sayan, kuvvetler ayrılığını reddeden bu meydan okumanın hesabı da mutlaka sorulmalıdır. Bu nedenle, Anayasa’yı ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde kullanan Yargıtay üyeleri derhal istifa etmelidir. Eğer istifa etmiyorlarsa da bu karara imza atan tüm Yargıtay üyeleri görevden el çektirilmeye davet edilmelidir. Eğer Cumhurbaşkanı hukuk devletine, bütün yaptıklarına rağmen hukuku yok sayan, ülkeyi Anayasasızlaştırma çabalarının tamamına rağmen, AYM kararlarının takmama noktasında yerel mahkemelere cesaret veren Cumhurbaşkanı eğer hukuk devletinin son kırıntılarına sahip çıkmak istiyorsa, bugün derhal Yargıtay üyelerini görevden el çektirmeye açıkça davet etmelidir. Bunun başka bir yolu yok.”

Gelecek-Saadet grubundan ortak açıklama: Hukuk düzenimize darbe

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay’a hak ihlali kararını veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla ilgili Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TBMM’de ortak açıklama yaptı. Davutoğlu, “Hukuk düzenimize yapılan bir darbe var” diyerek Anayasa Mahkemesi’nin yanında olduklarını söyledi.

Karamollaoğlu, “AYM üyelerinin itham edilmesi kabul edilemez. Bundan dolayı üzüntü duyuyoruz ve atılması gereken adımların ciddi adımlar olmasını bekliyoruz. Bu yanlışlıkların düzeltilmesini bekliyoruz. Bu iş çok ileri noktalara kadar götürülebilir. Çözüm hukukta aranmalı” dedi.

Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları ise şöyle:

“Hukuk düzenimize yapılan bir darbe var. Bireysel başvuru hakkı insan hakkının bir parçasıdır. Devletin düzeninin teamülleri var. Demokrasi tarihimizin boyunca anayasanın aldığı kararının tartışıldığını görüyor muyuz. Bunun yapılma nedeni yargı bağımsızlığını tümüyle ortadan kaldırmak, bireysel başvuru hakkını anlamsız hale getirmek.

AYM üyelerinin yanındayız. Demokratik değerlerin korunması için bütün partiler ve STK’larla hareket etmekte kararlıyız. Yargıtay Başkanı’na soruyorum, Yargıtay 3. dairesinin aldığı karar bütün kurumu temsil ediyor mu? AK Parti kitleleri üzerinden birileri devlete sızarak otoriter yönetimi kalıcı kılmaya çalışıyor.”

Abdullah Gül: Yargıtay’ın AYM üyelerini hedef yapması çok yanlış olmuştur

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yargıtay 3. Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay hakkında aldığı tahliye kararını tanımamasına ilişkin konuştu.

T24’ten Murat Sabuncu’ya konuşan Gül, Yargıtay’ın aldığı kararı “İzahi mümkün değil” olarak yorumladı.

“Yargı krizi” hakkında konuşan Abdullah Gül, “Anayasa Mahkemesi’nin İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun özgürlükçü kararlarını ve bu kararı alan üyelerini Yargıtay’ın hedef yapması çok yanlış olmuştur” dedi.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açıklamasının tamamı şu şekilde:

“Yüksek yargı organlarının yetki ve sorumlulukları Anayasamızda sarih bir şekilde belirtilmiş olmasına rağmen Yargıtay’ın dün aldığı kararın izahı mümkün değildir. Vaktiyle Anayasa Mahkemesi’nin özgürlük karşıtı vesayetçi kararlarını tenkit ve reddetmiş ama Anayasa’ya uyarak gereğini yerine getirmiştik. Anayasa Mahkemesi’nin İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun özgürlükçü kararlarını ve bu kararı alan üyelerini Yargıtay’ın hedef yapması çok yanlış olmuştur.

Hukuk sistemi ve adalete olan güvenin kaybolmaması hayati derecede önemlidir. Ayrıca ekonomi ve dış politika uygulamalarında Türkiye’nin itibarını zedeleyecek ve hükümeti zor duruma sokacak bu hukuk kaosunun hızlı bir şekilde, olgun bir demokrasi anlayışı ve anayasal çerçevede çözümü bir zarurettir.”

CHP lideri Özgür Özel’in, Yargıtay’ın AYM kararı sonrası çağrı yaptığı TBMM’de toplantı gerçekleşmemesi üzerine CHP Grubu eylem başlattı. Genel Kurulu’da ‘adalet nöbetine’ başlayan CHP’li vekiller Meclis sıralarında oturarak eyleme başladı.

CHP’de bugün nöbetçi olarak gönüllü olan 20 milletvekili meclis sıralarında oturup kapaklara vurarak Yargıtay’ın AYM ile ilgili kararını protesto etmeye başladı. CHP’li milletvekilleri sabaha dek meclisi terk etmeyerek protesto eylemini sürdürdü.

TBMM Genel Kurulu’nda gündem yargıydı

Yargı krizi, TBMM Genel Kurulu’nda da gündem oldu. TBMM Genel Kurulu’nda, gündem dışı konuşmaların ardından grup başkanvekilleri söz alarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “Türkiye’de yüksek yargı mercileri birbirine girmiş; yürütmenin bir organı, Cumhurbaşkanlığı’nın Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili, doğrudan Meclis’i hedef alıyor yani yasama bir taraftan yargıdan, bir taraftan yürütmeden dayak yiyor ve biz burada hiçbir şey olmamış gibi turuncu koltuklarda kendi gündemimizi paylaşacağız, bilmem neyin sorunlarını paylaşacağız, öyle mi? Orta yerde bir devlet krizi vardır. Devlet krizi varsa, ona değinmeden başka bir şeye değiniyorsanız aslında siz asla samimi değilsiniz ve sadece günü geçiştiriyorsunuz” diye konuştu.

Ak Parti’den düşük dozlu yanıt

Ak Parti Grup Başkanvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’nun ise tartışmaya kaçınmak yerine düşük dozda bir açıklama yapması dikkat çekti:

“İki yüksek mahkeme kararı arasında görülüyor ki bir çatışma söz konusu. Yüksek yargı mercileri arasında çatışma görüntüsü doğru bir durum değildir. Bu ihtilafın veya bu çatışmanın çözülmesi anayasal sınırlar içinde olacaktır ve olmalıdır. İki yüksek yargı organı arasındaki çatışma Anayasa hükümlerini farklı yorumlamaktan kaynaklanıyor gibi görünüyor.”

Tartışmaya bir tek MHP katılmadı

İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta ise “Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılına vahim bir hukuk skandalıyla başlamanın üzüntüsü içerisindeyiz. Üzülüyorum, çünkü Anayasa askıya alınmış, yargı içerisindeki kutuplaşma başlamış, siyasi otorite hukuk üstünde hakimiyet kurarak en temel insan hakkı olan adaleti keyfiyen işletir hale gelmiştir” dedi.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay’ın diğer partilerin grup başkanvekilleri gibi yargıdaki krize değinmeyip, Atatürk’ün vefatının 85.yıl dönümüne ilişkin konuşması dikkat çekti.

Yargıtay kararına 15 Temmuz benzetmesi

CHP lideri Özgür Özel, Genel Kurul salonunun çıkışında açıklama yaptı. Özel, şunları söyledi:

“Yargı içerisindeki bir klik, AKP ve MHP’den aldıkları cesaretle Anayasaya kafa tutmaktadırlar. Anayasaya kafa tutmak darbe girişimdir. Anayasaya kafa tutarsanız bu ülkedeki kamusal düzeni nasıl sağlayabiliriz?

Numan Kurtulmuş’u sabah makul bir saatte aradım. Numan Kurtulmuş da bu durumdan hoşnut değildi. Numan Kurtulmuş’a Meclis’in saldırı altında olduğunu söyledim aynı 15 Temmuz’daki gibi. 15 Temmuz’dakiler tankla, tüfekle yaparlarken bugünküler kalemle, kararla yapmaktadır.

Numan Kurtulmuş bu tespitlerimi dinledi. Bir Filistin Heyeti olduğunu, Danışma Kurulu’nun akşam saatlerine kalmasının mahsuru olup olmadığını sordu. Mahsuru olmadığını söyledim. Akşam 5’te yapılması beklenen toplantı bir şekilde yapılamadı. Ben bunu Numan Bey’e kondurmam ama dün yürütmenin yasamaya tahakkümü varken bugün de yürütmenin yasamaya tahakkümünü savunan birileri var.

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı ve Milletvekilleri de eylemimizi ziyaret ettiler ve desteklerini açıkladılar. Diğer partiler de kendi durumlarına göre desteklerini ifade ettiler.

Biz bundan sonraki süreçte bu darbe girişimine karşı kim direniyorsa yanında olacağız. Ben bütün yurttaşlarımızı Anayasa’yı tanımayan bu tavra karşı direnmeye çağırıyorum. Darbeleri halk bastırır.”

 

Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi açıktan kavgaya girdi; devlette benzeri görülmemiş bir kriz çıktı