Hakkari’de AK Parti’nin kuruluşundan bu yana üyesi olan iş insanı Mehmet Seven’in öğretmen kızı Zuzan Seven, Yeşil Sol Parti’den adaylık başvurusu yaptı. Kızının başvurusu üzerine Ak Partili baba duruma tepki gösterip yazılı bir açıklama yayımladı. Seven, kızının başvurusunu desteklemediğini, kızının birileri tarafından kandırıldığını iddia etti.
Medyascope’dan Ferit Aslan’nın haberine göre, Seven, “Ailece bilgimiz dışında yapılan bir başvurudur. Kızımın kendi tercihidir. Ailemizi kesinlikle bağlamıyor. Yaklaşık 20 yıldır AKP’de siyaset yapıyorum. Kızım Hakkari’de yaşamıyor. Bölgenin sosyolojisini bilmiyor. Birilerinin yönlendirmesiyle aday olduğunu düşünüyoruz. Yaptığı başvuru ailemiz başta olmak üzere en çok beni rahatsız etmiştir” dedi.
Babasının açıklamasından sonra Zuzan Seven, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, kendisine siyasi olarak en yakın bulduğu HDP/Yeşil Sol’dan Hakkari ve Şırnak illeri için aday adayı olarak başvurusu yaptığını belirtti. Seven, “Bilindiği üzere Hakkari’nin tanınan iş insanlarından biri olan babam bu kararımı desteklemediğini yerel basın vasıtasıyla açıkça beyan etmiştir. Bu beyandan sonra aday adaylık başvurumu geri çekip çekmeyeceğime ilişkin gelen sorular doğrultusunda bir açıklama yapma gereği duymuş bulunmaktayım. Babamın basına verdiği bu demeç, aramızda ideolojik ve siyasi ortaklığın olmadığını gösterme ihtiyacından kaynaklı sanıyorum” diye konuştu.
‘Babamla yaşadığım ihtilafın siyasetle sınırlı kalmasını dilerim’
Öğretmen Seven, açıklamasının devamında şunları anlattı:
“Aile kurumuna birçok açıdan kıymet atfetmekle beraber ataerki kodlarına sahip klasik aile kurumunun öznelleşmenin özellikle de kadın açısından- önündeki en büyük engellerden biri olduğunun bilincine varmış biri olarak ailemle aramdaki siyasi ve ideolojik ayrılığı bir dezavantaj olarak değil kendi açımdan öznelleşmenin bir işareti ve bir avantaj olarak görüyorum. Çünkü bizler Kürt siyasal hareketiyle yaşamı anlamlandırmış yurtseverleriz. Ailemle bilhassa da babamla yaşadığım ihtilafın siyasi ve ideolojik çerçeveyle sınırlı kalmasını daha geniş anlamdaki aile bağlarımızı olumsuz anlamda etkilememesini umuyorum. Ancak bilmenizi isterim ki bizim ailemiz bu dar aile yapısından çok daha büyüktür. Bu aile içerisinde sistemin hışmına uğramış milyonlar bulunuyor. Bu aile içerisinde direnen ve mücadeleyi terk etmeyen kadınlar var. Bu aile içerisinde cezaevi önünde saatlerce görüş için bekleyen on binlerce tutuklu yakını var. Babamın desteği benim için elbette motive edici olurdu ancak bu destekten mahrum kalmam hasebiyle aday adaylık başvurumu geri çekmem söz konusu değildir. Aksini yapmam hem bir kadın olarak özgürlüğümden taviz vermek hem de sembolik olarak kadınlar ve ezilen halklar açısından irade kırıcı olacaktır. Bu nedenle ezilen ve emekçi tüm kadınlar ve de halklar için özgürlük mücadeleme devam etmekten asla vazgeçmeyeceğim.”