14 Mayıs 2023’te toplam 894 bin 424 oyun geçerli sayıldığı Hatay’da tercihini Can Atalay’dan yana kullanan seçmen onun Gezi davası nedeniyle tutuklu olduğu cezaevinden çıkıp Meclis’te haklarını savunurken görmeyi bekliyordu. Ama işler öyle ilerlemedi.
Atalay’ın maruz kaldığı süreç Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iki kere hak ihlali kararı vermesi, buna karşın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin daha önce benzeri görülmemiş bir biçimde dosyayı Yargıtay 3. Dairesi’ne göndermesiyle hukuk krizine döndü. Daire AYM kararının tanımadı.
30 Ocak 2024’e gelindiğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın yönettiği Genel Kurul’da Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü. Bu başka bir polemiğin kapısını araladı. Çünkü okunan Yargıtay’ın Can Atalay’ı mahkum eden kararı değil onunla ilgili başka bir hükümdü. Bu duruma CHP itiraz etti. AYM’ye başvurdu.
22 Şubat’taki Genel Kurul toplantısında başvuruyu görüşen Yüksek Mahkeme oy çokluğuyla karar verilmesine yer olmadığına hükmetmişti. Kararın gerekçesi Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.
Buna göre AYM oy çokluğuyla Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğuna karar verdi. Tartışma bir kez daha alevlendi. Muhalefet kanadında birçok siyasetçi hukukun gereğinin yapılmasını istedi.
Can Atalay ise sessizliğini günlerce korudu. Gelişmelere dair ilk açıklamasını bugün yaptı. Siyasetçi tahliye beklentisini yineledi:
“Anayasa’nın açık, hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın ‘olmayan hükümlerle’, ‘olmayacak işlemlerle’ seçilmiş bir milletvekilinin milletvekilliğini ‘düşürdüler’. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Anayasa’nın açıkça çiğnenmesine ortak ettiler.
‘Artık söz konusu olan Meclis’in saygınlığı’
Tepkim, itirazım, uğradığım haksızlığın yanı sıra ülkemize yaşatılan ‘anayasal krizdir’. Kimin hangi hakkı, hangi yetkiyi nasıl kullanacağının öngörülemediği; kuralsızlığın egemen olduğu bu halin memlekete vereceği zararlardan ülkem adına endişe duydum. Anayasa Mahkemesi’nin bir kez daha gelişmeyi hukuk zeminine çekme kararını hem kendim hem de ülkem için çok önemli buluyorum. Milli iradeye ve kolu bacağı budanmış dahi olsa demokrasiye zerre saygısı olanlar memlekete daha fazla zarar vermemelidir. Artık söz konusu olan meclisin hukukudur. Artık söz konusu olan meclisin saygınlığıdır. Artık söz konusu olan meclise talimatla işlem yaptırılmasına itirazdır.
‘Tahliyemi bekliyorum’
Anayasa Mahkemesi Kararı’nın derhal uygulanarak hukuka dönülmesini, Anayasa açık hükümlerinin uygulanmasını, zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını, hakkımda art arda verilen hak ihlalleri kararlarının doğal sonucu olarak tahliye edilmemi bekliyorum. Yenileyerek diyorum ki: Anayasa Mahkemesi kararının gereklerinin ivedilikle uygulanmasını, Anayasa’nın açık hükümlerine daha fazla direnilmemesini, zaten hiç düşmediği tespit edilen milletvekilliğine ilişkin tüm prosedürün yerine getirilmesini, Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili üç kararının doğal ve zorunlu sonucu olarak bekliyorum.”